Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

BİR "ORTAK PAYDA" ARAYIŞI

 

Son haftalarda çok yoğun bir konferans trafiği içindeyim.

Aslında bunun özel bir yanı yok. Bütün yaşamım boyunca, bir hamal gibi, bilimsel sempozyumlardan parti seminer ve panellerine, gençlik toplantılarından sendika eğitimlerine koşturup durdum.

Gençliğe ve insanlara verecek mesajlarım olduğuna, yani başkalarının söylemediği ya da yanlış söylediği şeyleri vurguladığıma inandığım sürece de, bu işi sürdüreceğim.

Mesleğim zaten hocalık. Bu nedenle her toplantı, her eğitim, her konuşma, "yaşamımın anlamı" bakımından bence önemli.

Çünkü yaptığım iş "sevgiye ve üretime" dayalı.

Toplantılarda, genellikle dört konuda konuşmam isteniyor:

1)Demokrasi. 2)Laiklik. 3)Küreselleşme. 4)Atatürkçülük.

* * *

Bu toplantılarla ilgili üç gözlemimi değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:

Birinci gözlemim gençlerle ilgili.

Gençlerde, özellikle üniversiteli gençlerde, müthiş bir açlık gözlemliyorum.

Gençler ülke sorunlarına çözüm arıyor.

Siyasal partiler bu çözümleri üretmekte başarısızlığa uğradıkça, hatta, çözüm üretmek yerine sorun yaratan bir konum sergiledikçe, gençler "partiler dışı" ve dolayısıyla, demokrasiye pek de uygun olmayan arayışları yansıtan eğilimlere yöneliyor.

Bu gelişmeyi son derece tehlikeli buluyorum.

İhtirasları ve çıkarları, ülke yararının önüne geçen politikacılar, sadece kendi kuyularını kazmakla kalmıyor, tüm ülkeyi karanlıklara sürükleyebilecek oluşumlara da çanak tutuyorlar.

İkinci gözlemim, aydınlarla ilgili.

Soldaki dağınıklık, tekilcilik ve hizipçilik onları çok etkilemiş.

Aydınlar da siyasal partilerden umut kesmiş durumdalar.

Ülkenin ufuklarını karartan "teokratik totaliter rejim" hevesleri ve bu heveslerin gücü, onları da kararlı ve güçlü başka alternatifler aramaya yöneltiyor.

Üçüncü gözlemim, SHP, DSP ve ÖDP gibi partilerle özdeşleşmiş ve kendilerini solda gören insanlarla ilgili.

Bu insanlar ki, onlara kısaca "partililer" diyebilirim, yukardaki iki oluşumun da taşıdığı olumsuzlukların bilincinde.

Bu oluşumların, hem ülke bakımından tehlikeli olduğunu görüyor hem de "demokrasi dışı çözümlerin" aranmasına karşı, bütün çabalarıyla "birşeyler yapmak" istiyorlar.

Bu "birşeyler yapmak" isteği, bir yandan etkinlikler ve çözüm önerileri oluşturma açısından mensup oldukları "partinin içine", bir yandan da, ittifak arama ve ortak eylem yapma açısından, "partinin dışına" yöneliyor.

* * *

Görüldüğü gibi, mevcut bunalımın aşılması için, en sağlıklı tepkiler yine, "siyasal parti mesuplarından ya da yandaşlarından" geliyor. Bunlar esas olarak "vatandaş girişimine" yani "sivil toplum örgütlerinin gücüne" inanıyor.

Pek doğal olarak, benim "gençler" "aydınlar" ve "partililer" olarak, kabaca yaptığım ayrım, birbirlerini dışarda bırakan insanlardan değil, tam tersine, birbiriyle çakışan gruplardan oluşuyor. Yani üç grup arasındaki ayrım kesin çizgilerle belirlenmiş değil. En azından benim çevremde, her iki ya da üç grupta birden yer alan pek çok kişi var.

Günümüzün sorunu, bu gruplardaki insanları birleştirecek "ortak paydayı" bulma sorunudur.

Benim "ortak payda" dediğim husus birleşmeye değil, "ittifaka" yönelik bir noktadır.

Kanımca, Ecevit, birleşme konusundaki olumsuzluğunda ne denli gerçekçiyse, Baykal da, ittifak konusundaki önerisinde o denli haklıdır: Yani partiler ve öteki kesimler arasında "birleşme" değil ama , "seçim ittifakı" da gündemde olmak kaydıyla bir "ittifak", bugünkü bunalımı aşma konusunda da, uzun dönemde Türkiye'yi aydınlıklara taşıma konusunda da işlevsel olabilir.

Ben bu "ittifak" sürecindeki "ortak payda"nın, demokrasi, sosyal hukuk devleti ve Atatürkçülük olarak üç ana kavram çerçevesinde oluşan bir çizgide bulunabileceğine inanıyorum.

Devamı haftaya.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional