Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KIBRIS, IRAK, TÜRKİYE VE A.B.D. ÜZERİNE AYKIRI SORULAR

 

Sevgili okurlarım, insan günlük yaşamın hızı içinde kimi zaman kendisine kitle iletişim araçları tarafından dayatılan bazı kavramları ya da terimleri sorgulamadan kabulleniveriyor.

Kısaca medya dediğimiz kitle iletişim araçlarının "beyin yıkama" ya da "koşullandırma" işlevi de zaten burada ortaya çıkıyor:

İnsan fark etmeden, kendisine dayatılan dünya görüşünü, olayların yorumlanmış ve yorumlandığı için de özel surette saptırılmış, yani yeniden üretilmiş yapay gerçekliğini böyle benimsiyor.

İzninizle, (izin vermezseniz okumayı kesebilirsiniz) bu gün, ünlü "Küreselleşme bağlamında ulus devletlerin sonu geldi" yargısını son günlerde gündemimizden düşmeyen Kıbrıs ve Irak sorunları ile Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri açısından sorgulamak istiyorum.

Sorunun esası şu:

"Bu ne biçim küreselleşmedir ki, ulus devletlerin sonunu sadece Türkiye Cumhuriyeti söz konusu olduğu zaman getiriyor, ama dünyanın başka her yerinde ulus devletlerin varlığını kabul ediyor, hatta onları güçlendiriyor?"

Örneğin Kıbrıs bunalımında, "Türkiye'nin çıkarları" söz konusu olduğunda "Yahu bırakın artık bunları, ulus devlet kavramı çoktan bitti, şimdi Avrupa Birliği bütün bu sorunları çözecek" deniyor, ama adada üstelik Birleşmiş Milletlerin de desteği alınarak "Yunanistan ulus devletinin" yıllardır savunduğu tezler, dolayısıyla "Yunanistan ulus devleti" güçlendiriliyor.

Ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

Yani Türkiye söz konusu olduğunda "ulus devlet bitti", Yunanistan söz konusu olduğunda "ulus devlet devam ediyor"; bu nasıl iştir anlamıyorum.

Üstelik "Madem ki 'ulus devlet bitti', o halde gelin Kıbrıs'ta iki ayrı toplumun varlığını kabul eden, iki eşit egemenlik üzerine dayalı bir konfederasyon kuralım" diyorsunuz, buna "Hayır olmaz, ulus devlet modeline göre işleyen, yani ayrı ve eşit egemenlik haklarını kabul etmeyen ve Türkleri siyasal işleyiş açısından azınlık statüsüne indiren bir model kuralım" diyorlar.

Ben bunu da anlamıyorum.

Irak konusu ise daha da karmaşık geliyor bana:

Amerika'nın bir terörist olduğu gerekçesi ile karşı çıktığı Saddam için, "Ulus devlet modeli bitti, bu modeli kendi diktatörlüğü için kullanan Saddam'ı da devirelim" diyorlar; bir de bakıyorsunuz, parçalanan Irak toprakları üzerinde yeni "ulus devlet modelleri" gündeme geliyor.

Zaten konu Araplar olunca işler iyice karışıyor:

Örneğin, Araplar tek bir ulus mu, yani pek çok kişinin öne sürdüğü gibi tek bir "Arap ulusundan" söz edilebilir mi?

Eğer Araplar tek bir ulus ise, Mısır'dan Kuveyt'e, Suriye'den Yemen'e, Irak'tan Filistin'e, pek çok farklı Arap devleti "ulus devlet" bağlamında nasıl tanımlanacak?

Şimdi gelelim işin en zor ve en anlaşılmaz olan yanına:

"Küreselleşme, ulus devletleri ve ulus devlet modeline dayalı olan çıkar çatışmalarını ortadan kaldırıyor" diyorlar.

Fakat bir de bakıyorsunuz, küreselleşmenin önderi ve jandarması olan Amerika Birleşik Devletleri'nin liderleri, Irak da dahil olmak üzere, dünya üzerinde teröre karşı planlanan müdahaleleri, sadece dünya barışı adına değil, aynı zamanda açıkça, "Amerika Birleşik Devletlerinin Ulusal çıkarları" adına da savunuyor.

Yani bu öyle bir küreselleşme ki, bütün ulus devletleri zayıflatıyor ama sadece Amerika Birleşik Devletleri'ni bir ulus devlet olarak gittikçe güçlendiriyor.

Aman kimse beni yanlış anlamasın, ben Amerika'nın güçlenmesine filan karşı değilim, sadece Türkiye Cumhuriyeti söz konusu olduğunda öldüğü söylenen ulus devletin, aralarında Amerika'nın ve Yunanistan'ın da yer aldığı başka ülkeler gündeme geldiğinde nasıl ön plana çıktığını ve kuvvetlendiğini anlamakta güçlük çekiyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional