Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

CHP VE "NEGATİF SİYASET"

 

Rakibin hataları üzerine kurulu siyaset.

Ya da muhalefette iken, "iktidar yıpranır" ilkesinin meyvalarını toplamak için beklemeye yönelik, eylemsiz siyaset.

Durmuş oturmuş ülkelerde, birey başına ulusal geliri 5-6 bin doları aşmış ekonomilerde "negatif siyaset" sadece bunu uygulayan partiye değil, ülkeye bile yarar getirebilir.

Rejimin zaten sıkıntısız işlediği, ekonominin uluslararası rekabet gücünün zaten yüksek olduğu ülkelerde, yani "iktidar değişikliğinin" sadece "merkez cıvarındaki kaymalarla" belirlendiği toplumlarda, halkın bıkkınlığına dayalı "negatif siyaset" pek çok sorunu çözebilir.

Fakat Türkiye gibi, rejimi oturmamış, birey başına ulusal geliri 2 bin dolar dolayında olan ülkelerde, "negatif siyaset" genellikle ülkemizin bugün içinde bulunduğu bunalım gibi sonuçlar getirir.

Unutmayalım ki, bugünkü bunalımı su üstüne çıkaran son damla olan REFAHYOL iktidarı, Refah'ın tüm sisteme, DYP'nin ise, Refah'ın sunduğu "siyasal islam" seçeneğine karşı yürüttükleri "negatif siyaset"e dayalı kampanya sonunda aldıkları oylarla geldikleri Meclis'in çatısı altında gerçekleştirilmiştir.

Pek doğal olarak bu olayda, "negatif siyaset" kadar, DYP'nin, seçim sonrasında, seçim kampanyasında halka verdiği sözlerin tam zıddı bir eylem içinde olması, yani bir anlamda "siyasal dürüstlük yoksunluğu sendromu" da yatmaktadır.

Yani bir başka deyişle, bugünkü bunalımın temelinde yatan ögelerden biri "negatif siyaset" ise en az onun kadar önemli olan öteki öge de "siyasal dürüstlük yoksunluğu" ögesidir.

Belki sorumlulukları partilere göre dağıtırsak, REFAHYOL iktidarının yol açtığı bunalım, Refah açısından "negatif siyasete" DYP açısından ise "siyasal dürüstlük yoksunluğu sendromuna" bağlıdır.

* * *

Gelelim CHP'ye.

SHP ile birleşmeden önce, yeniden açılan CHP'nin lideri ve kadroları, bugün, SHP ile birleşmiş bulunan CHP'nin lideri ve yönetim kadroları ile aynı kişilerdir.

SHP ile birlikte, rakip olarak girdikleri 1994 Yerel Seçimlerinde yüzde 4.6 oy alan Deniz Baykal'ın CHP'sinin anlamlı sonuç veren tek işlevsel başarısı, uyguladığı "negatif siyaset" aracılığı ile, yüzde 13.6 oy alan Karayalçın'ın SHP'sinin Ankara Belediye Başkan adayı Korel Göymen'e seçimi kaybettirmek, ve Başkenti Refahlı Melih Gökçek'e teslim etmek olmuştur.

Göymen, bu seçimlerde, yüzde 26.9'a karşılık olan 387.152 oy almış ve kendisinden 6.471 oy daha fazla alan, Melih Gökçek'e karşı seçimi kaybetmiştir. Oysa CHP'nin hiç bir şansı olmayan adayının yine Göymen'in aldığı oyların onda birine bile ulaşamayan 30.082 oyu (ki ancak yüzde 2.1 ile CHP'nin Türkiye ortalamasının yarısı kadar bile değildir), Baykal ve arkadaşları tarafından "negatif siyaset" yoluyla SHP'den koparılmasaydı, şimdi Başkenti Melih Gökçek değil, Korel Göymen yönetiyor olacaktı.

Bu seçim, Baykal'ın yalnız olarak katıldığı tek seçim oldu. Ankara'yı Gökçek'e verdikten sonra CHP, SHP ile birleşti.

SHP ile CHP'nin, CHP çatısı altında birleşmesinin ardından yapılan Genel Seçimlerde, Baykal ve arkadaşları, "çok doğru ve güzel hazırlanmış bir programı" halka aktarmak yerine, kampanya döneminde (bu kez birleşmiş oldukları SHP'yi de hedefleyen bir biçimde) yine "negatif siyaset" söyleminin kullanılmasından dolayı, bir yıl önce yüzde 18.2 olan oy potansiyelini yüzde 10.7'ye düşürdüler.

* * *

Bütün bu tarihsel yanılgılara karşın, CHP'nin bugünkü hükümete karşı uyguladığı "negatif siyaset" gerek Türkiye, gerekse Deniz Baykal'ın liderliğindeki Parti açısından, hem doğrudur, hem de bir "umut" oluşturmaktadır. Ama yine de "yeterli değildir".

Umut oluşturmaktadır, çünkü, gerek "laiklik", gerek "temiz toplum özlemleri" gerekse "sekiz yıllık eğitim" bugün geniş halk kitleleri açısından anlamlı ve işlevsel gündem maddeleridir.

CHP'nin "negatif siyaset" yoluyla, hükümeti bu konularda denetim ve eleştiri altında tutması, hiç kuşkusuz ona kamuoyunda büyük bir destek sağlayacaktır.

Ama bu "negatif siyaset" stratejisi, asla yeterli değildir.

Kritik bir soru sorarak bu görüşümü açıklamaya çalışayım:

Mevcut hükümet, CHP'nin bu stratejisinde vurguladığı sorunları benimser ve her üç alanda da üstüne düşenleri eksiksiz olarak yerine getirirse, artık çok uzak olmayan yeni genel seçimlerde CHP, kampanya süresince hangi konuları işleyecektir?

Bu açıdan, CHP'nin bir an önce, ülke sorunlarına önerdiği çözüm paketlerini, önümüzdeki seçimleri dikkate alarak açıklaması, hem ülke hem de Parti açısından bir gerekliliktir sanyorum.

Haftaya "CHP Niçin Hâ lâ Umuttur?"


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional