Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

ZORU BAŞARMAK

 

 

Türkiye'de yaşamak zor.

"Yaşamak"tan kastettiğim, "geçinmek" veya "güzel" ya da "anlamlı" yaşamak filan değil, salt "hayatta kalabilmek".

Üstelik, bu toplumda "hayatta kalabilmek", çoğunlukla, size bağlı da değil.

Yani, "çok tedbirli" de olsanız, yaşamınızı kurtaramıyorsunuz.

Çünkü, ölüm sizi, "gündelik" ve "normal" etkinlikleriniz sırasında buluyor.

Geçtiğimiz aylarda gazetelere yansıyan "ölüm nedenlerinin" sadece "bir bölümü" bile Türkiye'de yaşamanın ne derece zor, hatta olanaksız olduğunu, insanın "doğal ömrünü" tamamlamasının neredeyse bir "mucize" niteliği taşıdığını gösteriyor.

* * *

Önce siz ana karnında iken anneniz düzgün ve sağlıklı beslenecek, aşağıdaki "kazalardan" birine uğramayacak, kendisiyle birlikte sizin yaşamınızı da başlamadan bitirmeyecek.

Sonra, doğumda, annenize yanlış müdahale yapılmayacak, sizin de ölümünüze yol açılmayacak.

Büyürken sağlıklı beslenecek, cehaletten dolayı toplanıp sofraya konulan zehirli mantarlardan yemeyeceksınız.

Kapının önünde oynarken, kaldırıma çıkan bir şöfor sizi ezerek öldürmeyecek.

Oturduğunuz ev, müteahhit hatasından dolayı başınıza yıkılmayacak ve siz enkaz altında kalmayacaksınız.

Bakkaldan, kırtasiyeciden ya da okuldan eve dönerken, bir aracın altında kalarak ezilmeyeceksiniz.

Üst gelir grubunda iseniz, yalınızda otururken odanıza giren bir gemi tarafından, alt gelir grubunda iseniz, gecekondunuzun çatısına düşen bir araç tarafından öldürülmeyeceksiniz.

İş ya da tatil gezisinde, trafik kazasına kurban gitmeyeceksiniz.

Okulda, ya da eğlence için gittiğiniz yerlerde, iğrenç uyuşturucu tüccarlarının, dost ve arkadaş kimliğiyle, sırıtkan ve yapışkan bir sülüklükle özendirdiği uyuşturucu batağına saplanmayacaksınız.

Ölümcül bir hastalığa yakalanmayacak, normal bir ameliyatta yanlış narkoz verilerek, ya da üşüttüğünüzde yanlış yapılan bir iğne ile öldürülmeyeceksiniz.

Aileniz ile, sakin ve güvenli bir yer diye, karakola yüz metre mesafede, deniz üstündeki bir kahvede çay içerken, mafya hesaplaşmasının ortasında kalarak bir kaza kurşunu yemeyeceksiniz. Ailenizin onaylamadığı bir aşk ilişkisine girerek, "aile meclisi kararı ile" infaz edilmeyeceksiniz.

Futbol maçlarında Türk takımlarının kazandığı geceler, canınızı korumak için dışarı çıkmasanız bile, camdan bakarken, ya da evinizin balkonunda otururken, bir kaza kurşunu ile yaşama veda etmeyeceksiniz.

Otomobil sahibi iseniz, trafikte hem canınızı alacak derecede tehlikeli araba kullanan hem de size ana avrat küfreden şöforle münakaşa ederken, kafanıza levye veya beyninize bir kurşun yemeyeceksiniz.

Yaya iseniz, keyfi için yeterince kafa çekmiş bir özel araba şoförünün, veya cehaletinden dolayı yeterince bakım yaptırmadığı için freni patlayan bir kamyon şoförünün ya da, taksitle aldığı otobüsün borcunu ödemek için gece gündüz uykusuz direksiyon sallayan bir otobüs şoförünün tekerlekleri altında kalmayacak veya vasıtalarında yolcu olmayacaksınız.

En kalabalık sokaklarda dolaşırken kolunuzdaki çantayı kapmak isteyen, ya da evinize hırsızlık için giren asalaklarla mücadele ederken, bir bıçak darbesi ile son nefesinizi vermeyeceksiniz.

Komşunuzla, evinizin önündeki park yeri için tartışırken, muhatabınızın ruhsatlı tabancasından çıkan kurşunlarla ölmeyeceksiniz.

Sevgilinizle bir parkta otururken, ya da ailenizle birlikte bir gece yemek yerken, hem sarkıntılığa uğrayıp hem de canınızdan olmayacaksınız.

Kıyıda yüzerken, gösterişci bir magandanın motor pervanesiyle biçilmeyeceksiniz.

Aşkına karşılık vermediğiniz bir "ilkel mahluk" tarafından, "bana yâ r olmayan, kimseye yâ r olmasın" anlayışı ile öldürülmeyeceksiniz.

* * *

Evet, bütün bu "normal" ve "olağan" ölüm risklerini atlatırsanız, o zaman "yaşam kavgası" dediğimiz "geçim derdine" düşebilirsiniz.

Şansınız açık olsun.

Şansınız açık olsun ama, her insan, biraz da şansını kendi yapar: "Yaşam gailesi"ni aşmak için sakın gazeteci, yazar, çizer filan olmaya kalkmayın, o zaman "normal risklerinizi" sıralamaya sayfalar yetmez.

Ayrıca unutmayın, her kim olursanız olun, öldükten sonra, mezarınıza saldırı yapılmayacağına, ya da cesedinizin çalınmayacağına ilişkin bir güvenceniz de yoktur.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional