Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KÜRESEL TERÖR NASIL ÖNLENİR?

 

Tarım dönemi insanlığın birinci devrim aşamasıydı.

Bu aşamanın egemen ideolojisi, savaşı ve terörü de besleyen tek tanrılı dinlerdi.

Endüstri devrimi ikinci aşamaydı.

Bu aşamanın egemen idelojisi ise yine savaşa ve teröre de kaynaklık eden milliyetçilikti.

Şu anda dünya üçüncü bir devrim yaşıyor:

İletişim-bilişim devriminin getirdiği "küreselleşme".

Bu aşamanın egemen ideolojisi, insan haklarına dayalı demokrasi olarak görünüyor.

Ne yazık ki bu yeni dünyada, "insan haklarına dayalı demokrasinden" önce "terör" küreselleşti.

Teknoloji ne denli hızlı ve nitelik değiştirerek gelişirse gelişsin, insan yine aynı insan:

Sevgi ve dayanışmanın yanında, kin ve nefret daima varlığını sürdürüyor.

Yeni oluşan dünyada, birey teknolojik olarak son derece güçleniyor:

Her an her yerle haberleşme ve her an kararları etkileme olanağı var artık bireyin.

İşte küresel terör, bu bireyi (sokakta ya da pilot kabininde) canlı bomba biçiminde, dünyanın herhangi bir yerinde küresel olarak kullanma niyetine ve gücüne sahip.

Çünkü dünya "küreselleştikçe", önceleri belli devletlerin içindeki egemenlik ilişkilerine yöneltilen terör eylemleri şimdi "dünyanın egemenlik ilişkilerini" hedef almakta.

Gerek savaşların gerekse terörist eylemlerin önlenmesinde kullanılacak yöntemeler esas olarak aynıdır:

Bu yöntemlerin temelinde ilgili tarafların tümünün sorunların çözümüne "katılımlarının sağlanması" yatar.

"Demokrasi" ülkeler çapında, "Birleşmiş Milletler" gibi örgütlenmeler de dünya çapında, bu katılımların sağlanmasına yönelik düzenlemelerdir.

Tabii "güç kullanmadan sorun çözmenin" temelinde paradoksal olarak bir başka yöntem daha yatmaktadır:

O da, tek bir gücün tartışılmaz egemenliğidir.

İnsanlığın üçüncü devrimi aşamasında, küresel terörün önlenmesi için, bir yandan egemenliğin kullanımına küresel katılımın arttırılması, öte yandan yeni düzeni sürdürecek tek bir küresel gücün oluşumu gündeme gelmek zorundadır.

Aslında tam çözüm, her iki ilkenin birleştirilmesinde yatar:

Tüm insanlığın, dünyanın "küresel egemenlik ilişkisine" katılarak bu ilişkiyi paylaştığı, Birleşmiş Milletler gibi tek bir büyük "küresel güç".

Ama tabii bu, şimdilik bir ütopya olmaktan öteye geçmeyen bir rüyadır.

Bu genel eğilimleri böylece belirledikten sonra, özel bazı gerçekleri de anımsayalım:

1) Bir veya bir kaç grup ya da devlet tarafından desteklenen ve bir ideolojisi olan terör eylemlerinin tamamiyle kökünün kazınması olanaksızdır.

2) İdeolojik kökenli ve devlet ya da grup destekli terör önlense bile bireyin sapma eğilimleri var oldukça, bireysel terörizm sona ermez.

3) Terör ve savaş, her ideoloji içinde yuvalanabilen şiddet yanlılarınca savunulduğu için her hangi bir ideolojinin tek başına suçlanması, terörü ve savaşı önlemek için yeterli değildir.

4) Kendi içinde ve kendisi için bir "ideolojiye" dönüşen terörün ve savaşın suçlanması ve dışlanması gerekir.

Bütün bu hatırlatmalardan sonra şunu söyleyebiliriz:

İnsanlığın içine girdiği bu üçüncü devrim aşamasında, egemen ideoloji olarak görünen "insan haklarına dayalı demokrasi", savaşları ve terörizmi önleyecek tek yöntemdir.

Bir başka deyişle, "küresel terörü" önleyecek tek yöntem, "insan haklarına dayalı demokrasinin" tüm devletleri ve kültürel grupları kapsayacak ve aşacak biçimde "küreselleşmesidir".

Benim ütopyam, "küresel demokrasidir".


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional