Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ALT KİMLİK-ÜST KİMLİK Kimlik tartışmalarının özünde yatan sorun, bu tartışmaların bir toplumun bütünlüğüne mi yoksa bölünmesine mi hizmet ettiği hususudur. Dünyada ve Türkiye'de hız kazanan bu tartışmaların altında dünyayı yönetmeye soyunan büyük gücün yani Amerika Birleşik Devletleri'nin öncülüğünün yatması, bir zamanlar bu rolü üstlenmiş olan Büyük Britanya İmparatorluğu'nun ünlü "böl ve yönet" ilkesini anımsatıyor. Her insan kaçınılmaz bazı kültürel kimliklerle doğar. Bunların çoğu alt-kimlik özelliği taşır, bir tanesi ise genellikle üst-kimlik olarak işlev yapar. Ama zaman içinde bilinci gelişen birey, bu kimlikler arasında bir tercih yapabilir ve kendi üst kimliğini de yeniden belirleyebilir. Bir insanın, kendi iradesi dışında, doğumda edindiği kimlikler beş tanedir:
Bu beş ögeden ilk dördü, zaman içinde, tarihte çoğu zaman toplumları bir arada tutan üst-kimlik işlevi de görmüşlerdir. Özellikle din-tarım imparatorlukları döneminde din ve mezhep böyle bir işlevi yerine getirmiştir. Zaman içinde endüstrileşme sürecinin etkisiyle, laiklik ve demokrasi geliştikçe, her insanın din, mezhep, dil, ırk farkı gözetmeksizin eşit haklarla doğduğu inancı yerleştikçe, demokratik ülkelerde, vatandaşlık bağı bir üst-kimlik niteliği kazanmıştır. Türkiye'deki kimlik tartışmalarında, ailenin, coğrafyanın, din ve mezhebin, ırk ve milliyetin yani alt-kimlik niteliği taşıyan kültürel özelliklerin ön plana çıkarılması, hele hele üst-kimlik olarak kullanılması, hiç kuşkusuz hem toplumsal bütünlüğü hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını zedeleyici nitelik taşır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nın, Yirmibirinci Yüzyılda, yüzyıllar önce, Orta Çağ'da, bir üst kimlik niteliği taşıyan dini, toplumsal özellik olarak birleştirici öge niteliğiyle ön plana çıkarması çok düşündürücüdür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan bireyleri Türk olarak niteler. Bu niteleme ne ırka ne dine dayalı bir nitelemedir, sadece siyasal vatandaşlık bağını belirler. Yani Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese Türk denilir; aynen Amerikalı, Fransız, İngiliz gibi; bu insanların kökenleri değişik olabilir: Kürt, Türk, Rum, Ermeni, Arap, Laz, Çerkez gibi. İnsan alt-kimliği ile övünebilir, onu geliştirmek için her türlü çabanın içine de girebilir, bunda bir sakınca yoktur. Sakınca, alt-kimliklerin kullanılarak devletin üniter yapısının ya da laik ve demokratik düzeninin reddedilmesinde yatar. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024