Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

UCUZA BİR MAFYA TETİKÇİSİ ARANIYOR

Bizim evimiz çok güzel bir mahallede ve çok da güzel komşularımız var.

Mahallemiz esas olarak birbirine koşut iki sokaktan oluşuyor.

Sokaklarımızdan birinin bir tarafı mezarlık.

Bugünkü İstanbul'da mucize gibi bir nimet:

Sokağın bir tarafı mezarlık demek, hem gözünüz için beton kütlelerinin arasında ciddi bir yeşil alan, hem de mezarlık duvarı boyunca otomobiliniz için park yeri bolluğu demek.

Kapıcılarımız son derece efendi insanlar.

Okul zamanı, sabahları, pırıl pırıl gençler, çocuklar, evlerinin önünde servis beklerken, geleceğimizin güzelliğini ve ümidini simgeliyorlar.

Ben her sabah bir saat süreyle bu mahallede yürüyorum.

Hemen hemen bütün kapıcı aileleriyle ve okula giden gençlerle selamlaşıyorum.

Mahallenin çöpleri, her iki tarafı da evlerle dolu olan öteki sokaktaki büyük çöp "konteynerlerine" boşaltılıyor.

Bütün çöpler kahverengi naylon torbalarda, ağızları kapalı.

Çünkü mahallemizin eğitim düzeyi çok yüksek.

Bütün aileler çevre sağlığına uygun davranıyor.

Bu nedenle mahallede sinek ve çöp kokusu hemen hemen hiç yok.

Sadece çöp toplama günü olan Cumaları biraz koku oluyor, o kadar.

Daha doğrusu "yoktu" ve "oluyordu" demek gerek. Çünkü artık çizdiğim bu uygar tablo çok gerilerde kaldı ve insanlar çıldırmak üzere.

İşte tam bu noktada, bizim mahallelinin neden "ucuza bir mafya tetikçisi" aramaya başladığına da geldik:

Bundan birkaç ay önce, mahallenin çöplerine bir aile dadandı.

Genellikle baba, arada sırada da eşi veya kız çocukları, sokaktaki tüm çöp "konteynerlerinin" kapaklarını açıp, içlerindeki ağzı düğümlü torbaları yırtıp ters çevirerek, bütün pisliği açığa çıkarıp, kullanılmış bira ve kola kutusu toplamaya başladılar.

Önce, ben de dahil, kapıcılar ve servis bekleyen çocuklarla gençler, olayın vahametini kavrayamadık. Hatta "ekmeğini çöpten çıkaran" bu aileye merhametle karışık bir sempati bile duyduk.

Fakat bir süre sonra, mahallede o güne dek görülmeyen yoğunlukta bir sinek saldırısı ve çöp kokusu ortaya çıkınca ayıldık ve çöp torbalarını yırtan aileyi uyardık, "yapmayın, ayıptır" diye.

Tabii bizi dinlemediler.

Onlarınki ekmek parası kavgası, bizimki, çevre sağlığı kaygısı.

Onlarınki kişisel çıkar, bizimki kamu yararı.

Tabii ki onlar kazandı.

Vilayet ile Kaymakamlığa ve Anakent ile Beşiktaş Belediyelerine yapılan başvurular sonuç vermedi.

Zaten ben bunların bir sonuç vermeyeceğini söylemiştim.

Çünkü kendine özgü nitelikler taşıyan bireysel bir davranışı, örgütsel yapı ile denetlemek çok zordur, hatta olanaksızdır.

Ailenin çöp toplama günleri değişik. Saatleri ise, sabah 7-8 arası.

Her gün o saatte, hangi görevli gelip de bir mahallenin çöp torbalarının açılıp çöplerin etrafa saçılması sorunu ile ilgilenecek?

Ben sorunu çözmek için, bütün komşuların bira ve kola kutularını ayrı bir poşete doldurup, çöp "konteynerlerinin" yanına hazır olarak koymalarını önerdim.

Hem uygulama güçlüğü, hem görünüm, hem de "toplayıcı aile" ile iletişim sorunları açısından önerim kabul görmedi.

Vilayet ve Belediyeler ile ilişkiyi, (eski bir üst düzey kamu yöneticisi olduğum ve hali hazırda da "sütun yazarı" kimliğim bulunduğu için) benim kurmam istendi.

Başıma gelecekleri bildiğim için, bunu da ben kabul etmedim.

Sonunda, çöp "konteynerlerine" kilit takıldı.

Çöp toplayıcılar, kilitleri bir günde kırdılar.

Ben ve bazı kapıcılar, aileyi uyarmaya devam ettik.

Hiç tınmadılar.

Sonunda, bir komşu, bu konuyu tartışmak ve çözmek için yaptığımız bir toplantıda "Ulan" dedi, "Ben bu herifi bacağından vururum".

Ben dehşet içinde ne diyecekler diye öteki komşulara bakarken, biri derhal atıldı:

"Ağabey" dedi, "Maşa varken, ateşi niye elinle tutacaksın?

Bak herkes, hatta devlet bile, bazı işlerini çetelere havale ediyor. Biz de neden öyle yapmayalım. Son zamanlarda hem çek-senet mafyası, hem de milliyetçi ve mukaddesatçı çizgide Türkiye'yi koruma ve kollama görevi yapan çeteler o denli çoğaldı ki, pek çok işsiz kişi, çete tetikçisi olarak köşeyi döndü. Bunlardan birini ucuza kiralayalım, işi çözelim."

Şimdi bizim mahalleli "ucuza bir mafya tetikçisi" arıyor.

Ben buna çok karşıyım.

Olayı ilgili makamlara resmen ihbar etmek istiyorum ama bunu dilekçe ile ya da yüz yüze şikayet biçiminde yapamıyorum.

Çünkü başvurduğum görevliden, "Git işine be kardeşim, bizi boşu boşuna uğraştırma, sizin mahalleli haklı, herkes, hatta devlet bile sorunları böyle çözüyor" diye bir de azar işitmekten korkuyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional