Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

YENİ BİR ÇAĞIN EŞİĞİNDE DEĞİL, İÇİNDEYİZ

 

Bu makale, aslında bir yeni yıl yazısı.

İnsanoğlunun tarihsel öyküsü, yıllara bakmadan oluşuyor.

Sonradan biz, bu oluşumu, kendi ürettiğimiz takvime göre değerlendiriyoruz.

Tabii bu arada, ortaya çıkan büyük değişimleri, yaşadığımız sırada fazla farkedemiyoruz.

Örneğin, 1789'da Bastille hapishanesini zapteden Parisliler, bu davranışlarının insanlık tarihi içindeki önemini ve sonradan Yakın Çağ adı verilecek olan bir dönemin başlangıç noktası olarak alınacağını bilmiyorlardı.

Aynı şey, 1989'da Berlin Duvarı'nı yıkan Almanlar ve 1991'de Sovyetler Birliği'ni dağıtan anlaşmayı imzalayan politikacılar ve 11 Eylül 2001'de Amerika'ya saldıran Taliban militanları için de söylenebilir:

Onlar da yepyeni bir devrimin oluşturduğu yepyeni ve çok değişik bir çağın isimsiz aktörleri olduklarının farkında değildiler.

Hemen belirtmeliyim ki, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan, terörü de yaygınlaştıran küreselleşme, bu yeni çağın sadece geçici bir görüntüsü, bir ön habercisi.

Yeni çağ, İletişim-bilişim devrimi ile belirleniyor.

İnsanlık, Tarım ve Endüstri devrimlerinden sonra İletişim-bilişim devrimini üçüncü büyük devrim olarak yaşıyor:

Sovyetleri çökerten süreç, bu devrim.

Taliban'ı Amerika'ya saldırtan küreselleşme, bu devrimin ilk aşamalarında ortaya çıkan bir görüntü.

Bu devrim henüz emekleme aşamasında.

Bugün içinde yaşadığımız küreselleşme kargaşası ile İletişim-bilişim devriminin ilişkisini, Endüstri devrimi ile Fransa'daki terör dönemi arasındaki ilişkiye benzetebiliriz:

Endüstri devriminin belirgin sonucu olarak ele alınan Fransız İhtilali'nin başlangıç noktası olan Bastille'in zaptından sonraki aşamaları anımsayalım:

Önce, ihtilalcilerin birbirlerini de yok ettiği, eski düzenin kelle kesilerek tasfiyesi, yani terör dönemi.

Sonra Napolyon İmparatorluğu.

Bu imparatorluk ile Avrupa'nın düzenin alt üst edilmesi ve yeni bir hukuğun doğuşu.

Daha sonra tam bir restorasyon yani bir geri dönüş:

Fransa'da Krallığın yeniden kuruluşu.

Ama monarşinin geri dönüşü, başlamış olan endüstri devriminin sonuçlarını önleyemeyecek, milliyetçilik akımlarının doğurduğu ulus devletler, din-tarım imparatorluklarını tasfiye edecektir.

Yani Endüstri devrimi, Fransız ihtilali'ni doğurmuş, Fransız ihtilali ise, pek çok aşamadan geçerek, günümüz dünyanın biçimlendiği noktaya gelmiştir.

İşte İletişim-bilişim devrimi de, küreselleşme ile, henüz Fransız ihtilali'nin tamamlanma aşamasına bile erişememiş, daha terör dönemini yaşayan geçici bir görüntü vermektedir.

Küreselleşme ile İletişim-bilişim devrimi arasındaki ilişki, Endüstri devrimi ile Fransız ihtilali arasındaki ilişki gibi bile değildir.

Olsa olsa, Endüstri devrimi ile Fransa'daki terör dönemi arasındaki ilişkiye benzetilebilir: Yani çok geçicidir.

Küreselleşme, aynen Fransa'daki terör dönemi gibi, arkası diyalektik gelişmelerle gelecek bir başlangıçtır sadece.

Küreselleşmenin kendi diyalektiği içinde, bu büyük İletişim-bilişim devrimi sürecinde nasıl gelişmelere yol açacağı henüz pek de görülememektedir.

Çünkü İletişim-bilişim devriminin en belirleyici teknolojik özelliklerinden biri olan genetik mühendisliği daha emekleme aşamasındadır.

İnsanoğlu kendi küçük gezegenini terkedip uzayın sonsuzluğuna yerleşmeyi henüz gerçekleştirememiştir.

Bu devrimin ideolojisi ise hiç netleşmis değildir.

Ben, nasıl Tarım devriminin idelojisi tek tanrılı dinler ve Endüstri Devriminin ideolojisi milliyetçilik olmuş ise, İletişim-bilişim devriminin ideolojisinin de demokrasi olmasını bekliyorum.

Aslında belki bekliyorum yerine istiyorum demek daha doğru olur.

Yoksa İletişim-bilişim devrimi insanlığın sonu olabilir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional