Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

ÇİĞDEM KAĞITÇIBAŞI NE DİYOR?

Bugünlerde "Hükümet Kurma" adı altında oynanan ortaoyunundan mideniz bulandı ise, size ilaç gibi gelecek bir insandan ve bu insanın yazdığı bir kitaptan söz etmek istiyorum.

Çiğdem Kağıtçıbaşı Türkiye'nin en önemli biliminsanlarından biri.

Mübeccel Kıray sosyolojide ne ise Çiğdem Kağıtçıbaşı da psikolojide o.

"Normal gazete okuyucusu" O'nu tanımaz Çünkü Çiğdem Kağıtçıbaşı, "her köfteye maydanoz olan" pek çok sözde biliminsanı gibi (ki bunların pek çoğu Doğramacı usulü, gecekondu profesörü yapılmış kişilerdir) kanal kanal televizyonları gezmez.

Bu yazıdan sonra umuyorum, birkaç kaliteli arkadaş, kendisini programlarına tek konuk olarak çağırır ve "Türk insanı, Türk ailesi nereye gidiyor" konulu derinliğine bir-iki konuşma yapar.

Böylece biz de, hem kendi insanımızı hem de kendi toplumumuzu daha iyi tanıma fırsatı buluruz.

Kâ ğıtçıbaşı, 1998 yılında çok önemli iki de uluslararası ödül aldı.

Birisi "Uluslararası Uygulamalı Psikoloji Kuruluşunu"nun verdiği "Psikoloji Biliminin Uluslararası Gelişimine Üstün Katkı Ödülü", öteki, "Kültürlerarası Psikoloji Kuruluşu"nun verdiği "Onur Üyeliği" statüsü.

Pek doğal olarak, genelde, yamyamlaşan politikacıların mafya-tarikat ilişkileri, özelde ise liderlerin ayak oyunları ve siyasal İslamın takiyyeleri ile iyice "anormalleşen" siyasal yaşamımızda, esas itibarıyla yağmaya endekslenmiş olduğumuz için kimse bunlarla ilgilenmedi.

* * *

Şimdi durup dururken, üstelik de politikacılar tam bir "yamyam dansı"nın doruklarında dolaşırlarken, Emre Kongar neden Çiğdem Kağıtçıbaşı'ndan söz ediyor diye düşünecek olursanız bunun biri yakın, biri uzak iki nedeni var.

Uzak nedeni esas olarak yamyamlarla savaşımın temel yöntemlerinden biri Kağıtçıbaşı'nın son kitabında saklı olması.

Yakın nedeni ise Kağıtçıbaşı'nın son kitabının Türkçe'de yeni yayınlanmış olması.

İngilizce aslı 1996 yılında çıkmış olan bu kitap, 1998'in son günlerinde Yapı Kredi Yayınları tarafından Türkçe'ye de kazandırıldı.

Bu önemli kitap için, ürettikleri öteki güzel kitap ve CD'leri şu anda saymaya yerimiz olmadığına üzülerek, Banka'nın genel müdürü sanatçı dostu Burhan Karaçam ile, yayınların sorumlusu olan değerli kültür adamı Enis Batur'u burada keyifle bir kutlayalım.

* * *

Kağıtçıbaşı ne diyor?

Kağıtçıbaşı esas olarak, birey-aile ilişkilerine eğiliyor ve çağdaş dünyada genellikle kullanılan ikili bir modele dayalı olan klasik yaklaşımı eleştirerek üçüncü bir model geliştiriyor.

Klasik yaklaşıma göre, tarım toplumlarında genellikle ataerkil değerlere dayalı, birey ile ailenin bütünselliğini oluşturan bir "karşılıklı bağımlılık" modeli vardır. Bu modelde bireyin aileye bağlılığı, daha doğrusu aile ile birey arasında bir karşılıklı bağımlılık söz konusudur.

Toplumlar endüstrileşmenin etkisiyle değişmeye ve "çağdaşlaşmaya" başladıkları zaman bireyin aileden koptuğu "bağımsızlık modeli" ortaya çıkar. Bu modele göre çağdaş kentsel endüstri toplumlarında birey, artık aileden bağmsızlaşmış ve aralarındaki etkileşim en aza inmiş, hatta kimi zaman da kopmuştur.

İşte Kağıtçıbaşı tam bu noktada diyor ki, gerek gelişmiş endüstri ülkelerinde, gerek gelişmekte olan bazı toplumlarda, geçerli olan üçüncü bir model daha var ve asıl toplumsal gerçeği bu model açıklayabiliyor:

Kağıtçıbaşı'nın "karşılıklı duygusal bağlılık" modeli dediği bu modele göre birey ile aile, fiziksel olarak birbirlerinden bağımsızlaşmış, fakat birbirlerine karşı duygularını sürdürdükleri için, ortaya "karşılıklı bir duygusal bağlılık" ilişkisi çıkmıştır.

Peki bu yeni aile modelinin önemi nerede?

Benden, 300 sayfaya yakın, müthiş bir birikimi yansıtan bir kitabı iki-üç cümle ile özetlememi beklemeyin, ama bu soruya kısaca, tek kelimelik çok derin bir yanıt verilebilir:

Eğitimde.

Nitekim Türkiye'nin uzun vadeli kurtuluşu da eğitimde.

Kağıtçıbaşı koyduğu teşhisler ve yaptığı çalışmalarla, çocuğun küçük yaşta aile içinde, aile ile birlikte eğitilmesinin önemini de ortaya çıkarıyor ve eğitimde de yeni bir model geliştiriyor.

Eğitim Türkiye'yi kurtarabilecek olan tek süreç.

Ama bu bu gerçeğin farkında olanlar sadece siyasal İslamcılar. Onlar Türkiye'deki şeriat devleti projesinin siyasetten değil, eğitimden geçtiğinin bilincindeler. Siyaset, onlar için ancak eğitimi düzenleme gücüne sahip olduğu için önemli.

İlk bakışta bu konularla hiç ilgisi yokmuş gibi görülen Kağıtçıbaşı'nın kitabı ise aslında sadece psikolojiye değil, sosyolojiye ve eğitime de büyük bir katkı.

Siyasette yamyamlara oy vermeyin, eğitimde ve kültürde Kağıtçıbaşı'nı okuyun.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional