Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

"NEGATİF SİYASET"TE, POZİTİF LİDER OLABİLİR Mİ?

 

Yılmaz Hükümeti "negatif siyaset" üzerine kuruldu.

Yani, bu hükümet, kendi programında kamuoyuna söz verdiği projeleri hayata geçirmek için değil, kendinden önceki hükümetin yaptığı yanlışları düzeltmek üzere kuruldu.

"Negatif siyaset", 12 Eylül yönetiminin orta sağı ve orta solu kendi içlerinde hemen hemen tam ortadan ikiye bölmesi sonunda Türkiye'ye egemen oldu:

Temel politikaları hemen hemen aynı olan orta sağdaki ve orta soldaki ikişer parti, siyasetlerini, kendi benzerleri olan partilerin uygulamalarını eleştirmek üzerine inşa etmek zorunda kaldı.

* * *

Aslında tüm suç 12 Eylül'ün değil.

Evrensel olarak pek çok demokratik ülkede gördüğümüz ve "iktidar yıpranır" ilkesine dayalı olduğu için zaman zaman gerçekçilik de kazanan "negatif siyaset", sadece rakibin eleştirisine dayandığı için, hem daha tehlikesiz, hem daha kolay.

Bu nedenle, bizim tembel politikacılarımız için hep bir "temel seçenek" olarak gündemdeydi.

12 Eylül, yarattığı yapay bölünmelerle, bu eğilimi daha da güçlendirerek tüm siyaset yaşamına tümüyle egemen kıldı.

* * *

"Negatif siyaset"in en önemli sakıncası, partilerin, "neler yapacağına" göre değil "neler yapmayacağına", ya da "yapılmış olan neleri bozacağına" ilişkin görüşleriyle iktidar olmaları.

Refahyol iktidarının demokrasiye ve sosyal hukuk devletine verdiği zararları durdurmak ve olanaklı ise telafi etmek için, yani "negatif siyaset" üzerine kurulan Yılmaz Hükümeti, bu açıdan önemli bir sınav verecek.

Sınavı daha da belirleyici yapan husus, koalisyonu oluşturan liderlerin ve partilerin bugünkü bunalımı yaratmaktaki geçmiş sabıkaları.

Örneğin, seçim kampanyası ve milletvekilleri açısından "şeriat propagandasına kucak açan" ve ayrıca "şeriata karşı kadın yürüyüşü"ne karşı çıkan Yılmaz'dan "şeriat tehlikesini" durdurmasının beklenmesi bu sınavı daha da zorlaştırmakta.

* * *

Bu "negatif siyaset"e dayalı hükümet içinde, bir tane "pozitif siyaset" temsilcisi parti var, o da DSP.

Çünkü Ecevit'in ve partisinin bugüne dek, hem programında savunduğu hem de lider olarak sürekli dile getirdiği, "Sosyal ve Ekonomik Konsey'in işlevsel kılınması", "Başbakanlık Denetleme Kurulunun yetkilerinin ve işlevlerinin arttırılması" gibi noktalar, bugün kurulan hükümetin önündeki işler açısından, "pozitif" projelerdir.

Felsefeye olan merakı ve felsefe eğitimi yoluyla toplumun geliştirilebileceğine olan inancı ile Ecevit, eğitim reformu açısından da, en azından şimdilik, "pozitif" nitelikli bir lider görünümünde.

* * *

Bu hükümetin güvenoyu alıp alamayacağını bilmiyorum.

Doğrusu, güvenoyu, beni çok da fazla ilgilendirmiyor.

Ama Ecevit'in eline, yeniden "umut" olma fırsatı geçmiştir.

Bu umudu, "eğitimde pilot proje uygulaması" gibi gereksiz gecikmelerle ve duraksamalarla harcayıp harcamayacağı, Türkiye'nin yazgısı açısından çok önemli.

Diyeceksiniz ki, "Hem Ecevit'in yapacaklarından umutlusun, hem de içinde bulunduğu hükümetin güvenoyu beni ilgilendirmiyor diyorsun, bu çelişki değil midir?"

"Hayır değil."

Çünkü, ülke sorunlarının uzun dönemli çözümlere kavuşturulması açısından önemli olan, "negatif siyaset" üzerine kurulu bu hükümetin güvenoyu alıp almamasından çok, kendisine "Demokratik Sol" diyen bir partinin, eğitim sorunu başta olmak kaydı ile, toplumun açmazlarına getireceği çözümler.

Bir başka deyişle, bu hükümet ister güvenoyu alsın, isterse almasın, ülke için esas olan, "sol" programlı partilerin ve onların liderlerinin, sorun çözücü projeler üretmeleri, yani "pozitif siyaset" açısından seçmene verdikleri "umut"tur diye düşünüyorum.

Bu arada, "negatif siyaset" üzerine kurulu hükümetlerin içinde bile "pozitif" işler de yaparlarsa, bize ancak onları alkışlamak düşer.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional