Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ASIL KİMLİK

İnsanoğlu ne kadar zavallı bir yaratık:

Kendini özgür ve her şeyin egemeni sanıyor.

Ama aslında doğanın tutsağı:

Bireysel varlığını sürdürmek için, yemek, içmek, uyumak, korunmak, neslinin varlığını sürdürmek için de üremek zorunda.

İnsanlığın övündüğü bütün uygarlık, bu tutsaklıklar üzerine kurulu.

İnsan üstelik de ölümlü.

Ayrıca, dünya üzerinde yaşayacağı bilemediniz yüzyıllık bir dönemi nasıl geçireceği, bu dönemin sonuna varıp varamayacağı, yaşadığı sürece sağlıklı olup olmayacağı, hep yine doğanın belirlediği genlerine yazılmış.

Sanki bütün bunlar yetmiyormuş gibi, doğal afetler, salgın hastalıklar, savaşlar, bireysel kazalar, cinayetler onun bu tutsaklığını arttırıyor, yaşam olanaklarını ve biçimini kimi zaman sınırlıyor ve kısıtlıyor, kimi zaman da sona erdiriyor.

Doğa ve toplum, onu iyice egemenliği altına alıyor.

Zavallı birey, bütün bu sınırlama ve kısıtlamalar bağlamında özgür ve egemen olduğu yanılsamasını, bir de ait olduğu, aile, ırk, milliyet, din, mezhep, coğrafya, devlet gibi kurum ve olguların belirlediği baskılar ve yönlendirmeler çerçevesinde sürdürmeye çalışıyor.

Neredeyse yaşamının yüzde 99'u bu biçimde belirlenmiş olan tutsak birey, kendine kaldığını sandığı yüzde 1 dolayındaki "göreli özgürlük alanında" ise yine arkadaşlarının, toplumsal eğilimlerin, modanın, kitle iletişim araçlarının oyuncağıdır; özgür iradesiyle yaptığını sandığı seçimler, onların etkisiyle oluşturduğu tutum ve davranışlardır; ama yine de meslek seçimi, çalışkanlık, ahlâklılık gibi alanlardaki seçimler "göreli bir özgürlük" alanını belirler.

* * *

Son günlerde gündemi belirleyen "kimlik tartışmalarını" işte bu genel bağlam çerçevesinde ele almak gerekir.

Kimi insanlar, oluşturulmasında hiçbir katkılarının bulunmadığı, "doğuştan gelen kimliklerine" çok bağlıdır.

Din, mezhep, ırk, milliyet, coğrafya, aile ve vatandaşlık kimlikleri, bireyin kendi çabalarından, göreli özgürlük alanındaki davranışlarından bağımsız kimliklerdir.

Bu tür insanlar, örneğin, tuttukları takımın da fanatik taraftarı olur; çünkü övündükleri kimlik, kendi varlıklarının, katkılarının dışında oluşan bir kimliktir.

Oysa asıl kimlik bireyin, doğanın ve toplumun bütün sınırlamaları çerçevesinde, kendine tanınan "göreli özgürlük alanında" sahip olduğu tutum ve davranışlardan, yaptığı işlerden oluşur:

"Ahlâklı ya da ahlâksız olmak, çalışkan ya da tembel olmak, güvenilir ya da güvenilmez olmak, insanlara sevgi, eşyaya yaratıcılıkla yaklaşmak ya da yaklaşmamak, laik ve demokrat olmak ya da olmamak" gibi değerler bireyin asıl kimliğini belirleyen temel ögelerdir.

Bütün bunlara ek olarak, bireyin, içinde yaşadığı insanlık ailesine katkıları da onun kimliğini belirleyen önemli ögelerden biridir; başta sanat ve bilim alanları olmak üzere tüm mesleki başarılar, bireyin asıl kimliğinin temel taşlarındandır.

* * *

İnsanların doğuştan gelen kimlikleri, onların bireysel tutum ve davranışlarından, başarı ya da başarısızlıklarından bağımsızdır.

Dolayısıyla bireyin, kendi iradesiyle seçim yapmadığı bir alanda sorumluluk yüklenmesi de ancak ileriye dönük tutum ve davranışları açısından bir anlam taşır, geçmişin yükünü ya da onurunu paylaşması açısından değil.

Uygar insan, dini, mezhebi, ırkı ve milliyeti ile övünmez.

Bunlardan utanmaz da.

Kendi kültürel kimliğinin bütün öteki kültürel kimliklerden ne daha üstün ne de daha aşağı olduğunu düşünür.

Kendine saygısı olan insan, kimliğini, kendi bireysel çabalarıyla oluşturmaya çalışır, sahip olduğu tutum ve davranışlar ve yaptıkları ile övünür ya da bunlardan dolayı utanır; başarılı insan, kendi kimliğine de en büyük hizmeti yapmaktadır zaten.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional