Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
TÜRKİYE SİZLERLE GURUR DUYUYOR
Türkiye'nin mükemmel bir Anayasası var.
Seçim sistemi hem adaletli, hem de istikrarlı.
Siyasal Partiler Yasası fevkalade.
Enflasyon sorun değil.
Gelir dağılımı çok makul sınırlar içinde farklılaşma gösteriyor.
Yatırımlar şahlanmış durumda.
Kalkınma hızı yüksek.
Meclis mükemmel çalışıyor.
Kendilerini ülke sorunlarının çözümüne adamış politikacılar, gece gündüz demeden, kendilerini helak ederek, vatan millet uğruna, yemeden, içmeden, uyumadan, uygar bir ülkenin layık olduğu yasaları çıkarıyor.
Halk mutluluğun doruklarında.
Hükümet müthiş uyumlu, kararlı ve etkin.
Muhalefet hem yapıcı, hem sürekli olarak yeni projeler üretiyor.
Asayiş tümüyle "berkemal".
Bırakın devletteki rüşveti ve yolsuzluğu, vatandaşlar arası işlemlerde bile herkes, birbirine duyduğu sonsuz bir güven içinde, en ufak bir sorun bile çıkmadan yaşamını sürdürüyor.
Çete mete laf.
Halk o denli bilinçli ki, güvenlik güçleri işsizlikten bunalıyor. Yakında polislerin bir bölümü öğretmen kadrolarına aktarılarak ülkenin eğitim seferberliğine katkıda bulunmaya başlayacak.
Ordumuz, bırakın ülke içindeki asayiş sorunlarıyla uğraşmayı, komşularımızla geliştirdiğimiz çok uyumlu ilişkiler ve bölgede oluşturduğumuz olağanüstü barış ortamı sayesinde, tüm gücünü artık, kalkınma ve eğitim seferberliğinde kullanmaya yöneliyor.
Mahkemelerimiz işsizlikten adli tatili dokuz aya uzatmayı planlıyor.
* * *
Bu mutlu tabloyu borçlu olduğumuz siyasal liderlerimiz, muhteşem bir demokrasi kültürü ile, aralarındaki küçük anlaşmazlıkları ve program farklarını açık oturumlarda, adeta kendilerini eleştirerek ve birbirlerine iltifatlar yağdırarak tartışıyorlar.
Her biri "artık yeter, ben liderlikten çekilmeliyim, yerimi daha genç ve daha başarılı arkadaşlara bırakmalıyım" diyor ama, kendi yetiştirdikleri, arkalarından gelen lider adayları, onların başarılarıyla gözleri kamaşmış olduğu için, "ben kendi liderim kadar başarılı olamayabilirim" kaygısı ile, ayrılmalarını engelliyor.
Zaten gerek seçmen, gerekse hemen hemen kendilerine oy veren tüm vatandaşların temsil edildiği parti örgütleri de, mevcut liderlere adeta tapıyor ve görevlerini bırakmalarına asla razı değil.
* * *
Rejim bunalımları gibi, demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi gibi, ekonomik kalkınma ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi sorunlar çoktan aşılmış olduğu için, şimdi, eğitimin, sağlık hizmetlerinin ve sosyal güvenlik sisteminin standartlarının yükseltilmesi gündemde.
Bu sorunları çözmek için büyük bir felsefi, ideolojik ve teknik atılım içinde görülen sosyal demokrat liderler, birbirleriyle yarışıyor.
Bir yandan birbirlerinin olumlu önerilerine atıflar yaparken, öte yandan, "ben nasıl olur da rakibimin güzel programlarına daha büyük anlamlar katacak projeler oluşturabilirim" diye, sivil toplum örgütleriyle, üniversitelerle ve uzman vatandaşlar ile oluşturdukları çalışma grupları içinde çözüm üretiyorlar.
Sağda ise, milliyetçilik ve islamcılık gibi mukaddes değerleri siyasal yarış alanı dışına çıkarmış olan liderler, kendi aralarında, "devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan tüm insanlarımızı, din, dil, ırk, milliyet, inanç ve kültür farkı aramaksızın nasıl daha yüceltebiliriz" tartışmasını yaşıyorlar.
Kamu yararı tümüyle ön planda.
Millletvekilleri, çok düşük bir maaşla çalışıyor, ama toplumun genel standartları çok yüksek olduğu için, sıkıntı çekmiyorlar.
* * *
Bu tabloyu yaratan sayın liderlerimiz, "Türkiye sizlerle gurur duyuyor".
