Makaleler
Articles in English
|
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
AMERİKA IRAK'TA BAŞARISIZ MI-II
Geçen hafta Amerika'nın Irak savaşının Türkiye açısından bir değerlendirmesini yapmaya çalışmıştım.
Bu hafta konuya Amerika'nın çıkarları açısından eğilmeye çalışacağım.
(Tabii bu savaşın Irak devleti ve Irak halkı açısından değerlendirilmesi ise bambaşka bir konudur.)
Elimizdeki veriler şunlar:
ABD, Irak'a üç nedenle saldırdığını ilan etti.
- Saddam'ın elinde Kitle İmha Silahları vardır; dünya barışı, insanlık ve bölge için büyük tehdit oluşturan bu silahların yok edilmesi gerekir.
- Saddam zalim bir diktatördür, kendi halkı ve bölge barışı için bir tehdit oluşturmaktadır; devrilmesi gerekir.
- Dünya barışı, insanlık ve bölge güvenliği için, Irak'taki rejim bir tehdit oluşturmaktadır; bu ülkeye demokrasi getirilmelidir.
Dünya kamuoyuna açıkça ilan edilen bu hedefler açısından şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
- Saddam'ın elinde Kitle İmha Silahları bulunduğu iddiası doğru çıkmamıştır; bu açıdan ABD, dünya kamuoyu karşısında yalancı durumuna düşmüştür.
- Saddam devrilmiş, yakalanmış ve mahkeme karşısına çıkarılmıştır; bu açıdan ABD hedefine varmıştır.
- Irak'ta demokrasi adına atılan adımların tümü, yapılan Anayasa ve genel seçimler dahil, bu ülkeye demokrasinin öyle kolay kolay gelemeyeceğini göstermiştir, şu andaki kanlı çatışmalar ve direniş bir yana, demokrasi adı altında uygulamaya konulan rejim hem temel hak ve özgürlükleri sağlamaktan çok uzak kalmış hem de ancak aşiretler arası dengelere dayalı, İslami kurallar çerçevesinde, sınırlı ve kısıtlı, bir nevi "İslami Demokrasi" niteliğine dönüşmüştür; böylece bu hedef açısından Amerika başarıya ulaşmıştır denilemez.
Peki ilan ettiği üç hedeften biri yalan çıkan, biri başarılı olmayan, sadece Saddam'ı devirebilen ABD, bu savaş için hangi bedelleri ödemiştir?
- Reuters'in bilgilerine göre, savaşın başladığı 20 Mart 2003'ten beri, 2006 yılı başı itibarıyla, 2200 dolayında ABD, 100 dolayında İngiliz ve 100 dolayında öteki müttefik ülkelerin askeri ölmüş, Irak da yaklaşık 5.000 asker, 30.000 sivil yitirmiştir.
- Irak'ta bulundurduğu 150.000 kişi dolayındaki orduyu oluşturmak için paralı ve gönüllü askerliğin sınırlarına ulaşmış, yaklaşık 200 milyar dolar da masraf etmiştir.
- Kitle İmha Silahları konusunda yalan söylediğinden dolayı uluslar arası güvenilirliği önemli bir darbe yemiştir.
- Irak savaşı, Vietnam savaşı çağrışımları yaparak, Irak'ta bir bataklığa saplandığı ve bu bataklıktan nasıl kurtulacağını bilmediği izlenimi vererek, dünya kamuoyuna yansıyan işkence olaylarıyla birlikte dünya çapındaki prestijini zedelemiştir.
- Irak'taki Türkmenlerin durumundan ve Kuzey Irak'taki oluşumlardan dolayı, bölgedeki önemli bir müttefiki olan Türkiye ile olan ilişkileri gerginleşmiştir.
- Bush yönetimi içerde ciddi bir kamuoyu desteği kaybına uğramıştır. (Bu madde, "ABD'nin kaybı mıdır", ayrıca tartışılabilir tabii. Ama en azından "yönetimin" kaybı olduğu kesindir.)
Bu çözümleme nesnel bir bilanço gibi görünse ve ABD'nin Irak savaşında, kendi açısından başarısız olduğu gibi bir izlenim verse de olayların ardındaki gerçekler pek de öyle değildir.
Bakınız ABD, Irak savaşı ile gerçekte neler kazanmıştır:
- Ortadoğu petrollerinin önemli bir bölümüne fiilen el koymuştur.
- Dünyanın en stratejik ve sorunlu bölgelerinden birinde askeri konuşlanma sağlamıştır.
- İsrail için bir tehdit niteliği taşıyan Irak devletinin bütünlüğünü ortadan kaldırmış, ülkeyi, aşiretler arası dengelere dayalı istikrarsız bir niteliğe büründürmüştür.
- Ortadoğu'daki Arap-İsrail çatışması denklemine, bağımsız bir Kürt devleti oluşumunu dahil ederek, İsrail'i rahatlatmış, kendisi için de bir müttefik daha yaratmıştır.
İki haftadır sürdürdüğüm bu yazıların sonunda şu ortaya çıkıyor: Amerika'nın Irak savaşının Türkiye açısından olumsuz sonuçlar verdiği ortadadır; ama kim gönül rahatlığıyla, "Amerika kendi açısından başarısızdır" diyebilir.
|