Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
PROF. LEWIS'TEN POLİTİKACILARA VE
BURJUVAZİYE DERS
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin koymuş olduğu "Atatürk Uluslararası Barış Ödülü" Prof. Bernard Lewis'e verildi.
Bu son derece doğru bir seçimdi.
Prof. Lewis, Ortadoğu, İslam ve Türkiye konularında derin araştırmaları ile tanınan ve uluslararası düzeyde otorite olarak kabul edilmiş bir bilim adamı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu "Çağdaş Türkiye'nin Doğuşu" (Emergence of Modern Turkey) adlı kitapta, mükemmel bir biçimde, hem tarihsel, hem de siyasal ve kültürel bir çerçeve içinde, dünyada en iyi anlatan bilim adamlarından biri.
* * *
Prof. Lewis'in aldığı ödül, yaklaşık 60.000 bin dolar.
Prof. Lewis bu ödülün 46.000 dolarını TÜBA'ya bağışlıyor.
TÜBA, açık adıyla, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye'de bilimi geliştirmek için kurulmuş bir örgüt.
İçinde, her bilim dalından, Türkiye'nin dünya çapındaki seçkin bilim insanlarını barındırıyor.
TÜBA, TÜBİTAK ile birlikte Türkiye'yi 21. yüzyıla hazırlayan kurumların başında geliyor.
Daha doğrusu "başında gelmesi gerek" demeliyim.
Çünkü pek çok olanaksızlık yanında, kaynak yetersizliğinden dolayı da kendisinden beklenen işlevleri yerine getirmekte çok zorlanıyor.
TÜBA, 1998 yılı çalışmaları için 285 milyar gibi, devlet bütçesi içinde çok küçük, küçücük bir yer tutan miktarda bir ödenek istemiş.
Politikacılar bu ödeneğin yarısından fazlasını keserek, sadece 120 milyar vermişler.
Bakın TÜBA'nın başkanı değerli bilim insanı Prof. Dr. Ayhan Çavdar bu konuda ne diyor:
"Büyük sıkıntıya girdik, Gençlerin eğitimine yönelik olarak sürdürülen bütünleştirilmiş doktora programı çerçevesinde öğrencilerin burslarını ödeyemez hale geldik".
Başkan Prof. Çavdar, Başbakanlığın bu duyarsızlığı karşısında yılmıyor, yardım için işadamlarına ve büyük holdinglere başvuruyor.
Sonuç, koskocaman bir "HİÇ".
Başvuruyu reddeden Koç Grubu hariç, kimse ilgilenip yanıt vermek zahmetine bile katlanmıyor.
Olayı "manşetten veren" Cumhuriyet Gazetesi dışında, basın da bu konuda bütünüyle duyarsız.
* * *
21. yüzyılın eşiğinde, yağma kültürü ile yoğrulmuş günümüz politikacıları, kendi kişisel çıkarlarına yönelik kısır çekişmelerle ülkenin zamanını boşa harcıyor.
Oysa Türkiye yeni yüzyıla, "bilimin aydınlığı" ile girmek zorunda.
Nutuk atmaya gelince "Bilgi toplumu" sloganı, maşallah, herkesin ağzında.
Ama iş, destek vermeye gelince, herkeste bir vurdumduymazlık!
TÜBA'nın içinde bulunduğu durum, başta politikacılarınki olmak kaydı ile, "toplumsal ikiyüzlüğümüzün" kesin bir göstergesi.
Bilimin desteklenmesine sırt çeviren politikacılar ve büyük sermaye, sonra da oturup, "şeriat geliyor" çığlıkları içinde durumdan yakınıyorlar.
"Şeriat devleti özlemleri" yasakçı yasalar çıkararak değil, eğitime, bilime destek vererek önlenir.
Hadi diyelim ki, politikacılardan ümit kestik.
Aslında kimsenin politikacılardan ümit kesmeye hakkı da yok ya, hadi diyelim ki, kısa erimli çözümler için, başka çareler aramaya başladık.
Örneğin "büyük sermaye" bu konuda neden duyarsız?
21.yüzyılın eşiğinde, medyanın da mülkiyetini ele geçirerek toplumu biçimlendirme konusunda, gücüne güç katmış gözüken büyük sermaye, "bilime nasıl sırt çevirir"?
Bilime sırt çevirmiş politikanın ve sermayenin 21. yüzyılda yaşama şansı var mıdır?
Ya da soruyu daha genelleştirerek soralım:
Bilime sırt çevirmiş bir toplumun 21. yüzyılda yaşama şansı var mıdır?
"Atatürkçülük" denilince mangalda kül bırakmayanlar, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" diyen Atatürk'ün işaret ettiği doğrultudaki gelişmeleri sağlayacak olan TÜBA'yı niçin desteklemiyor?
Tarih, gözleri yağma hırsı ile kararmış olan ve TÜBA'ya destek vermeyen politikacıları bağışlamayacak!
Prof. Bernad Lewis, yalnız bugüne dek yaptığı çalışmalarla değil, son jesti ile de Atatürk Uluslararası Barış Ödülünü hakettiğini kanıtladı.
