Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

TÜYAP'TA SERGİLENEN TÜRKİYE'NİN GÜZEL YÜZÜ

 

 

Köşe yazarlığı zor zenaat.

Her gün yazmak çok zor. Haftada bir yazmak bile zor.

Haftalık yazı yazmanın kendine özgü bazı özel güçlükleri var: Bir defa, Türkiye gibi ülkede konu seçmek kolay değil. O denli çok ve akla hayale sığmaz olay oluyor ki, insan hangi birini yazacağını şaşırıyor.

Derken, tam bir konu seçiyorsunuz, bir de bakıyorsunuz ki, bir yazar sizden önce, ve daha da önemlisi, sizin ifade edebileceğinizden çok daha güzel bir biçimde, konuyu sizin yazınızın yayınlanacağı günden önce işleyivermiş.

Benim bu yazı da öyle oldu.

Tam İstanbul Sanat Fuarı üzerine bir yazı yazmaya karar vermiştim ki, Doğan Hızlan'ın Hürriyet'teki o güzelim yazısı çıktı.

Doğrusu o yazıdan sonra söylenecek fazla bir şey kalmamıştı. Üstelik Cumhuriyet de, fuarı, ayrıntılarıyla aktardı kamuoyuna.

Ama yine de olayın üzerine bir kez daha eğilmek gereğini duydum. Çünkü bu fuar bazı simgesel mesajları içeriyordu.

* * *

Türkiye kötü ve karanlık günler geçiriyor: Katiller sokak ortasında adam vuruyor, bağlantıları canımızı emanet ettiğimiz kişilere kadar uzanıyor.

Dış politikada ve ekonomide akıl almaz sorunlar yaşanıyor.

Eğitim, akılcı ve çağdaş niteliğinden gittikçe uzaklaşıyor. Adalet mekanizmasının yara aldığına ilişkin haberler gazetelerin manşetlerinde.

Ufukta, ivedi bir çıkış yolu görünmüyor. Çünkü çözüm oluşturacak olan politikacı malzemesi yeterli değil.

Tek çıkış yolu, demokrasiyi güçlendirmek ve işletmek.

Çünkü bütün bu aksaklıklar, "demokrasi yüzünden" değil, tam tersi, "demokrasinin yeterince güçlü olmamasından" kaynaklanıyor.

Üstelik, politikacılar umut vermediği için, "vatandaş olarak" iş başa düşüyor. Bu nedenle de önümüzde uzun bir süreç var.

* * *

Acaba, Türkiye'de gerçekten "herşey kötüye mi gidiyor"?

Gerçekten, yaşam, artık, "yalnız çirkinlik mi", insanlar için?

Hiç sanmıyorum!

Siyaseti ve kamu yönetimini bir yana bırakırsak, Türkiye'nin aslında bir güzellikler ülkesi olduğunu görürüz. (Ayrıca ben, siyasette ve kamu yönetiminde de bir çok güzel insanın var olduğunu biliyorum.)

Üstelik, siyasetteki ve kamu yönetimindeki çirkinlikler geçici; Türkiye'nin güzel yüzü ise kalıcıdır.

Sadece, kalıcı değil, aynı zamanda uzun dönemde, siyasetteki ve kamu yönetimindeki bozuklukları da gidericidir.

* * *

Geçtiğimiz Salı günü, İstanbul Sanat Fuarı'nın açılışını, Mimar Sinan Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Tamer Başoğlu ve TÜYAP'ın yöneticilerinden Deniz Kavukçuoğlu ile yaptık. Sonra da Prof. Ergin İnan'la, saatlerce "Türkiye'nin güzel yüzünü" gezdik.

Bu arada, Ahmet Köksal'a TÜYAP'ın şükran ödülü verildi. Plastik sanatlar dalında yine TÜYAP'ın düzenlediği yarışmanın armağanları genç sanatçılara dağıtıldı.

Ödül töreninde fuarın ilk yıllarında büyük emeği geçmiş olan Prof. Hüsamettin Koçan'ı da andık.

"Türkiye'nin güzel yüzü", aynı zamanda değerli bir sanatçı da olan Prof. Tamer Başoğlu'nun kişiliğinde, bilim ve sanat olarak oradaydı.

"Türkiye'nin güzel yüzü", hiç de Avrupalı ve Amerikalı meslektaşlarından geri kalmayan, hatta kimi zaman onları aşan sanatçılarla oradaydı.

"Türkiye'nin güzel yüzü", hem demokrat kişiliğiyle, hem de becerikli iş adamı kimliğiyle, Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birini kuran ve onu sanat ve kültür hizmetinde de kullanan Bülent Ünal ve O'nun değerli yardımcısı Deniz Kavukçuoğlu ile oradaydı.

Türkiye'de, sanat ve edebiyat, "kıpır kıpır".

Kültürlü, girişimci, başarılı işadamları ve yöneticiler, sanatçı ve edebiyatçılarla el ele.

Yaşamak, Türkiye'de yaşamak, sanatla edebiyatla, kültürle iç içe yaşamak, güzel şey be kardeşim!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional