Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

ÖLÜM CEZASI KALDIRILMALIDIR

 

 

Yazılarımı, tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirme gücüm varmış gibi bir sorumlulukla; ve hiç kimseyi etkileyemeyeceğimin, dolayısıyla yazdıklarımın hiçbir işe yaramayacağının bilinciyle kağıda döküyorum.

Aslında, ne sorumluluğumu abartıyorum, ne de etkimi küçümsüyorum.

Sadece, herkesin yaptığı tüm işlerde ve söyleyip yazdığı bütün düşüncelerde tarihe ve insanlığa karşı sorumlu olduğuna inanıyorum.

Buna karşılık, bugün Türkiye'de kimsenin kimseyi okumadığını, okuyanların ise ancak önceden sahip oldukları düşüncelere uygun olan yazıları benimsediğini biliyorum.

Evet, "Dünyayı değiştirme gücün varmışçasına, ama hiçbir işe yaramayacağını da bilerek yazmak".

* * *

Ölüm cezası kaldırılmalıdır.

Çünkü ölüm cezası, belli nedenlerle insan öldürmenin meşru hatta zorunlu olduğu mesajını vermektedir.

* * *

Ölüm cezasının aleyhine pek çok düşünce öne sürülebilir. Felsefi, toplumsal, hukuksal bir sürü gerekçe yüzyıllardır yazılıp tartışılmakta.

Ben de kendi payıma, ölümlü olan insanın, kendi haline bırakıldığında zaten ölecek olan kişinin, başka insanlar eliyle öldürülmesini oldum olası trajik ve anlamsız bulmuşumdur. Ama bugün ölüm cezasını, sadece kendi mantığı içinde tartışarak, yanlışlığını vurgulamaya çalışacağım.

* * *

Ölüm cezasını uygulayan devlet niçin vardır? Devlet bir doğal kurum mudur?

Doğada devlet yoktur. Devleti insanlar kurmuştur: Güçlerini birleştirerek artırmak, doğa ile daha iyi mücadele edebilmek için. Yani devlet insanın mutluluğu için kurulmuştur.

Peki ölüm cezası ya da daha genel anlamda ceza nedir, niçin vardır?

İnsanların kurduğu devleti ayakta tutabilmek yani düzeni korumak için. Hangi "düzeni"? İnsanları mutlu kılmak için kurulmuş olan düzeni.

Birinci saçmalık tam bu noktada ortaya çıkıyor: İnsanların mutluluğu için kurulmuş olan devlet dönüyor ve onları, yine insanların mutluluğu için öldürmeye başlıyor. Her ne nedenle olursa olsun, insanın insanı, insanın mutluluğu için öldürmesi tam anlamıyla bir çelişki, bir saçmalık.

Ama benim üzerinde durmak istediğim asıl nokta bu değil.

* * *

Devletin insanı öldürmesi, o devleti oluşturan tüm kişilere ve örgütlere, belli nedenlerle insan öldürmenin meşru, haklı, hatta gerekli olduğu mesajını verir.

İnsan öldürme, "belli nedenlerle" devlet tarafından meşru ve hatta gerekli kılınınca, artık o toplumda yaşayan herkes, "kendi meşru nedenini" imal eder.

Kimine göre "namus cinayetleri" meşrudur. Kimine göre "kan davası".

Kimileri "devlet koruyuculuğuna", kimileri de "devrimciliğe" soyunur ve kendi aklınca "hain" olanları, yani kendisi gibi düşünmeyenleri öldürür.

Sonuç olarak, ölüm cezasını uygulayan devlet, vatandaşlarına "belli nedenlerle insan öldürmenin meşru olduğunu" öğrettiği için, vatandaşların birbirini öldürmesinin gerekçesine de bir anlamda destek vermiş konumuna düşer ve tabii bu arada kendisi de, birbirini öldüren insanları ölümle cezalandırır. Böylece bir "ölüm zinciri" ortaya çıkar.

Bu "ölüm zincirini", bu kısır döngüyü kırmanın başlangıç noktası, bence, devletin, ölüm cezasını kaldırmasıdır. Çünkü çağdaş devlet, hepimizin malıdır ve "ortak aklın" temsilcisi niteliğiyle herkese örnek olacaktır.

Unutmayalım ki her cezanın bir caydırıcı bir de eğitici yönü vardır. Ölüm cezasının caydırıcı yönünün etkisizliği yüzyıllar boyunca kanıtlanmıştır.

Eğitici yönü ise sadece "belli nedenlerle insan öldümenin meşru olduğu" biçiminde işlev yapmaktadır.

Oysa ölüm cezasını kaldıran devlet, tüm insanlara "hiçbir koşulda insan öldürmek meşru ve doğru değildir" mesajını vereceği için, hem kendi kuruluş amacı olan "insan mutluluğuna" uygun davranmış olacak, hem de, daha da önemlisi, vatandaşlarına örnek olarak, onları bu yönde eğitecektir.

* * *

Ben, hem kendi halkına, hem tüm insanlığa örnek olan bir devletin vatandaşı sıfatıyla yaşamak istiyorum.

Tüm siyasal parti temsilcilerinin bir ortak önerge hazırlayarak, kamuoyunun tam desteği ile, Mecliste ölüm cezasını kaldırdıklarını düşlüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hem kendi vatandaşlarına hem de tüm dünyaya bu yolla muhteşem bir uygarlık örneği verebileceğini, daha mutlu bir toplum modeli için öncülük edebileceğini düşünüyorum.

Acaba yanılıyor muyum?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional