Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

 

YAĞMA SOSYOLOJİSİNE GİRİŞ

 

 

Hiç kuşkunuz olmasın, Türkiye'de düzen değişiyor.

Ama geniş kitleler henüz ne olduğunun farkında değil.

Yarım yüzyılın ürünü olan yağma düzeni çöküyor.

Halk ise, kendisinin de bir parçası olduğu yağma düzeninin çökmekte olduğunu henüz farkedebilmiş değil.

Oysa, şöyle kabaca, kimler hapiste, kimler kimlerle ağız dalaşına girdi, kimler kimlerle kavga ediyor bir baksalar, derhal düzenin değişmekte olduğunu farkedecekler.

Eski bakanlar, televizyon sahipleri, gazete patronları, banka sahipleri, yüksek bürokratlar hapiste.

Başbakan Yardımcısı Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısıyla tartışma içinde.

Başbakan ile Jandarma arasında karşılıklı sitemler gazete manşetlerinden düşmüyor.

Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu IMF, sadece mali ve ekonomik reformlar için değil, başka yasal düzenlemeler için de bastırıyorlar.

En iyi okullara gitmiş, bir-iki dil bilen, profesyonel açıdan çok başarılı binlerce genç işsiz. Daha binlerce kişinin de onlara katılacağı açıklanıyor.

Ve bu arada hepimiz, ulusça üçte bir oranında yoksullaştık.

Aslında, kopacak kıyametin önce belirtileri geldi, bir zamanlar dolaylı olarak soyulan halkımız, gün geldi, resmen ve doğrudan dolandırılmaya başlandı, kaçan bankerler, içleri boşaltılan ve iflas eden bankalar, halkın cebindeki paranın doğrudan doğruya yağmalanmaya başlandığı konusunda geniş kitleleri uyardı.

Ama geniş kitleler buna aldırmadı.

Çünkü kendileri de bu soygun ve hortum düzenin bir parçasıydılar.

Hatta bir parçası olmaktan da öte, bu düzeni tepeden aşağı kuran politikacılarla birlikte el ele, aşağıdan yukarı çabalarla onun gelişmesine ve yerleşmesine katkıda bulunmuşlardı.

Bu ikili süreci iyice anlamadan, bu yağma düzeninin değişmekte olduğunun ve bu değişmenin niçin kıyamet koparacağını göremezsiniz.

Değerli okurlarım:

Sakın bugünkü hortum ve soygun düzeninin, sadece bir kaç kişinin ya da bir veya iki partinin işi olduğunu sanmayın.

Hatta bu düzen, sadece son yirmi yılın, yani yağmacılığın doruğa ulaştığı Özal döneminin bir sonucu da değildir.

Osmanlı'dan devralınan yağma düzeninin ilk belirtileri Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında ortaya çıkmış, fakat Atatürk ve İsmet Paşa sayesinde derhal bastırılmıştır.

Yağma düzeni hem yukardan aşağı, hem de aşağıdan yukarı iki ayrı toplumsal süreç olarak 1950 yılından sonra hız kazanmış, toplumu bir kanser gibi pençesine almıştır.

İşin ciddiyeti, bu oluşumun yarım yüzyıllık bir zaman dilimi içinde kök salmış, ayrıca hem yukardan aşağı hem de aşağıdan yukarı yaşanan iki farklı toplumsal sürecin birbirini destekleyerek güçlendirmiş olmasında yatar.

Türkiye'de yağma düzeni hem politikacılar tarafından yukardan aşağı, hem de halk tarafından aşağıdan yukarı yaşanan toplumsal değişmelerle kök salmıştır.

Yukardan aşağı olan sürecin altında iktidarların iktisat politikalarının, yani devlet eliyle özel teşebbüs yaratma politikalarının yozlaştırılması, aşağıdan yukarı doğru olan sürecin altında ise kentleşme olgusunun toprak yağmasına, yani gecekondulaşma olgusuna dönüşmesi yatmaktadır.

Ne yazık ki henüz politikacıların bile farkına varamadığı bu "kıyamet koparacak düzen değişikliği" çözümlemesi çabama haftaya devam edeceğim.

 

 

 


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional