Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 
 

KÜÇÜK KAYNARCA ANDLAŞMASI







Geçen hafta Ermeni sorununun kökenlerini çözümleme amacıyla başladığım tarihsel yolculuğa bu hafta, Küçük Kaynarca durağında kısa bir mola vermek suretiyle devam ediyorum.

Çünkü Namık Kemal'in ünlü "Vatan yahut Silistre" oyunun ünlendirdiği, bugün Bulgaristan sınırları içinde yer alan Silistre kentinin 24 kilometre güneydoğusunda, Dobruca hududunda yer alan Küçük Kaynarca köyünde Rus Çariçesi İkinci Katerina ile yapılan andlaşma, tarih içindeki Ermeni sorunu açısından bir dönüm noktasını belirlemektedir.

Osmanlılar, Rus Çariçesi İkinci Katerina'nın, Lehistan (Polonya) üzerindeki nüfuzunu sürekli müdahalelerle pekiştirdikten sonra kendilerine saldıracağını düşünüyorlardı.

Rusların düşmanları olan Fransızlar ve Avusturyalılar da, sürekli olarak Osmanlıları Rusya'ya karşı savaşa teşvik ediyorlardı.

Tam bu sırada Rusya, güneyden Lehistan'a girmek için Aksu nehrinin doğusunda, Kırım hanlarına ait olan Yalta kasabasına hücum etti. Rus ordusu kasabayı yakıp yıktı ve müslüman halkı şehit etti.

Bunun üzerine Osmanlı İmparatorluğu, eski Sadrazam Muhsinzade Mehmet Paşa'nın savaş hazırlıklarının yetersiz olduğu ve hudutların yeterince korunamadığı uyarılarını dikkate almaksızın, Rusya'ya savaş ilan etti.

Muhsinzade Mehmet Paşa haklıydı: Osmanlı ordusu hazırlıksız ve hudutlar korumasızdı.

Rusya Tuna nehri boyunda kazandığı zaferlerle karadan ilerlerken, denizden de (bu noktaya dikkat) İngilizlerin yardımıyla, Baltık donanmasını Akdeniz'e getirmiş ve Osmanlı donanmasına Çeşme'de büyük bir darbe indirmişti.

Rusya'nın ilerlemesinin kendi aleyhine olacağından korkan Avusturya, bir yandan Osmanlılar ile gizli müzakereler yürütüyor, öte yandan Prusya'ya yaklaşıyordu.

Sonunda, Prusya ile Avusturya Rusya'ya karşı birleştiler ve Prusya, Polonya'nın paylaşılması konusunda, Rusya ile (Avusturya'ya da bir pay veren) bir anlaşma yaptı.

Bütün bu gelişmeleri anlatıyorum ki bugünkü Avrupa'nın tarihinde neler olduğu, Ermeni meselesini sürekli kurcalayan Avrupa devletlerinin bir yandan Osmanlı'ya karşı savaşırken, öte yandan birbirlerini nasıl boğazladıkları iyi anlaşılsın.

Bu arada Osmanlı her cephede uğradığı bozgunlar sonunda Avusturya'nın ve Prusya'nın da aracılıklarını kabul ederek, Rusya ile Küçük Kaynarca andlaşmasını imzaladı.

Bu andlaşmanın çok önemli üç hükmü vardı:

Birinci olarak Kırım, Osmanlı'dan bağımsızlaştırılıyor ve böylece Rusya tarafından ilhak edilmesinin yolu açılıyodu.

İkinci olarak Karadeniz ve Akdeniz, Rus gemilerine açılıyor, Karadeniz'deki Osmanlı egemenliği son buluyordu.

Üçüncü olarak ise bugüne "Ermeni Sorunu" olarak yansıyan bir sürecin temelleri atılıyordu:

Andlaşmanın 7'inci maddesi uyarınca da, Rusya, Omanlı topraklarındaki hırıstiyan tebanın koruyuculuğunu yükleniyordu.

Bu maddeye göre, Rusya, Osmanlılardaki hırıstiyan tebanın din işleri, kiliseleri ve bu kiliselerin hizmetlileri hakkında söz sahibi oluyor, Osmanlı Devleti, bu konularda Rus Elçisi'nin "mutemed adamı" vasıtası ile yapacağı bildirileri kabul etme güvencesi veriyordu.

Bu son husus o denli önemliydi ve Rusya tarafından, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki nüfuzunu arttırmak yolunda o denli etkili olarak kullanıldı ki, sonunda, öteki Avrupalı devletler Rusya'ya karşı müdahale etmek zorunda kaldılar ve Kırım Savaşı'nı çıkartıp, Osmanlı'ya destek vererek, 1856 Paris Andlaşmasıyla Rusya'nın bu imtiyazını kaldırdılar:

Böylece Ermeni teba bütün Avrupa'nın koruması altına (ve kışkırtma alanına) alındı:

Kırım Savaşı'nın, Osmanlı'yı büyük Avrupa devletleri arasına sokan bir zafer olduğu saçmalığını yazan okul kitapları, bu savaşın Osmanlı üzerindeki Rus nüfuzunun öteki Avrupa Devletleri lehine kırılmasına yönelik olduğunu ve savaş nedeniyle yapılan borçlanmanın Osmanlı'nın iflasına yol açarak 1881'de Düyunu Umumiye'nin ilan edilmesine, yani İmparatorluğun yıkılışına neden olduğu gerçeğini çocuklarımıza ne zaman öğretecekler acaba?

İşte size Ermeni sorunundaki tarih gezimizde , bir Küçük Kaynarca durağı "soluklanması". Nasıl, "soluklanma" yerine "nefesiniz daralıyor" değil mi? Ermeni sorunu için bir "çerçeve" oluşturma çabamı haftaya da sürdüreceğim.
 
 
 
 
 
 


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional