Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KAFAKARIŞTIROLOGLARIN ÜÇ SÖYLEMİ

 

Dil niye önemlidir?

Düşünceleri ifade ettiği için.

İnsanlar sözcüklerle konuşur.

Tabii bir de beden ve yüz dili var ama, asıl iletişim aracı hiç kuşkusuz konuşma dilidir.

Bir ülkede, kavramların içleri boşaltılır, terimlerin anlamları değiştirilir ve sözlü ifadeler, ortak kabulün dışındaki anlamları ifade etmeye başlarsa, o toplumda kargaşa başlar.

Türkiye bugün öyle bir dönemde.

Özellikle de iktidardaki siyasal görüş, yani kökü siyasal İslam'a uzanan yaklaşım, böyle bir davranışı hem siyasette hem de medyada kullanıyor.

Böylece "kafakarıştırologlar" yani kavramları ve terimleri farklı içeriklerle kullanıp insanların kafalarını karıştırma uzmanları, doğru düzgün düşünmeyi ve karşılıklı salim bir tartışmayı engelliyor.

Özellikle saptırılan üç söylem var.

Birincisi "Değişmeye direnen statükocu kafa".

İkincisi "Tepeden inmeci Jakoben görüş".

Üçüncüsü de, "Halk neylerse güzel eyler".

Şimdi kısaca bu söylemlerin gerçek içeriklerine ve nasıl saptırıldıklarına bakalım.

"Değişmeye direnen statükocu kafa" esas olarak, mevcut yapıyı değiştirmek isteyenlere karşı çıkanları belirtir.

Yani bir grup, mevcut üretim ilişkilerini, siyasal yapıyı değiştirmek istemektedir.

Örneğin dinci krallıktan laik cumhuriyet'e geçmeye çalışmaktadırlar. "Statükocu kafa", yani mevcut durumu savunanlar buna karşı çıkarlar.

Peki bu söylem nasıl saptırılıyor?

Eski yapıya geri dönmek isteyenler, yeni getirilmiş olan düzeni eskiye doğru değiştirmek istiyorlar ve buna karşı direnenleri, "statükocu" diye suçluyorlar.

Yani siz laik cumhuriyet rejimini kurmuşsunuz ama dinci krallığa geri dönmek isteyenler, bunu değiştirmek istiyorlar ve bu değişikliğe karşı çıkanları da "statükocu" diye suçluyorlar.

Gelelim, "Tepeden inmeci Jakoben görüş"e.

Bu söylem, halka kendi doğrularını zorla kabul ettirenler için kullanılır.

Geniş halk kitleleri genellikle dinci ya da milliyetçi çizgilerini kolay değiştirmediklerinden, tarihteki bütün demokratik ve laik devrimler (İngiltere'deki dahil) böyle yapılmıştır.

Tabii demokrasi yerleştikten sonra, "tepeden inmecilik" terkedilmiş ve haklı olarak anti-demokratik bir yöntem diye reddedilmiştir.

Peki bu nasıl saptırılıyor:

Laik ve demokratik ilkeleri savunanlar, bu ilkelerden sapmayı kabul etmedikleri için, demokrasiyi ve laikliği değiştirmek isteyenler, onları "tepeden inmeci, jakoben" olarak niteliyorlar.

Yani çoğulculuğu ve inanç özgürlüğünü devletin güvencesi altında tutmak isteyenler, bu görüşlerinden ödün vermedikleri için, anti-demokratik olmakla suçlanıyorlar.

Demokrasiden sapma özgürlüğünü kabul etmemek "anti-demokratiklik, tepeden inmecilik ve Jakobenlik" kabul edilerek, saldırıya uğruyor.

"Halk neylerse güzel eyler" söylemi ise, demokrasinin çoğunluğun diktatörlüğüne doğru saptırılmasının en güzel örneğidir.

Biliyoruz ki, demokrasiyi, çoğunluğun diktatörlüğünden ayıran en önemli ölçüt, çoğunluk dışında kalan görüş inanç ve düşüncelerin de yaşamalarının ve hatta iktidar olma haklarının korunmasıdır.

"Halk neylerse güzel eyler" söylemi, demokrasinin çoğunluk yönetimi ilkesini temel alarak, azınlıkta kalanların haklarını yani demokratik düzeni ve dolayısıyla laikliği yok eden bir görüştür.

Kafakarıştırologlara dikkat:

Dikkat etmezseniz sonra kafanızı duvara vurursunuz.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional