Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

ALMANYA, UĞUR MUMCU, HDF VE SORULAR

 

Pülümür'lü, birinci kuşak "Alamanyalı", omuzuma dokunarak, beni uyandırdı ve sordu:

"Seni tanıyorum, seni kimsin?"

Daha sonra, koyulaşan sohbet sırasında, kürt kökenli alevi bir yurttaş olduğunu ve kendisini "Atatürkçü" diye tanımladığını söyledi.

THY'nın güleryüzlü hosteslerinin mükemmel bir servis ile yolcuları ağırladıkları uçak Münih semalarından, havaalanına doğru süzülürken, Abbas'ın Atatürk'e hitaben yazdığı mektup, bu yazıda kullanılmak üzere, cebimdeki yerini almıştı bile.

Abbas, mektubu bana verirken, "insan, karnı doyunca, manevi tatmin arıyor bey" diye de, "kültür kuramının" en temel ilkesini büyük bir sadelikle dile getirmişti.

* * *

Almanya'daki "Sosyal Demokratlar", HDF, (Halk Dernekleri Federasyonu) altında örgütlenen çeşitli dernekler aracılığı ile Uğur Mumcu'yu anıyorlardı.

CHP'li eski kültür bakanı Ercan Karakaş'ın da Genel başkanlığını yaptığı ve hâ lâ ilişkilerini sürdürdüğü, yardım ettiği HDF'nin Almanya'daki geçmişi yirmi yılı buluyor.

Çeşitli kentlerde, "Türkiye haftaları" düzenlemişler.

Türklerin bir zamanlar buluşma yeri olan Münih tren istasyonu üzerindeki bir salonda, ilk toplantıyı yaptık.

19.30'da başlayan söyleşiyi saat 22'de zorla kesebildik. İlgi ve katılım gerçekten çok yoğundu. Türkiye özlemi, Uğur Mumcu sevgisi ve sosyal demokrat görüşü dile getirme arzusu, katılımcıları sanki yerlerine mıhlamıştı.

Einstein'in doğum yeri olan ve dünyanın en yüksek katedralinin bulunduğu Ulm'de ise, sosyal demokratlar, Derneğe, belediyece tahsis edilen, "kendi lokallerinde" toplandılar. Belediye başkanının kültür işlerinden sorumlu yardımcısı da benden önce bir konuşma yaptı. Münih'teki yoğun ilgiye ek olarak Ulm'de 14-19 yaş arasındaki sosyal demokratlarla da tanıştık ve gençlerle özel bir şöyleşinin tadına vardık.

Stuttgart'da bir müze salonundaki toplantıya ise, Stuttgart'ın çevresinden de pek çok "sosyal demokrat", "alevi" ve "Atatürkçü" Türk gelmişti.

* * *

Almanya'daki Türkler, bugünlerde, en çok çocuklara konulan vizeyi konuşuyor ve tartışıyorlar.

Bu olay, Türkiye'de çok yankı yapmadı ama, oradaki vatandaşlarımız açısından çok önemli.

Almanya'daki Türklerin kendilerine özgü sorunları dışında, herkes Türkiye'deki "çılgın gidiş"ten rahatsız. Herkesin ağzında "nereye gidiyoruz?" sorusu.

Uğur'un katilinin bulunup bulunamayacağı, Susurluk komisyonunun sonuç verip vermeyeceği, "temiz toplum özleminin" bir işe yarayıp yaramayacağı, sosyal demokratlar arasındaki bölünme, güçsüzlük ve dağınıklık sorunları, tarikatlardaki seks skandallarının halkın gözünü açıp açmadığı, hemen hemen herkesin ilk sorduğu sorulardı.

Aslında Almanya'daki vatandaşlarımız, karınları doyunca, artık "kültürel ve siyasal tatmin" aramaya başlamış ve gerçek birer "vatandaş" olarak hem Türkiye'nin hem Almanya'nın sorunları ile derinliğine ilgilenmeye başlamışlardı.

Bu insanların artık "Türk kökenli Alman vatandaşı" olduklarını kabul etmemiz gerekiyor. Aynen "Kıbrıslı Türkler" gibi, bu insanlar da bizim için artık "Almanyalı Türkler" olmalı: Aynı kökten gelen ama farklı kültürel ve siyasal ortamda yaşayan soydaşlarımız.

Türkiye'nin Almanyalı soydaşlarımızla ilgili politikası da bu yönde istikrara kavuşmalı: Onları, "geri dönecek sılacılar" gibi değil, "yerleşik Almanyalılar" olarak görmeli ve tedbirlerimizi de ona göre almalıyız

Haftaya Abbas'ın mektubu ve Almanya'da "sosyal demokrasi" tartışmalarının doruk noktaları…


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 6 Mayıs 2024

Valid HTML 4.01 Transitional