Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

MÜTHİŞ BİR KİTAP

 

Değerli okurlarım sözünü edeceğim kitap iki kere müthiş:

Hem kitap olarak müthiş, yani çok güzel yazılmış, hem de içindeki bilgiler tüyler ürpertici olduğu için müthiş.

Mehmet Faraç'ın son çalışması olan "Hizbullah'ın Kanlı Yolculuğu" adlı kitabından söz ediyorum.

İlk biçimiyle Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlandıktan sonra, Türkiye Gazetciler Cemiyeti, 2000 Yılı, Araştırma Ödülü'nü kazanan bir çalışma.

Günizi Yayıncılık tarafından yeni basılan kitabın üst başlığı "Batman'dan Beykoz'a".

Yani kitap, "Hizbullah'ın Batmandan Beykoz'a Kanlı Yolculuğunu," anlatiyor.

Bu yolculuk önemli, çünkü Hizbullah'ın Hicret aşamasını simgeliyor.

Mehmet Faraç'ın anlattığına göre Güneydoğuda, 1980'li yıllarda Diyarbakır'da bir kitabevinde kurulan Hizbullah, 1999 yılında Akdeniz-Marmara hattı üzerindeki yapılanmasını da kullanarak İstanbul'u yeni üs olarak belirliyor ve hicret, yani göç başlıyor.

Beykoz operasyonu ile liderini kaybetmeseydi, İstanbul Hizbullah'ın üssü haline gelecekti Faraç'a göre.

Peki İstanbul üs haline getirilecekti de ne olacaktı?

Onu da, öldürülen Hizbullah lideri Velioğlu'nun hedefi olarak şöyle aktarıyor Faraç:

"Hizbulşeytanla savaş 2 bin yılında büyüyecek. Güneydoğu'ya damgasını vuran Hizbullah, şeriat devleti düşünü ülkenin en büyük kentinden yayacaktı.

Burada İBDA-C gibi şeriatçı grupları tasfiye edecek, kendilerine karşı olan, Ramazan aylarında fitre ve zekattan büyük pay alan, silahlı mücadele karşıtı grupları etkisiz kılacak ve bu kanatta örgütün tek hakimi olacaktı. Nitekim işadamları ve İslamcı vakıf yöneticilerinin kaçırılması buna ilk işaretti."

* * *

"Hizbullah'ın Kanlı Yolculuğu" Mehmet Faraç'ın bu konudaki ilk kitabı değil.

Daha önce araştırmacı Faik Bulut ile birlikte, "Kod Adı Hizbullah" adlı çalışması Ozan Yayıncılık tarafından yayımlandı.

Ülkemizde, akademik yaşamın 12 Eylül'den sonra kısırlaştırılmasının ardından yıldızları parlayan araştırmacı-yazar gazetecilerden biri Faraç.

Faraç aslında ülkemizin gerçeklerini, Güneydoğu Anadolu merceğinden yansıtan başka kitapların da altına imzasını atmış bir araştırmacı-yazar.

Güneydoğu'daki kadınlarımızın trajedisini yansıttığı "Töre Kıskacında Kadın" adlı kitabı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1997 Yılı İnceleme Ödülü'nü kazanmış.

Faraç'ın yine Güneydoğu'daki yaşam sorunlarına değindiği kitabının adı da "Suyu Arayan Toprak".

* * *

Türkiye son otuz yılda dört terör dalgasının hedefi oldu:

1) 1970'li yıllarda başlayan Ermeni terörü.

2) Yine 1970'li yıllarda başlayan "sağ-sol" terörü.

3) 1980'li yıllarda başlayan ayrılıkçı ırkçı PKK terörü.

4) Yine 1980'li yıllarda başlayan radikal siyasal İslamcı terör.

Bugünlerde, "Küresel Terör ve Türkiye" adlı yeni bir kitabın yazımını bitirmeye çalışıyorum.

Bu kitabın bir yerinde, tam dünyayı sarsan 11 Eyül terörü ile Türkiye'deki radikal siyasal İslamcı terörün koşutluklarını işaret etmeye çalışıyordum ki Mehmet Faraç'ın sözünü ettiğim yeni kitabı yayımlandı.

Mehmet Faraç bu kitabında sadece acımasız bir terör örgütünün tüyler ürperten öyküsünü değil, aynı zamanda bu örgütün ardındaki ideolojinin, 11 Eylül terörü ile bağlantılarını ve Türkiye'deki politikacıların İran destekli radikal siyasal İslamcı terör karşısında uzun süre nasıl aymazlık içinde bulunduklarını da gözler önüne seriyor.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional