Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

1982 ANAYASASI VE

BİR HUKUK ADAMI

Yakın tarih konusunda biraz "belleklerimizi tazeleyelim":

Yıl 1989.

12 Eylül 1980 tarihinde darbe ile kendi kendisini "Devlet Başkanı" atayan ve 1982'deki Anayasa oylaması ile otomatik olarak Cumhurbaşkanlığına başlayan Kenan Evren'in Cumhurbaşkanlığı dönemi bitmek üzere.

TBMM, yeni Cumhurbaşkanı'nı seçecek.

Başbakan ve ANAP'ın Genel Başkanı Turgut Özal, 1987 seçimleri öncesinde, seçim bölgelerini ve seçim sistemini değiştirmiş, ANAP'ın milletvekili listelerini de bizzat saptamış.

Seçim bölgeleriyle ve sistemiyle oynayarak ortaya öyle bir Meclis çıkarmış ki, yüzde 36 oy almasına karşın yüzde 65 ile çoğunluk kendisinde ve tüm ANAP'lı milletvekilleri "Özal'ın has adamı".

Dolayısı ile, Evren'den sonra, Turgut Özal'ın Meclis tarafından "Cumhurbaşkanı seçilmesi garanti".

Özal'ın bu "komplo'suna" karşı tavır takınanların elinde iki koz var: Birincisi 1982 Anayasası'nın "gayri meşruluğu". İkincisi Meclis'te çoğunluğa sahip olan ANAP'ın yeni yapılan yerel seçimlerde yüzde 36'yı bile koruyayıp, yüzde 22 ile üçüncü sıraya düşmüş olması, bir diğer deyişle Cumhurbaşkanı'nın ‘oy kaybeden bir partinin' azınlık oylarıyla seçileceği.

Bugün Çankaya'da oturan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in taraftarları ve bazı demokratlar bu gerekçelere bağlı olarak bir kampanya başlatmışlar:

"Meclis meşru değil ki, Özal'ı Cumhurbaşkanı seçsin" diyorlar.

Ayrıca, "ANAP azınlıkta ve oy kaybediyor, onların oylarıyla seçilecek Cumhurbaşkanı çoğunluğu temsil etmez" diye ekliyorlar.

Meclis'in meşruiyeti hakkında söyledikleri "demokrasinin temel ilkeleri açısından" doğru.

Çünkü Meclis 1982 Anayasası'na göre oluşturulmuş, ve 1982 Anayasası'nın "referandum oylaması" "demokratik ilkelere göre meşru sayılabilecek bir ortamda yapılmamış".

Bırakın, "hayır" oylarının "mavi" renginin, "şeffaf" zarflardan göründüğünü ve "hayır" diyenlerin sandık başkanlarınca tesbit edilerek sonradan "icaplarına bakılacağı" dedikodusunu; bırakın "hayır oyunun rengi olan mavinin", "Yunan Bayrağının rengidir" gibi "aşırı milliyetçi" propagandalarla küçümsendiğini; sadece ve yalnızca, kamuoyu önünde serbest tartışma yasayla yasaklandığı ve "Ben, işçi haklarına yeterince yer vermediği için, bu Anayasa'ya olumlu oy vermeyeceğim" diyen Oktay Akbal yargılanarak "hapse atıldığı" için, bu anayasa oylaması meşru değil.

* * *

Bu noktada, Ferruh Bozbeyli aklıma geliyor.

Tam bu tartışmalar sırasında, eski Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli Taksim Toplantıları'nın konuğu oluyor: Günün siyasal sorunları ve özellikle Cumhurbaşkanlığı konusunda bir konuşma yapıyor.

Tartışmalar sırasında kendisine bir soru soruyorum: Bu Anayasa meşru mudur?

Ayrıca ekliyorum:"Bu sorumu, oylama öncesi aleyhte konuşmanın yasaklandığını ve bu yasağa uymadığı için Oktay Akbal'ın hapse atıldığını ve bizim kuşağın Ferruh Bozbeyli'yi daima tarafsız ve namuslu bir Meclis Başkanı olarak anımsadığını dikkate alarak yanıtlayınız" diyorum.

Bozbeyli'nin yanıtı kısa ve net: "Bu Anayasa, oylanış biçimi itibarıyla meşru değildir".

Bozbeyli o sırada siyaseti bırakmış, Özal tarafından İş Bankası Yönetim Kurulu'na atanmış.

Muhtemelen de Taksim Toplantılarına konuşmacı olarak, bir ölçüde "Özal'ın savunucusu" gibi gelmiş.

Ama dürüst

Ama hukuk adamı.

Gerçeği herkesin ortasında açıkça ifade etmekten kaçınmıyor.

Bozbeyli'yi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

1982 Anayasası konusuna haftaya devam edeceğim.

Çünkü günümüzdeki "temsili demokrasi krizinin" altında "demokrasiyi değiştirmeyi amaçlayan akımlar" ve "arabesk yağma kültürü" kadar "1982 Anayasası" da yatıyor.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional