Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

REJİM TARTIŞMALARI SAĞLIKLIDIR

 

 

 

Rejim tartışmaları son günlerde, Türkiye'de gündemin başına yerleşti.

Ben bu olayı son derece sağlıklı buluyorum.

Konu ne kadar derinliğine tartışılırsa, o denli aydınlanacaktır.

Olaya "tarihsel" açıdan bakarsak, Türkiye'deki rejimin, genellikle "hayvansal yağ" ağırlıklı olduğunu görürüz.

Bu nedenle de insanlarımız, tabii başta politikacılarımız ve köşe yazarlarımız, yüksek kolestrollü, şişman ve "kriz geçirmeye" eğilimlidir.

Bu tarihsel gerçeği böylece saptadıktan sonra, Türkiye için önerilen çeşitli "rejim reçetelerine" yakından bakalım:

1) Ara rejim: Sahip olunan bünyesel bozuklukları düzeltmek için genellikle en çok önerilen rejim türüdür.

Uzmanlar bu rejim türünün, bırakıldıktan çok kısa bir süre sonra ters tepkileri davet ettiği, ve "ara rejimle" elde edilen tüm kazanımların çok kısa bir sürede yitirilip, daha da çok sorun yaratan ilave kiloların alındığı konusunda hemfikir.

Dolayısıyla, "ara rejim" süresince "disipline girmiş" gibi görünen "bünyemiz", ara rejim bırakıldıktan çok kısa bir süre sonra yeniden deforme olmakta ve başlanılan noktadan da geriye gitmektedir.

2). Tayın rejimi: Bu rejim özellikle askerlik hizmeti yaparken "fazlalıklarını atarak forma girenler" tarafından önerilmekte; gerekçe olarak da, tayınların belirlenmesinde karbonhidrat, protein ve kalori hesaplarının standart bünyelere göre bilimsel olarak yapıldığı ve bu hesaplara göre hazırlanan reçetenin herkese iyi geldiği belirtilmektedir.

Bu rejimin sakıncası, askerlik hizmeti bittikten sonra kalori yakma etkinlikleri de durdurulduğundan, "aktif bir yaşama göre planlanmış olan bu reçetenin" derhal "yeniden deformasyona" yol açmasıdır.

3) Teknokrat rejimi: Bu, "bir uzman" tarafından oluşturulmuş olan, "bilimsellik" iddiası taşıyan ve kendisini icat eden "teknokratın" adıyla anılan rejimdir.

Piyasada birden çok türü vardır.

En ünlüsü "Montinyak" rejimi diye bilinenidir.

Keyns, Hantingtın, Ayemef ve Aybiardi rejimleri de, Montinyak kadar ünlü olmasalar da çok kullanılan "reçetelerdir".

Bu reçetelerin en önemli sakıncaları, yabancı toplumlarda ve yabancı bünyelere göre hazırlandıklarından, Türk toplumunda zor bulunan ögelerden oluşmaları ve ayrıca da uygulanmaları sırasında, örf ve adetlerimize çok uygun olmadıklarından, beklenmedik zorluklarla karşılaşılmasıdır.

4) Irkçı, şoven-milliyetçi rejim: Tarihsel besinlerimiz olan at etinden ve kısrak sütünden oluştuğundan, hazımı çok güçtür ve "rejim yapıyoruz" diye midelerimizin bozulmasına ve tüm bünyemizin hastalanmasına yol açabilir.

5) Şeriatçı rejim: 1500 yıl önceki geleneklere ve göreneklere dayandığından, günümüzde, hem hazırlanması hem de uygulanması olanaklı değildir.

6) Kemalist-Atatürkçü-Laik ve Demokratik rejim: Günün en ileri bilimsel ve evrensel bulgularına göre, yerel gereksinmeler çerçevesinde biçimlendirilen, bu nedenle de her an o günkü çağdaş uygarlığın ve o andaki bünyemizin koşullarına göre yeniden yorumlanması gereken rejimdir.

En önemli sakıncaları, çok popüler olduğundan ve sürekli yorum gerektirdiğinden, "eli sopalı bazı kişilerin" zaman zaman, sahte reçetelerle ortaya çıkarak, "rejim budur" diye herkesin ruh ve beden sağlığını tehlikeye sokmaları, ya da bazı "siyasetçilerin" yine "sahte rejim reçeteleriyle", hiç birimize rejim yapacak malzeme bile bırakmayacak biçimde, tüm kaynakları hortumlamalarıdır.

Gördüğünüz gibi "rejim reçeteleri" çok çeşitli ve hepsinin bazı sakıncaları var..

Sizin hangisini seçeceğinize ben karar veremem.

Ama bütün uzmanların üzerinde uzlaştıkları bir nokta var:

Sağlıklı bir bünye istiyorsanız, ikide bir rejim yapıp bırakmakla bu iş olmaz: Tüm yaşam boyu "sağlıklı bir rejim uygulayacaksınız".

 

 

 


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional