Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
DSP SÜRPRİZ YAPABİLİR
Sevgili okurlarım, bu sütunu izleyenler bilir, kuramsal yazılarımın yanında, katıldığım toplantılardan, yaptığım gözlemlerden edindiğim izlenimleri, daha doğrusu bu izlenimlerden "haber değeri" taşıyanları sık sık sizlerle paylaşmayı bir görev sayarım.
Bu, belki de Hürriyet gazetesinde 12 Eylül sonrasında geçirdiğim dört yılın ve şimdi de Cumhuriyet'te Yayın Kurulu Danışmanı olarak görev yapmamın getirdiği bir tür "gazetecilik refleksi".
Bugün sizlere, son katıldığım bir işçi sendikası eğitim semineri toplantısının izlenimlerini aktaracağım.
Konu, "Küreselleşme, Avrupa Birliği ve Türkiye" idi.
Katılanlar, birikimli, başarılı, dürüst sendikacılardı.
Bu değerli insanlarla bütün bir gün, üç ayrı oturum halinde küreselleşmeyi, dünyayı, AB'yi, Türkiye'yi, işçi hareketlerini ve tabii son siyasal gelişmeleri tartıştık.
Son siyasal gelişmeler ve önümüzdeki seçimler konusu üçüncü oturumda gündeme geldi ve bu oturumda daha çok işçi liderleri görüşlerini dile getirdiler; ben sadece belirli konuları açıklığa kavuşturmak için yaptığım çok kısa müdahalelerle yetindim.
Şimdi bu oturumdan edindiğim izlenimleri sizlere aktarmak istiyorum:
1) İşçiler, Ecevit'in hasta hasta 14 saat Meclis'te oturup iş güvenliği yasasını çıkardığını unutmuyorlar; rakiplerini kastederek, "Ah hasta olmasa bütün bunları silip süpürürdü" diyorlar.
2) Derviş, erken seçim gereksinmesini ilk dile getiren ve bu olasılığı eylemleriyle gerçekleştiren, DSP'yi bölerek güçsüzleştiren, Ecevit'i güçsüzleştirdikten sonra, Cem'le birlikte oluşturdukları Yeni Türkiye partisini yarı yolda bırakarak onu da yok eden, CHP'ye katılarak Baykal'ı güçlendiren, popüler ama siyasal anlamda güvenilmez biri olarak algılanıyor.
3) Derviş'in işçiler lehine bir politika izleyeceğine genellikle inanılmıyor; CHP'ye katılmasını ise bazı sendikacılar CHP'nin de bu konudaki güvenilmezliğinin bir kanıtı olarak algılıyorlar. Buna karşılık öteki sağ partilere oranla, CHP'nin işçi hakları konusunda "ehveni şer" olduğu genel olarak paylaşılan bir kanı.
4) Sendika yönetimi, seçimde CHP'nin desteklenmesi yönünde bir karar alınmasından yana; ama bazı şube başkanları buna karşı çıkıyor.
5) Sendikacılar arasında da "Ben aileden CHP'liyim ama elimi keserim yine de Baykal'a oy vermem" diyenler var. Bunlar şu anda CHP'nin başında Baykal'dan başka kim olursa olsun, partinin yüzde beş daha fazla oy alacağına inanıyor.
6) DSP bölündükten sonra, Derviş'in Cem'i bırakıp, Baykal'a gitmesinin Ecevit'in barajı aşma şansını arttırdığı genel kanı. Cem'le birlikte olan Derviş'in doğrudan DSP'nin oylarını alacağı, oysa şimdi yalnız kalan Cem'in bu oyları toplayamayacağı ve önemli bir oy potansiyelinin Baykal'a yönelmek yerine Ecevit'e geri döneceği düşünülüyor.
7) Derviş'li CHP'nin güçlendiği genel kanı. Baraj sorununu aşan CHP nasıl olsa Meclis'e gireceği için, sol oyların bir bölümünün yine Ecevit'e verilerek en azından DSP'nin de Meclis'e sokulmasının sağlanmasının, sağcı bir iktidar tehlikesinin önlenmesinde işlevsel olacağı düşünülüyor.
Sevgili okurlarım, benim bu toplantıdan aldığım izlenim, şu anda ortada dolaşan araştırmalara göre barajın çok altında görülen Ecevit'in, barajı aşma şansının hiç de öyle gösterildiği kadar düşük olmadığı.
Tabii bu izlenim, ne kadar örgütlü ve ne kadar önemli olursa olsun, ne de olsa küçük bir gruptan aldığım sonuç.
Bu nedenle genel seçmen davranışını yansıtma oranı da düşük olabilir.
Ayrıca Derviş'in getirdiği popülarite ve CHP'nin araştırma sonuçlarına göre önde görünmesi, lokomotif etkisi yaparak, bütün öteki sol partilerin oylarının Baykal'a akmasına yol açabilir.
Bunlar zaten bilinen ve biraz da beklenen eğilimler.
Benim "haber değeri" taşıdığını düşündüğüm nokta, şu anda toplumda egemen görünen kanının aksine, Ecevit'in sürpriz yapmasının hiç de uzak bir olasılık olmadığı.
