Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

TERORİSTİN DÜNYASI

 

Hizbullah'ın cinayetlerinden çok, bu cinayetlerin işleniş biçimi insanları ürpertiyor.

Neredeyse artık, işkencesiz cinayeti bile "normal" kabul edeceğiz.

"Sorgulama" adı altında yapılan işkenceler kamuoyunu o kadar dehşete düşürdü, vahşetin boyutları insanların ruh sağlıklarını o denli bozdu ki, artık kimse "normal sınırlar" içinde düşünemez oldu.

* * *

İnsanlar, bu tür davranışları gösteren kişilerin hangi koşullar altında yetiştiklerini, hangi ideolojinin ya da hangi gücün onlara bu işkenceleri yaptırdığını, bu cinayetleri onlara kimlerin işlettiğini sorguluyor.

Hiç kuşkusuz, "kurtarıcı ideolojilerin" tümü, özellikle de insanların kimliklerini belirleyen din gibi, mezhep gibi, ırk gibi, milliyet gibi mukaddes değerlere dayalı olanlar, "bize benzemeyenlerin" yok edilmeleri için kullanılmaya çok uygundur.

Tarih gerek din ve mezheplerin, gerekse ırk ve milliyetlerin bireysel ve kitlesel katliamlara defalarca gerekçe yapıldığının yadsınamaz tanığıdır.

Ama bu gerçek, yani dinlerle mezheplerin, ırklarla milliyetlerin bireysel ve kitlesel cinayetlere gerekçe olarak kullanılmış olmaları, bu kavramların günümüz insanının kimliğini belirlemede hâlâ çok etkin olarak işe yaradıklarını da unutturmamalıdır.

Yani bugünkü mide bulandırıcı işkenceleri ve cinayetleri doğrudan doğruya ve sadece, kimlikle ilgili din ya da ırk gibi mukaddes değerlere bağlamak olanaklı değildir.

Yani bunlardan daha fazlası gerekmektedir bu çılgınlığı açıklamak için.

* * *

Toplumun ya da insanlığın genel değerlerinden bütün sapmalar aslında bir başka kültüre, bir alt kültüre uygun davranışlardır.

Tüm insanlar aslında bir değerler sistemine, bir kültüre uygun tutum ve davranış gösterirler.

Her din, her mezhep, her ırk, her millet, her meslek, hatta kimi zaman her kent ve her aile, bireye uyması için bir "kültür" aşılar.

Esas olarak "eğitimle" ve "aileden" gelen bu değerler sistemi toplumun genel değerler sistemi ile her zaman uyum içinde olmayabilir.

Örneğin, bütün "azınlık kültürleri", toplumun tümü tarafından farklı algılanır:

Siz onların toplumdan sapan tutum ve davranışlar içinde olduklarını sanırsınız, oysa onlar, kendi alt kültürlerine uygun bir tutum ve davranış örüntüsü içindedirler.

İşte son günlerde herkesin midesini bulandıran Hizbullah terörünün arkasında da aynı "alt kültür" olgusu yatmaktadır.

Bir alt kültürün üç önemli ögesi vardır:

Birinci öge, bireyin kendisini üyesi sayacağı ve yüzyüze temasın sürdürüldüğü bir grubun varlığıdır.

İkinci öge, bu grubun tutarlı bir değerler sistemine, bir başka deyişle bir ideolojiye sahip olmasıdır.

Üçüncü öge, bu alt kültürün bir yaptırım gücüne sahip olması yani üyesini, tutum ve davranışlarından dolayı ödüllendirme ve cezalandırma gücüne sahip bulunmasıdır.

Bu üç koşul gerçekleşince, her birey, toplumun genelinden sapar gibi görünen ama aslında bir başka kültüre, bir alt kültüre uyum gösteren tutum ve davranışlar sergiler.

İşte bu mekanizma, devlet adına işkence ile ifade alan memuru da, Hizbullah adına işkence ile adam öldüren militanı da açıklar.

Bu mekanizmayı anlamadan, terorizmi üreten alt kültürü çözümlemek, terorizmi üreten alt kültürü çözümlemeden de onunla başa çıkmak olanaklı değildir.

Esas olan bu alt kültürü üreten ve besleyen kaynakları teşhis etmek ve onları kurutmaktır.

Sanıyorum Tantan bu gerçeği yakaladığı için basından ve tüm toplumdan yardım istemiştir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional