Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
IRAK SAVAŞININ DİYALEKTİĞİ - II
Sevgili okurlarım, geçen hafta, bir sonuç olarak Irak savaşının diyalektiği üzerinde durmuştum. Bu hafta, bir sonuç olarak ortaya çıkan Irak savaşının, bir nedene dönüşmesi sonunda yol açacağı etkilere değineceğim. Biliyorsunuz, toplumsal bilimleri doğa bilimlerinden ayıran (ve bu nedenle de pek çok doğa bilimcisinin aklını karıştıran) çok önemli iki özellik var: Birinci özellik toplumsal bilimlerde bağımsız değişkenlerin, yani olayları ortaya çıkaran nedenlerin, sonsuza yakın çoklukta ve birbiriyle etkileşim halinde olması. Toplumsal bilimlerin bu özelliği, genellikle tek veya pek az sayıda ve nitelikleri sabit olan bağımsız değişkenin etkilerini incelemeye alışmış olan pek çok doğa bilimcisinin aklını karıştırır. Bu yüzden de pek çok doğa bilimcisi, toplumsal bilimlerde hangi olayların hangi sonuçları doğuracağına ilişkin modellerin nasıl kurulacağına bir türlü akıl erdiremezler. Çünkü hem sonsuza yakın bağımsız değişken vardır, hem de bunlar birbirleri ile etkileşim halinde sürekli değişir. İkinci özellik toplumsal bilimlerde sonuçların, yani bağımlı değişkenlerin, ortaya çıktıktan sonra, bağımsız değişken niteliği kazanmaları ve yeni sonuçlara yol açan nedenler haline dönüşmeleri. Bir başka nedenin sonucu olarak ortaya çıkan bir olay, bir kez ortaya çıktıktan sonra, daha önceden öngörülemeyen yeni sonuçlar doğurmaya başlar. İşte biz bu sürece, zıtların etkileşimi ya da diyalektik diyoruz: Kısaca, her olayın doğurduğu yeni olayların, yeniden kendi tepkilerini oluşturması ve yeni sonuçlara yol açması. Irak savaşı da bütün toplumsal olayları gibi, bazı değişme ve gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıktı. Geçen hafta bu nedenler üzerinde durmuştum. Şimdi diyalektik yönteme uygun olarak, kendisi aslında bir sonuç olan Irak savaşının, bir nedene dönüşmesi sonunda bizzat yeni bir etki olarak, yol açacağı yeni sonuçlara yani tepkilere değineceğim. Bunları yine kısa , orta ve uzun dönemli sonuçlar olarak üç grupta toplamaya çalışacağım: Tabii bu noktada unutulmaması gereken husus, Amerika'nın bu savaşı "Demokrasi" "insan hakları" ve "barış" adına yapmakta olduğunu öne sürmüş olmasıdır. Kısa dönemli sonuçlar:
Orta dönemli sonuçlar:
Uzun dönemli sonuç: Bu savaşın uzun dönemde yol açacağı tek diyalektik sonuç, "demokrasi" ve "insan hakları" kavramlarının küresel gelişmesi olacaktır. Amerika'nın Yeni Dünya Düzenini, yani küreselleşme ile başlamış olan İletişim-Bilişim dönemi dünyasını zorla biçimlendirme çabaları, ister istemez, sadece devletlerin kendi içlerinde değil, tüm dünya kamuoyu çapında ve devletler arasında, "katılımcı bir demokrasi" anlayışının tepkisel olarak gelişmesine yol açacaktır. Üstelik burada son derece "ironik" de bir nokta var: Amerika'nın, zora dayalı bu çabalarını, "demokrasi" ve "insan hakları" adları altında gerçekleştirmeye çalışması, bu kavramların gerçek içerikleriyle dünya kamuoyuna mal olmasına yardımcı olacak, yani Amerika bir anlamda kendi kündesiyle tuşa gelecektir. Gelecek hafta bu diyalektik ideolojik gelişme üzerinde biraz daha duracağım. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 17 Mart 2025