Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KÜRESELLEŞME VE PORTO ALEGRE'NİN ÖNEMİ-II

 

Küreselleşmenin toplumsal boyutlarının tartışıldığı Porto Alegre toplantısına değerli medyamızdan pek ilgi gösteren yok.

Oysa Davos ve onun devamı olan New York toplantıları büyük basınımızın birinci sayfalarında manşetlerde yer alırdı.

Davos-New York toplantılarında küreselleşme sürecinin, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan etkisini güçlendirici önlemler planlanırken, Porto Alegre toplantılarında bu sürecin olumsuz etkileri irdeleniyor ve bunların nasıl giderileceği tartışılıyor.

Bizim medyamız da ekonomik sömürünün derinleşerek devamından yana olan toplantıya önem veriyor, bu sömürünün olumsuzluklarını vurgulayan ve nasıl düzeltilebileceğini tartışan toplantıya fazla yer vermiyor.

Ama yine de konuyla ilgilenen pek çok uzman var.

Yazıları zaman zaman Cumhuriyet'te de yer alan değerli araştırmacı Cüneyt Akalın bunlardan biri.

Bu konuda yolladığı elektronik posta, çok önemli noktalara değindiği için, metni sizlerle paylaşıyorum:

"Küreselleşme kaçınılmazdır" görüşüne hak vermeniz, kavramlar doğru kullanıldığı takdirde, sakınca yaratmayabilir.

Ama, ya yanlış kullanılıyorsa!

Küreselleşmeyi haklı olarak a) ABD'nin siyasal hakimiyeti, b) ÇUŞ, c) tekdüze tüketim kültürü olarak tanımlıyorsunuz.

Bu tanımlamadan yani küreselleşmenin kaçınılmazlığı tanımlamasından ABD'nin siyasal hakimiyetine atlayınca, işler arap saçına dönüşüveriyor.

İşte size Mesut Yılmazcılık, işte size Tayyipçilik... İşte size Özalcılık...

ABD hakimiyeti kaçınılmaz olunca, gelsin Irak'a bombardıman vb. oluveriyor.

Oysa önermenin ikinci yarısı, dikkat çektiğiniz gibi, çok önemli. Hiçbir siyasal, sosyal, tarihsel süreç tek boyutlu gelişmez.

Zıddını da beraberinde taşır.

Küreselleşmeyi özellikle ABD ve neo-liberal çevreler tarafsız, zararsız bir kavram olarak kullanıyorlar. Oysa bu kavram onların en büyük silahı. Dünyayı sömürgeleştirmeye çalışıyorlar. .

Siz bu konuda en duyarlı olanlardan birisiniz.

'Ulus-devlet'i ne yapacağız? Kimilerinin iddia ettiği gibi, modası geçti diye çöpe mi atacağız?

İnternetten Lula'ya, Chavez'e girin, bu insanların ne kadar ulusçu olduğunu görecek ve şaşıracaksınız. Lula bizdeki futbol seyircileri gibi Brezilya bayrağına sarınarak kampanya yürüttü. Chavez daha da öteye gitti.

Türkiye'de ABD politikalarına kim direniyor? MGK, Genelkurmay değil mi? Cumhuriyet neden öteki gazetelerden farklı?

Porto Alegre kuşkusuz hoş bir zemin, güzel bir tartışma platformu. Biraz troçkizmin biraz da Avrupa sosyal-demokrasisinin katkılarıyla, 'küresel direniş'e fazla prim tanıyan güçlerin sesi fazla çıkıyor orada.

Chavez'i dikkatle izlemenizi naçizane öneriyorum. Hareketin adını "Yeni Bolivarcılık" koymuş.

Türkiye çok önemli bir ülke. Dünyanın kaderini etkileyebilir.

Kanımca 'emperyalizm' kavramını bir yana iterek, 'küreselleşme' gibi tarafsız kavramlarla sorunlara netlik kazandıramayız."

Sayın Akalın bence "küreselleşmenin" emperyalizm özelliğine dikkati çekmekte haklıdır.

Ama değişen dünyada, özellikle Soğuk Savaş sonrasında, emperyalizm de dahil olmak üzere tüm süreçler yeni içerikler kazandı; yeni kavramlar ortaya çıktı, "küreselleşme" gibi.

Önümüze getirilen yeni kavramları eski kavramlarla irdelemek de dahil olmak üzere, ayrıntılı olarak gerçek içeriklerine kavuşturamazsak, çağın gerisinde kalırız.

Ben bu konudaki ayrıntılı görüşlerimi "Küresel Terör ve Türkiye" adlı kitabımda anlatmıştım.

Orada da belirttiğim gibi "küreselleşmenin yarattığı sorunların çözümü yine küresel bağlamda, demokrasi ve insan hakları kavramlarının yaygınlaştırılmasıyla olanaklı olacaktır."


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional