Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

HUKUK DEVLETİ ÇÖKÜYOR MU?

 

Anayasa'nın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek olan ikinci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

"Hukuk Devleti" olmanın birinci koşulu, sadece vatandaşların davranışlarının değil, aynı zamanda gerek siyasetin gerekse idarenin her türlü eyleminin hukuk denetimine bağlı olmasıdır.

Daha açık bir deyişle, "Hukuk Devleti" olan bir ülkede, sadece vatandaşlar değil, Meclis de, Hükümet de hukuk denetimine tâbîdir.

"Hukuk Denetimi", mahkemeler aracılığı ile uygulanır.

Gerek vatandaşların kendi aralarındaki, gerekse vatandaşlarla siyasal ve idari otorite arasındaki ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar, bu konularda görevli olan mahkemelerce çözülür.

Türkiye'de çeşit çeşit mahkeme vardır.

Genellikle vatandaşların kendi aralarındaki uyuşmazlıklara Adliye Mahkemeleri bakar.

Kendi içlerinde Hukuk ve Ceza Mahkemeleri olarak ikiye ayrılan Adliye Mahkemelerinin tepesinde Yargıtay vardır.

Vatandaşların Devletle olan ilişkilerindeki uyuşmazlıklara ise İdare Mahkemeleri bakar.

İdarenin her türlü kararına karşı vatandaşın Mahkemeye başvurma hakkı bir Anayasal haktır.

Anayasa, vatandaşları, devletin keyfi davranışlarına karşı korumak için onlara bu hakkı tanımıştır.

İdare, yani daha günlük deyimle hükümet, İdare Mahkemesi kararlarına uymazsa, vatandaşın, devletten veya kararı uygulamayan Bakandan tazminat isteme hakkı doğar.

Kendi içlerinde İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri olarak ikiye ayrılan bu mahkemelerin üzerinde Bölge İdare Mahkemeleri, en üstte ise, Danıştay vardır.

İşte bütün bu İdare Mahkemeleri sistemi, vatandaşın hakkını koruyan, hükümetlerin, yani politikacıların ve devlet memurlarının vatandaşa haksızlık etmesini, hukuk dışı davranmasını önlemek için kurulmuş bir düzendir ve "Hukuk Devleti"nin vazgeçilmez önkoşuludur.

"Hukuk Devleti" kavramı çerçevesinde vatandaşı devletin yani kamu yönetiminin haksız davranışlarına karşı "İdare Mahkemeleri" ile koruyan Anayasa, yine "Hukuk Devleti"nin bir gereği olarak "Anayasa Mahkemesi"ni kurmuştur.

"Anayasa Mahkemesi"nin esas görevi, TBMM'nin eylemlerinin Anayasa'ya ugun olmasını denetlemektir.

Çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarının yani özellikle çıkarılan yasaların Anayasa'ya uygunluğunun denetimi de Hukuk Devleti'nin önemli bir parçasıdır.

* * *

Bir devletin "Hukuk Devleti" olması, yukarda çok kısaca özetlediğim, Hükümetin ve Meclis'in bile Mahkeme denetimine bağlı olmasına ve Anayasa'nın geçerliliğinin bu yolla sağlanmasına bağlıdır.

Demokrasilerde yargı bağımsızdır.

Yargı, gücünü sadece Anayasa'dan ve Anayasa'ya bağlı olarak çıkarılan yasalardan alır.

Gerek politikacılar ve onların oluşturduğu Meclis, gerekse Devlet Memurları ve onların başında olan İdare yani yine politikacıların oluşturduğu Hükümet, ancak "Hukuk Devleti"ne bağlı olduğu oranda meşrudur, demokrattır, ve seçilmiş olmanın üzerine yüklediği görevleri yerine getirebilir.

Cumhurbaşkanlığı makamı ise bütün bu sistemin hem temsilcisi hem de güvencesidir.

Hukuk Devleti kavramını, para gücüyle, ya da siyasal nüfuz ile aşmak isteyenler olabilir.

Kimi zaman da eğitim, sağlık, konut, üretim gibi kavramlar da, hukuk dışı uygulamalara dayanak yapılmak istenebilir.

Ama hukuk devletinde bütün hizmetler hukuk kurallarına uygun olmak zorundadır.

Bütün bu sistemin hem temsilcisi hem de güvencesi olan Cumhurbaşkanlığı makamı ise bu uygunluğa en büyük titizliği göstermesi beklenen organdır.

Hukuk Devleti'nin simgesi olan Cumhurbaşkanı'nın, Hukuk Devleti kavramının en üstünde yer alan Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına en büyük saygıyı göstermesi, sistemimizin meşruiyeti açısından, çok ama çok önemlidir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional