Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

BEŞ GÜZEL HUKUK İNSANI VE YARGIDA YOLSUZLUK

Yirmibirinci Yüzyıl'a girerken Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlardan biri yargı sisteminin yozlaşmış olmasıdır.

Avrupa Birliğine aday olmamız belki yargı reformu konusunda bize biraz yol gösterecektir.

Ama ben bugün değişik üslupta bir yazı yazmak, yargı reformuna, yüz yüze tanıştığım güzel hukuk insanlarının nitelikleri ve düşünceleri açısından yaklaşmak istiyorum.

* * *

O güzel insanı bundan bir kaç yıl önce bir sahil kasabasında tanıdım.

Kasabanın en büyük ve en güzel kitapçı dükkanında bir söyleşi ve bir imza günü düzenlenmişti.

Birden onu gördüm: Ünlü İtalyan Film yıldızı Gina Lollobrigida'yı andıran ama ondan çok daha genç bir hanımdı.

Ufak tefekti. Saçlarını da Gina'nın bizim gençliğimizde yaptığı biçimde kestirmişti.

Simsiyah gözleri, zaten ufak tefek olan bedeninin ve çok güzel olan yüzünün önüne geçmiş, insanın ruhuna nüfuz eden bir keskinlikle bakıyordu.

"Kim bu kız?" diye sorduğumda, kasabanın yargıcı olduğunu şaşkınlıkla öğrendim.

Sanki yargıçlar genç ve güzel bir kadın olamazmış gibi!

Gençliğine karşın deneyimli ve iddialı bir havadaydı.

İlk görevini henüz 22 yaşında bir çocukken Güneydoğu'da yaptığının ve nöbetçi olduğu sırada çok ünlü bir mayfa babasını tutuklatıp cezaevine yolladığının öyküsünü de aynı şaşkınlıkla dinledim.

"Sizin yakın olduğunuz partininkiler de dahil bütün politikacılar, yargıyı kendi siyasal amaçlarına göre kullanmak istiyorlar ve çok müdahale ediyorlar" diye yakındı.

İkinci güzel insanı bir Ege kentimizin Baro Başkanı olarak tanıdım.

Sonradan Baro Başkanlığını bırakmış Atatürkçü Düşünce Derneğinin Başkanı olmuştu.

Yaşı neredeyse bana yakındı ama benim yarı yaşımda görünüyordu.

Bir yandan laik ve demokratik hukuk devletinin gelişmesi için çaba veriyor, öte yandan "başta avukatlar olmak üzere hukuk adamları hiç okumuyorlar ve hatta yeni yasaları bile izlemiyorlar" diye yakınıyordu.

Üçüncü güzel insanı yine bir sahil kasabamızın Başsavcısı olarak tanıdım.

İnce uzun yakışıklı görünümü, göbekli ve kabak kafalı "yaşlı bürokrat" kavramına hiç de uymayan bir izlenim veriyordu.

"Altımızda bize yardımcı olmak için çalışan polis müdürleri önde ve arkada iki koruma aracı ile makam arabalarında gezerken, akşam, elimizde çanta ile otobüs beklemek hem maddi olanaklarımız hem de can güvenliğimizin olmayışı açısından bizi çok üzüyor" diye yakınıyordu.

Dördüncü güzel insan, yine bir sahil kasabasında tanıştığım bir başka savcıydı.

"Cehalet ve yoksulluk. İşte iki suç nedeni. Yaşam kavgasında yenik düşen erkek, evdeki koşullardan yakınan karısını döverek hıncını alıyor. Biz kendisine önce kadını koruyan yeni yasayı anlatıp nasihat ediyoruz, bir kez daha şiddet uygularsa ceza alıyor. Vatandaş ve polis yasalar konusunda sürekli eğitilse, suçlarda azalma olur " diyordu.

Beşinci güzel insan bir "Hukuk Profesörü".

Prof. Hayrettin Ökçesiz, Baro'nun desteği ile İstanbul'da adli yargıda yolsuzluk konulu bir araştırma yaptı. Yargıdaki yolsuzluğun çok büyük boyutlarda olduğunu gösteren araştırmanın sayısal sonuçları basında geniş olarak yer aldı. Ben sadece yolsuzluk nedenleri üzerindeki özete değinmek istiyorum:

Araştırmaya göre iş hacminin kapasiteyi aşması, iş ahlakının yozlaşmış olması, yolsuzluğun meşru sayıldığı yolunda kamuoyunda yaygınlaşan bir inanç, adalete ayrılan bütçe payının düşüklüğü, yolsuzluğa yol açan en önemli nedenler arasındadır.

Bilmiyorum bu beş güzel insandan kaynaklanan izlenimlere eklenecek daha ne kaldı "Adalet Reformu" konusunda!

Belki bir de doğrudan savcıların emrinde kurulacak olan bir "Adli Polis" örgütü.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional