Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 
AYDINLANMA, CUMHURIYET NASIL ISLAMLASTIRILIYOR-I

Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

CUMHURİYET NASIL İSLAMLAŞTIRILIYOR-I

 

Bir takım yazarlar, Türkiye'de bugün yaşanan İslamlaşma sürecini sanki kendiliğinden ortaya çıkan bir olgu gibi sunarak, bunun bir anlamda, doğal, normal yani kaçınılmaz bir olay olduğunu söylemek istiyorlar.

Bunların tezine göre, "Türkiye Müslüman vatandaşlardan oluştuğu için, Cumhuriyet rejimi tarafından kurulan laik düzen, demokratik hak ve özgürlükler geliştikçe, İslama kayacaktır ve bu İslamlaşma hem doğal, hem normal hem de demokratik bir süreçtir."

Bu nedenle de "İslamlaşma sürecine karşı çıkmak, toplumun doğal gelişimine ve demokrasiye karşı çıkmak anlamını taşır." diyorlar.

Bu tezin hem tarihsel ve güncel, hem de evrensel ve yerel sakatlığı açıktır:

Tarihsel olarak demokrasi, dinsel baskıdan kurtulabilen (aydınlanma sürecini yaşamış) toplumlarda yeşermemiş midir?

Şimdi bu süreci tersine işletip, laik ve demokratik düzenden dinsel düzene geçmeyi, hem de demokrasi adına, tarihsel açıdan bir gelişme olarak nasıl savunabilirsiniz?

Evrensel olarak, dinselleşme, demokratikleşmenin doğal bir sonucu ise, niçin Hıristiyan Dünyası'ndaki demokratik toplumların laik rejimleri, dinsel yönetimler haline dönüşmedi ve dönüşmüyor?

Türkiye açısından dinselleşme, laiklikten geri dönüş olduğu için toplumun temel hak ve özgürlüklerini, İslami kültür ve siyaset açısından vesayet altına alarak demokrasiyi tahrip etmez mi?

Bu soruların yanıtları açıktır:

Hüzünlü olan nokta, Türkiye'de İslam kültürü ve düşüncesi ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir takım yazarların, siyasal ve ekonomik rant uğruna, (veya basit popülist kaygılarla) bu yanlış görüşlere destek vermesidir.

İşin ilginç yanı ise, İslamcı dönüşümü savunan yazarların, Cumhuriyet'in kuruluşunu, toplumsal mühendislik olarak niteleyip, üstelik başına bir de Jakoben sıfatı ekleyerek, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş sürecini demokrasi adına karalama gayretleridir.

Oysa yine açıktır ki, bir din-tarım imparatorluğunda, demokrasinin hiçbir alt yapısının ve insanlarda vatandaşlık bilincinin oluşmadığı bir toplumda, demokrasiye geçişin kısa yolu ancak devrimdir.

Böyle bir devrimi, demokrasinin alt yapısının ve bireylerin vatandaşlık bilinçlerinin oluştuğu endüstri toplumlarındaki demokratik süreçlerle yargılamanın yanlışlığı, açıktır.

Türkiye'de insanı hayrete düşüren bir başka nokta, kavramlar alt-üst edilirken, tarihsel ve bilimsel gerçeklerin bütünüyle çarpıtılmasına bilimsel çevrelerden hiçbir tepki gelmemesi, tam tersine bazı çevrelerin (ya da akademik unvanlı kişilerin) yine siyasal ve ekonomik rant uğruna (veya basit popülist kaygılarla) bu çarpıtmalara destek vermeleridir.

Bugün işaret etmek istediğim bir başka çarpıtma, Cumhuriyet döneminde toplumun demokratikleştirilmesi süreci için uygulanan devrimleri, İslamcıların, "Toplumsal mühendislik" diye niteleyerek karalama çabalarıdır.

Oysa Cumhuriyet dönemindeki devrimler tabii ki toplumsal mühendislik niteliği taşır ve toplumu demokratikleştirmek için uygulanan bir dizi yasal, siyasal ve kültürel önlemleri içerir.

Benim işaret etmek istediğim çarpıtma, aynı toplumsal mühendislik çabalarının, İslamcılar tarafından çok daha etkin ve demokrasiyi tahrip eden bir biçimde kullanılmış olmasıdır.

Yani bu yazarlara göre, toplumsal mühendisliği İslamcılar yapınca iyi, Cumhuriyet döneminde demokrasi adına yapılınca kötü oluyor.

Haftaya bu sütunda bir tarihsel belge açıklayacağım.

O zaman 2005 Türkiye'sinde hâlâ devleti ve toplumu dinselleştirme çabalarının demokrasi adına yutturulabilmesinin ardında yatan toplumsal mühendislik çabalarını yani devlet desteğini çok daha iyi göreceksiniz.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional