Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

TEMSİLİ DEMOKRASİ KRİZİNİ,

BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE AŞAMAYIZ

Ben Başkanlık Sistemi'ne karşıyım.

Çünkü siyasal ve bürokratik yapımız Amerika'daki "Başkanlık Sistemi"nin gerektirdiği uzlaşma ve pazarlıklara uygun değil (zaten sistemi önerenlerin bunlardan haberleri bile yok).

Öte yandan ülkemiz, artık "tekilci" ve "tekelci" bir yürütme ile yönetilebilecek aşamayı da geçmiş olduğu için Başkanlık Rejimi'nin azgelişmiş ülkelerdeki biçimi de bizim sorunlarımızı çözemez.

* * *

Osmanlı, evrimleşerek endüstri toplumuna dönüşemedi.

Bu yüzden yenildi, işgal edildi ve tarih sahnesinden silindi.

Atatürk ve arkadaşlarının ellerinde, "ideolojik ve siyasal bir model" dışında hemen hemen hiçbir şey yoktu.

Bu nedenle de Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde "hukuk devrimi", "eğitim devrimi", "siyaset devrimi", "kültür devrimi", "dil devrimi", "kıyafet devrimi" gibi, aslında endüstrileşen bir topum yapısının üretmiş olması gereken değişikliklerin "yukardan aşağı" uygulamaları yatar.

Bu tarihsel gerçek, günümüzdeki sorunların da ancak Kurtuluş Savaşı'nı kazanmış olan ve bu nedenle de, tüm siyasal, toplumsal ve askeri gücü elinde bulunduran Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yöntemleriyle çözülebileceği gibi bazı yanılgılara yol açabilir.

Oysa o zamanlar ortada "d"si bile bulunmayan "demokrasi" artık toplumumuzda "soyut bir kavram olarak" da olsa yavaş yavaş yerleşmeye başlamıştır.

Çünkü "demokrasinin" temelinde yatan "endüstrileşme süreci" artık Türkiye'de "ağır aksak" da olsa gelişme yolundadır.

Bu nedenle da artık "tepeden inme" yöntemlerin pek geçerliliği kalmamıştır.

* * *

Hiç kuşkusuz, "Başkanlık Sistemi"ni önerenler bunu, mevcut "Temsili Demokrasi"nin tıkanmış olmasından dolayı ve iyi niyetle yapıyorlar.

Fakat bence, "Başkanlık" ya da "Yarı Başkanlık" sistemi savunucularının bilinçaltlarında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki uygulamalarla birlikte, Cumhuriyet'in kuruluş dönemindeki yöntemler de yatmaktadır.

Oysa, Türkiye'nin önünde bulunan sorunlar ve bu sorunları üreten toplumsal ve ekonomik yapı açısından, "Başkanlık" ya da "Yarı Başkanlık" sistemleri hiç bir çözüm üretemeyecekleri gibi, derhal, ama derhal, bu sorunların daha da ağırlaşmasına yol açacaklardır.

Nitekim Mustafa Kemal gibi bir lider bile Cumhuriyet'i, tek bir kişiye bağımlı "Başkanlık Sistemi" üzerine değil tüm toplumsal katmanları dikkate alan "Temsili Demokrasi" üzerine kurmuştur.

* * *

Bugünkü siyasal bunalımı, "Temsili Demokrasiyi" rafa kaldırıp, "Başkanlık Sistemi"ne geçerek aşmak isteyenler, sistemin nerede tıkandığını görmüyorlar:

Bugünkü sistemin tıkanıklığı ne yürütmenin güçsüzlüğünde ne de yasamanın beceriksizliğindedir.

Bugünkü tıkanıklık, "arabesk yağma kültürünün" tüm topluma ve tüm toplumla birlikte yasama, yürütme ve yargı erklerini de içeren bir biçimde siyasete egemen olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu yozlaşmanın yakın nedenleri arasında da siyasal tarihimizin "Başkanlık Sistemine" en yakın uygulaması olan 12 Eylül Askeri Yönetimi ve onu izleyen Özal Dönemi yatmaktadır.

Başkanlık Sistemi, "arabesk yağma kültürünü egemen kılan" bugünkü yozlaşmayı önlemez, tam tersine azdırır.

Hem kuzum, bana söyler misiniz lütfen, bugün ortada olan hangi "Siyasal Lider"e tek başına Türkiye'yi emanet edebilirsiniz?

Önemi Not: Uğur Mumcu Vakfı, yeni galerisini, Gökşin Sipahioğlu'nun "Paris 68" konulu fotoğraf sergisi ile 6 Ekim günü saat 18'de açıyor. Güldal Mumcu'yu kutlar, herkesi bu önemli sergiyi görmeye çağırırım.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional