Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

BEŞİNCİ TERÖR DALGASI: SOĞUK SAVAŞ KALINTISI ÖRGÜTLER

 

Türkiye bugüne dek dört terör dalgası ile karşı karşıya kalmıştı: Bugün saldırıya geçen terör beşinci dalga.

Birinci dalga 1970'li yıllarda uluslar arası düzeyde, Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilciliklerini hedef alan Ermeni terörü idi.

Bunun amacı, Birinci Dünya Savaş sırasındaki trajedileri ve karşılıklı öldürmeleri gündeme getirerek, Ermeni diasporasını canlı tutmak, Ermenistan ile diaspora arasındaki bağları güçlendirmekti.

Uluslar arası kamuoyu ve özellikle Fransa bu teröre uzun süre hoşgörü ile baktı.

Oysa terör aynen Dr. Frankenştayn'nın yarattığı canavar gibi sonunda döner ve efendisine de saldırır.

Nitekim, Ermeni terörünün Fransa'yı da vurması ile, bu terör kendi sonunu hazırladı.

İkinci terör dalgası 1970-1980 yılları arasındaki sol-sağ terörü idi.

Devleti ele geçirmek isteyen sol teröristlerle, zaten devlete sızmış olan ama egemenliklerini pekiştirerek, demokratik rejimi kendi denetimlerine almak isteyen sağ teröristler arasındaki bir savaşımdı bu.

Devlet bu savaşımda, tüm dünyaya egemen olan Soğuk Savaş bağlamında, anti-komünist bir yaklaşımla, sağ teröristlerin yanında yer aldı ve sonunda ortaya çıkan kaos, 1980 darbesine yol açtı.

Sivil otorite, teröre karşı savaşta, taraf tuttuğu için sınıfta kalmış ve bunun bedelini tüm toplum, dünyanın en güzel ve en demokratik anayasalarından biri olan 1961 Anayasası'nı yitirerek ödemişti.

Bu arada sağcı terör örgütleri, devlet desteğiyle de sağlam temellere kavuşmuşlardı.

Üçüncü terör dalgası 1980'lerde başlayan etnik ve ayrılıkçı terördü.

Kısaca PKK terörü de denilen bu aşamada da, uluslararası kamuoyu ve komşu devletler Türkiye'ye karşı tavır almışlardı.

Sonunda bu terör de, bir yandan içerde yürütülen düşük yoğunluklu bir sıcak savaşın kazanılması, öte yandan Türkiye'nin uluslararası platformlarda, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nden destek bulmasıyla sona erdi.

Fakat bunun bedeli de, başta Hizbullah olmak kaydıyla, PKK'ya karşı kurulmasına göz yumulan İslamcı terör örgütlerine hoşgörü ile bakılması oldu.

Dördüncü terör dalgası 1990'larda başlayan radikal İslamcı terördü.

Bu dalgayı, üçüncü terör dalgası sırasında ortaya çıkan oluşumların bir devamı saymak da olanaklı.

Bu dalga özellikle laik ve demokratik rejimi, Atatürk ideolojisini benimsemiş aydınlara yönelik olarak başladı ve sonra kendi içindeki düşünce ayrılıklarıyla da hesaplaşarak yaygınlaştı.

Komşu ülkelerin de desteğini alan bu terör, tek tek aydınları öldürme çizgisinden toplumsal katliama dönüşen bir eylem yaygınlığına erişince, Sadettin Tantan döneminde önemli bir darbe yedi ama Tantan'ın görevden alınmasıyla, örgütsel olarak varlığını korudu.

Bütün bu dört dalga sırasında Türkiye, Soğuk Savaş bağlamında anti-komünist bir yaklaşım belirlemiş olduğu için, sağ terör örgütleri daima devletin göreli hoşgörüsü, kimi zaman da doğrudan desteği ile korundu.

Şimdi Türkiye'nin karşılaştığı beşinci terör dalgası işte bu süreç sonunda ortaya çıkmış, korunmuş ve hatta geliştirilmiş iç taşeronların, küresel bir terör şemsiyesi altına girmesiyle oluşmuştur.

Peki "küresel terör şemsiyesi" nereden çıkmıştır:

Örgüt olarak El kaide ve lider olarak Usame Bin Ladin, Soğuk Savaş bağlamında Amerika Birleşik Devletleri tarafından Sovyetler Birliği'ne karşı savaş sırasında örgütlenmiş, eğitilmiş ve desteklenmiş "İslam mücahitleri" değil midir?

İşte gerek dıştaki "küresel terörün örgütsel şemsiyesi", gerekse içteki "taşeronlar" Soğuk Savaş ürünleridir.

Sovyetler Birliği çöktükten sonra amaçsız kalan bu örgütler şimdi kendilerine, İslam Radikalizmi çerçevesinde yeni hedefler yani yeni yaşama alanları bulmaya çalışmaktadır.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional