Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TÜRBAN KİMİN YA DA NEYİN SİMGESİ?
Türban, neyin ya da kimlerin simgesi? AKP iktidarı her türlü yasal yolun kapalı olmasına karşın niçin üniversitelerde "türban özgürlüğü" istemekten vaz geçmiyor? Bu isteği neden bazı çevrelerde büyük bir olumsuz hassasiyet yaratıyor? Bu soruların yanıtları, türban sorunun ülkemizdeki tarihsel, toplumsal ve siyasal öyküsü bilinmeden verilemez. Üniversitelerdeki türbanlı öğrenciler 1960'lı yılların sonunda sınıflarda görünmeye başladılar. Aynı yıllar, İmam Hatip okullarının yaygınlaşma yıllarıydı. Soğuk Savaş bağlamında, komünizmle savaşmak için dinciliği ve milliyetçiliği eğitim yoluyla da yaygınlaştırma siyaseti bu yıllarda özel bir hız kazanmıştı. "Dinci" siyaset güden çevrelerin yoz bir demokrasi anlayışını yansıtan propagandaları, "Ne yapalım, Anadolu halkı İmam Hatip okulu istiyor" biçimindeydi. Yine aynı çevreler, İmam olamamalarına karşın, kızların da İmam Hatip okullarına yollanmalarını, ve hatta kızlar için özel İmam Hatip okulları açılmasını "Ne yapalım, halkımız kız çocuklarını ancak İmam Hatip okulu olursa, okula yolluyor" biçiminde desteklediler. Kızların başlarının kapatılması uygulaması, İmam Hatip okullarında, esas özelliği anti komünizm olan devlet desteğiyle başladı. Önce sadece Kuran derslerinde başlayan bu uygulamanın adı o zamanlar "türban" değildi; bildiğimiz "başörtüsü" deniliyordu. Daha sonra, devlet eliyle üretilen bu gençler, üniversiteye gelince, orada da başlarını kapatmak istediler ve kapattılar da. Önceleri hiçbir sorun yaşanmadı. Daha sonra "dinci" siyaset, istismar etmeye başlayınca, üniversitelerde "başörtüsü" yasaklandı. Derken YÖK Başkanı İhsan Doğramacı "Çağgerisi başörtüsü yasaklanabilir ama çağdaş bir biçimde bağlanmış türbanla öğrenciler üniversitelere girebilirler" deyince konu hem "türban" adını aldı hem de yeniden alevlendi. Sonunda yasak, ulusal ve uluslar arası yargı kararlarıyla onaylandı. Bu arada dört gelişme yaşandı:
Sorun da tam buradan kaynaklanmaktadır: Türkiye'nin henüz çağdaşlaşamamış yarı feodal, yarı dinsel, erkek egemen toplumsal yapısının gelenekleri, dış güçlerin desteği ve siyasal iktidarın bu olayı benimsemiş olması, "türban" uygulamasının, her an hayata geçirilme olasılığı olan bir tehdit niteliği kazanmasına yol açmıştır. Peki buradaki tehdit nerededir? Tehdit, insanların günlük yaşam biçimlerinedir: Bir an için türbanın üniversitelerde serbest bırakıldığını tasavvur edelim; mademki türban dindarlığın, ahlakın, iffetin, namusun bir simgesidir, o halde türban takmayan kızlarımızın durumu ve özellikle türbandan yana olan erkeklerin onlara karşı davranışları nasıl olacaktır? Düşünmek bile istemiyorum. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024