Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
Gençler için belirteyim.
kâhin,
"gelecekten haber veren kişi"
demektir.
Sözcüğün içindeki "
â
" harfi, kâğıt kelimesindeki
gibi ince okunur.
Peki Mübeccel Belik Kıray
kimdir?
Beyin cerrahisinde Gazi Yaşargil,
müzikte İdil Biret, halterde
Naim
Süleymanoğlu ne ise Mübeccel
B. Kıray da sosyolojide odur: Dünya
çapında bir toplumbilimcimiz olarak, ülkemizin
uluslararası düzeydeki bir kaç "onur kaynağı"ndan birisidir.
* * * Dostlarının "Beco"
diye çağırdığı Prof. Kıray,
toplumların evrensel değişme kurallarını bulmaya
çalışan bir bilim dalının, sosyolojinin hocasıdır.
Kıray, bütün toplumbilimciler
gibi, içinde yaşadığı toplumun sırlarını çözerek, evrensel bilgi birikimine
katkıda bulunmaya çalışır.
Dolayısıyle birinci önceliği,
"gelişmekte olan bir ülkedeki
toplumsal değişmenin dinamiklerini keşfetmektir".
Sosyolojik olarak, "gelişmekte
olan ülke" deyimi, önünde, "gelişmiş ülke modeli bulunan" toplum demektir.
Bir başka deyişle, dünya
üzerindeki toplumlar esas olarak ikiye ayrılır:
Birinci grupta "en
ileri teknolojiye sahip" toplumlar
yer alır.
Bunlar insanlığın siyasal,
toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişmesine de öncülük ederler.
İkinci grupta, "teknolojilerini
ithal eden", yani en ileri teknolojiye
sahip toplumlara bağımlı olan ve öteki alanlarda
da onları izleyen toplumlar yer alır.
Bu toplumlara, sosyolojide
genellikle "azgelişmiş" ya da daha nazik bir deyimle "gelişmekte olan"
toplumlar denir.
Bütün öteki bilim dalları
gibi çağdaş toplumbilim de, en ileri teknolojiye sahip ülkelerin öncülüğünde
doğmuş ve gelişmiştir.
Bu nedenle de sosyoloji,
sadece "gelişmiş ülkelerin tekelinde" kalmakla yetinmeyip, uzun süre, yalnız
onların değişme dinamikleri üzerinde odaklaşmıştır.
Hatta, "gelişmemiş toplumlar"
ya da daha kaba deyimle "ilkel toplumlar" için, ayrı bir bilim dalı icad
edilmiş, onun adına da "sosyal antropoloji" ya da "kültürel antropoloji"
denilmiştir.
Fakat bir süre sonra anlaşılmıştır
ki, önlerinde "gelişmiş toplum modelleri olmasına karşın", geri kalmış
olan toplumlar bu modelleri aynen izlemiyor.
Arkadan gelen toplumların
değişme dinamikleri, hem kendi aralarında, hem de gelişmiş toplumlara göre
farklılıklar gösteriyor.
Oysa, sosyoloji de, bütün
öteki bilim dalları gibi, "evrensel kurallara" ulaşmaya çalışır: Bulduğu
toplumsal değişme yasaları, her zaman ve her yerde, yani her toplum için
geçerli olmalıdır.
Kıray, bu evrenselliği gerçekleştiren,
yani bulduğu "değişme yasaları" gelişmiş ülkeler kadar, gelişmemiş ülkeleri
de açıklayan bir toplumbilimcimizdir.
Kendisinin teorisini ve katkılarını
ayrıntılı olarak öğrenmek isteyenler, benim, genç asistan arkadaşlarımla
birlikte yazdığım, Türk Toplumbilimcileri adlı
kitabıma bakabilirler.
* * * İşte bu "hocaların hocası",
(çünkü Boğaziçi'nde Prof. Ayşe Öncü,
ODTÜ'de Prof. İlhan Tekeli gibi
ünlü hocaların da hocasıdır) 28 Şubatta açığa
çıkan ve 12 Temmuz ile varlığını sürdüren "Anayasal müdahale"
sürecini yaklaşık bir yıl önce öngörmüştür.
Kıray, "gaipten haber veren
bir kâhin" değil,
değeri evrensel olarak kanıtlanmış bir toplumbilimcidir.
Sosyolojinin, keşfedilmesine
kendisinin de katkıda bulunduğu kurallarına göre, Türkiye'ye ve dünyaya
baktığında, sadece dünü ve bugünü değil, geleceği de görebilmektedir.
Bu konuda yaptığı bir çalışmanın
el yazısı ile kaleme alınmış müsveddesi elimde.
Günün modasına uygun olarak,
ben de "elimdeki bu belgeyi" açıklayacağım.
Önümüzdeki günlere de ışık
tutacak olan açıklamalarım haftaya bu sütunda: "Prof. Kıray Türkiye'nin
geleceği için ne diyor?"
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 17 Mart 2025