Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

BÖLÜCÜLÜK DUYGUSAL AŞAMADA BAŞLAR

 

Çağımızda insan hakları konusundaki gelişmelerin milliyetçilik ya da ulusalcılık kavramına getirdiği en önemli katkı bireysel irade ögesidir.

Tarım Devrimi sırasında gelen tek tanrılı dinlerin oluşturduğu din kökenli kimlik ve Endüstri Devrimi'nin getirdiği milliyet kökenli kimlik, çağımızda bireysel irade ile bütünleşmiştir.

Böylece daha önceleri, din, dil, tarih, coğrafya ve kültür geçmişindeki ortak ögelerle tanımlanan milli ya da ulusal kimlik, günümüzde, bireyin tercihlerine dayalı olan ve bireysel iradeyi yansıtan bir seçimi de içermeye başlamıştır.

Tabii böyle bir milliyetçilik ya da ulusalcılık anlayışı, laik ve demokratik devlet yapısının gereği olan, vatandaşların din, mezhep, dil, lehçe, ırk ve milliyet farkı gözetilmeksizin devlet karşısındaki mutlak eşitliğine dayanan bir gelişmeden etkilenmiştir.

Böyle bir milliyetçilik ya da ulusalcılık anlayışının ise siyasal nitelikli olduğu ve bireysel iradelerle de desteklendiği açıktır.

Yani Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan ve bu vatandaşlığı reddetmeyen herkes, din, mezhep, dil, lehçe, ırk ve milliyet farkı gözetilmeksizin Türk milletini oluşturur.

Bu tanım siyasaldır.

Siyasal olarak tanımlanan bu millet kavramında, tabii ki, farklı dinlere, mezheplere, ırklara ve milletlere mensup olan herkes eşittir.

Siyasal olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, farklı kültürleri yada kökenleri olan insanları bir arada tutar.

Herhangi bir kişi dinsel, mezhepsel, ırksal yada milli bazı gerekçelerle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ya da Türk milletine mensubiyetini reddedebilir.

Buna karşı yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur; çünkü günümüzde bireysel iradelerine karşın insanları belli siyasal grupların mensubu saymak olanağı kalmamıştır.

* * *

Tarih, Tarım Devrimi'nden sonraki toprak savaşları ile Endüstri Devrimi'nden sonra ortaya çıkan pazar savaşlarının, ideolojik olarak din ve milliyet eksenleri üzerinde yapıldığını bize öğretir.

Bireyin kimliğini oluşturan her din ve her milliyet, saldırgan, yayılmacı, şeriatçı ve faşist amaçlar adına istismar edilebilir ve pek çoğu edilmiştir de...

* * *
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunda, "Misakı Milli hudutları içindeki Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir" diyerek, biraz önce yukarda açıkladığım çağdaş milliyetçilik kavramına uygun siyasal bir tanım yapmıştır. "Ne mutlu Türk olana" değil, "Ne mutlu Türküm diyene" sözü ile Türklüğü, ırka, ya da antropolojik özelliklere değil, bireysel iradeye bağlamıştır.

* * *
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan insanları din, mezhep, ırk ve millet bağlamlarında birbirine düşürmek isteyenler tabii ki vatandaşların ortak değerlerine saldırarak bu işi gerçekleştirmek isteyeceklerdir. Ayrılıkçılık, ya da bölücülük, bireysel düzeyde kin ve nefret duygularıyla beslenir ve gelişir. Bayrak gibi cami gibi ortak değerlerimizin simgelerine sahip çıkarken kin ve nefreti değil, hoşgörüyü, laikliği, demokrasiyi, insan haklarını ortak yaşamın bize sağladığı güzellikleri vurgulamalı, beslemeli ve geliştirmeliyiz. İnsanlığı kana bulayan büyük katliamların daima din ve milliyet çizgisinde ortaya çıktığını hiç unutmamalıyız.

  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional