Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

NASIL BİR GENÇLİK YETİŞTİRİLİYOR

 

Klasikleşmiş deyişler genellikle temel doğruları yansıtır:

"Gençler geleceğimizdir" deriz.

Doğrudur bu söz.

Gençler gerçekten geleceğimizdir.

Peki biz "geleceğimize" nasıl yatırım yapıyoruz?

Cumhuriyeti 22 yılda kurdu Atatürk ve İsmet Paşa.

1923 ile 1945 arasındaki "kuruluş" dönemini kastediyorum 22 yıl ile.

1945'de dünyayı pençesine alan "Soğuk Savaş" ile, genç Cumhuriyet'in henüz tam sağlamlaştırılmamış temelleri erozyona uğratılmaya başlandı.

Sovyetler Birliği'ne karşı oluşturulan anti-komünist dinci ve milliyetçi cephenin "ileri karakolu" olan Türkiye'de, yaklaşık 60 yıldır Cumhuriyet'in temelleri yozlaştırılıyor, bilimsellikten, çağdaşlıktan, uygarlıktan geriye dönüşün etkileri toplumun her kesimine egemen kılınıyor.

En kritik alan da eğitim; yani gençlerimizin yetiştirilmesi.

Köy Enstitüleri ile başlayan büyük atılım, ne yazık ki 1945'ten sonra durduruluyor, içteki feodal kalıntılarla dıştaki anti-komünist dinamiklerin işbirliği, ülkeyi bütün alanlarda ve özellikle eğitimde geriye götürüyor.

Ne demek eğitimde "geriye gidiş"?

Artık bütün dünya biliyor ki, eğitimin amacı, bağımsız düşünme yeteneğine sahip, kendini ve çevresini irdeleyici bir görüşle algılayan gençler yetiştirmek.

Bunu başaran ülkeler gelişiyor, kalkınıyor, bunu başaramayanlar geri kalıyor.

Bu tür bir eğitimin ilkeleri de belli:

Ezbere değil, anlamaya dayalı, sorgulayıcı, araştırıcı bir eğitim, kalkınmanın ve gelişmenin birinci aracı.

Çünkü her toplumun en büyük zenginliği, insan ögesi.

İnsana, yani önce gençlerine sonra da yetişkinlerine yatırım yapan, yani onları iyi eğiten toplumlar değişmeye ayak uyduruyor, rekabet gücünü geliştiriyor ve ileri gidiyor.

Eğitim alanında geri kalanlar ise, yoksulluğa, sömürülmeye mahkum oluyor.

İşte Türkiye'deki eğitim sorununun kökünde yatan temel öge bu:

Gençlerimizi ve yetişkinlerimizi, ezbere dayalı, dogmatik bir yöntemle yetiştiriyoruz.

Sadece 1970'li yılların ortalarında kurulan Milliyetçi Cephe iktidarlarının doruk noktasına taşıdığı ve bugünkü yönetimin de benimsediği bir yöntem değil bu.

1945'ten beri, Soğuk Savaş bağlamında ve çok partili demokrasi ile iktidara ortak, hatta ona egemen olan feodal ögelerin başlattığı bir "geriye dönüş" süreci.

"Dini eğitimi" "bilimsel eğitimden" ayıran en önemli nokta, dini eğitimin ezbere ve dogmatizme dayanması, bilimsel eğitimin ise bağımsız düşünceye ve araştırmaya yönelik olmasıdır.

Ezbercilik ve dogmatizm, sadece radikal akımlara bağlı, gerektiğinde kendilerini canlı bomba olarak bile kullandıran insanlar yetiştirmekle kalmıyor, tüm bir toplumun araştırma ve bağımsız düşünme refleksini dumura uğratıyor.

Bugünlerde tartıştığımız İmam Hatip okulları ve Kuran kursları programlarına bir de bu açıdan bakmakta yarar var.

Hemen belirtmeliyim ki, Türkiye'deki eğitimin bir başka boyutu, dünya ile rekabet şansını her an yakalayabileceğimiz "bilişim teknolojileri" alanındaki yatırımlar.

Ama ne yazık ki çağgerisi bir eğitim sisteminin türban simgesine bağlanan tartışmaları, toplumun bu hedefi algılamasını da engelliyor.

Bu durumda Türkiye'deki eğitim sisteminin birbirine bütünüyle zıt iki felsefe arasında kaldığı açıkça ortaya çıkıyor:

Yani bir uçta, bağımsız düşünen, değişmeye dönük, yaratıcı insanlar yetiştirmek ve dünya ile rekabet etmek, öteki uçta, ezberci, dogmatik, düşünmeyi reddeden, mevcudun korunmasına ve hatta geri dönmeye yönelik inançları benimseyen bir genç kitlesi üretmek.

Bugünlerde yine kamuoyuna egemen olan anlamsız ve sonuçsuz türban tartışmaları ile Kuran kursları ve İmam Hatip okulları sorunlarının altında yatan esas mesele budur:

Türkiye ya çağdaş dünyada varlığını sürdürecek ya da Ortaçağ'ın karanlıklarına yuvarlanarak yok olup gidecektir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional