Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

AMERİKA'DAKİ TÜRKİYE

 

Amerikan yönetiminin laik ve demokratik Türkiye için "ılımlı İslam" modelinde ısrar etmesi hiç kuşkusuz sadece Türkiye'deki Türkleri değil, Amerika'daki Türkleri de çok rahatsız ediyor.

Geçen iki hafta boyunca, Amerika'daki Türklerin kurdukları örgütlerin ve ayrıca bir üniversitenin davetlisi olarak bu ülkede beş konferans verdim ve bazı gözlemler yapmak fırsatını buldum.

Hemen belirtmeliyim ki, nasıl Almanya'da yaşayan Türk nüfusun kompozisyonu, işçi ağırlıklıdan, girişimci ve profesyonel ağırlıklı bir niteliğe dönüşüyorsa, Amerika'daki Türklerin kompozisyonu da öğrenci ağırlıklıdan, profesyonel ve girişimci ağırlıklı bir özelliğe doğru değişmiş.

Örneğin, Chicago'daki TACA (Turkish American Cultural Alliance) örgütünün yöneticileri Hatice Dinç, Cem Baydar, Mehmet Çelebi ve Nur Yalçındağ, öğrenciliklerini tamamlamış, Amerika'daki acımasız iş yaşamında kendilerini kanıtlamış pırıl pırıl gençler:

Bu ülkede, Türkiye'nin çağdaş yüzünü tanıtmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Aynı çabayı, Madison'daki Wisconsin Üniversitesi'nin öğrencileri Kerem Güngör, Niyazi Öztoprak, Onur Taştan ve Mustafa Özkaymak gibi gençlerde de gözlemledim.

Bu öğrenciler, MATS (Madison Association of Turkish Students) adıyla kurulmuş olan örgütün içinde büyük bir çaba harcıyorlar.

Pek çok Türk genci bir yandan, üniversitelerde ya da iş yaşamında başarılı bir çizgi izliyor, öte yandan sahip oldukları kültürel kimlik çerçevesinde, çağdaş Türkiye'yi tanıtmak için son derece yoğun etkinlikler yapıyor.

Başbakan ve yanındakilerin, eşleriyle yaptıkları gezide, Amerikan gazetelerinin baş sayfalarına yansıyan "türbanlı" giysilerin işaret ettiği "İslam devleti" görüntüsü, buradaki Türkleri son derece tedirgin etmiş.

"Yıllarca uğraşarak oluşturduğumuz çağdaş Türkiye imajı, bu gezi sonucunda yerle bir oldu" diye yakınıyorlar.

Konferanslarım sırasında soru soran ve tartışmaya katılan Amerikalı aydınlar ise, Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletlerinin Sovyetler Birliği ile mücadelede öncülük ettiği dinci ve milliyetçi ideolojilerin "yeniden doğuş" sürecinin, kaçınılmaz olarak bugünkü "radikal siyasal İslamcı" eylemlere yol açtığını derhal kavrıyor ve bu oluşumu nasıl telafi edebileceklerini sorguluyorlar.

Tabii "Amerika'daki Türkiye" denilince pek çok başarı öyküsü de gündeme geliyor.

Wisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Münci Kalayoğlu da böyle öykü sahiplerinden biri.

Karaciğer nakli konusunda dünya çapındaki öncülüğü ve başarısı sadece Türkiye'de değil, burada da bir efsane haline gelmiş.

Hekimler ve bilim insanları arasında pek çok "dünya çapında" başarıya ulaşmış Türk var Amerika'da.

Bunlar Amerika'daki Türkiye'nin "adlı kahramanları".

Ama inanın ki bu "adlı kahramanların" arkasında bir buzdağının görünmeyen bölümü kadar büyük bir "adsız kahramanlar" ordusu var Amerika'da.

Bunlar küreselleşen dünyada, kendi ülkesinde olanak bulamayan yetenekli insanların dünya çapındaki başarılarını insanlık tarihine yazan kişiler.

Ne yazık ki bunların da günlük yaşam kaygıları arasına "türbanlı Türkiye" imajı sorununu sokmuşuz başarıyla!

İnsan yurt dışından baktığında "türban sorununun" masum bir giyim özgürlüğü meselesi değil, "uluslar arası radikal siyasal İslam'ın bir saldırısı" olduğunu daha iyi algılıyor.

Sorun, Ortadoğu'daki bağımsız ve demokratik bir Türkiye'nin, tüm bir İslam coğrafyası içindeki tekliğinin ve biricikliğinin getirdiği ayrıcalıklı konumu koruması olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki temel çelişkinin çözümü de bu konumun korunmasında yatmıyor mu aslında?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional