Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

YENİ HÜKÜMET VE SOL AYDINLAR

 

 

Ali Özgentürk, Mehmet Güleryüz, Özdemir İnce ve Orhan Pamuk, Yunus Nadi ödülleri gecesinde ne konuştular?

Bu soruya yanıt vermeden önce, siyasete bir bakalım.

* * *

Yeni hükümet kuruldu.

Dedikodusu bol oldu.

Daha da olacak.

Neden? Çünkü, birbirlerine inanılmaz saldırılarda bulunmuş olan iki lider "dün dündür, bugün bugündür" anlayışı ile biraraya geldi. İktidarı paylaşmak için ortak oldu.

Bize de "Hayırlı olsun" demek düşer herhalde.

Ama, köşe yazarının başka görevleri de var.

Örneğin, olup bitenlerden dersler çıkarmak. Örneğin, gelecek için kestirimlerde bulunmak. Örneğin, güncel olarak çözümlemeler yapmak ve ayrıntılı sonuçlara varmak.

* * *

İki liderin çok yakın bir geçmişte yineledikleri ve uzun zamandan beri sürdürdükleri karşılıklı suçlamalar, hem "kişisel" hem de, "ideolojik" ağırlıklıydı.

DYP lideri, REFAH liderini ve partisini, "laik ve demokratik" düzen için bir tehlike olarak niteliyor, REFAH lideri ise O'nun, ve partisinin "Batı yanlısı" ve "taklitçi" olduğunu söylüyordu.

Ayrıca her iki lider de birbirlerini "siyasal" ve "kişisel" açıdan dürüst olmamakla, nüfuzlarını kullanarak, kişisel çıkar sağlamakla suçluyorlardı.

İki parti ve iki lider arasında, "yaşamın tüm alanlarını" kapsayan bir "antagonizm" ulusal sınırları bile aşarak, uluslararası siyasetin kamuoyuna dahi yansımıştı.

Marks, yalnız "sınıfsal çelişkileri" uzlaşmaz çelişki olarak niteler.

Acaba iki lider ve iki parti arasındaki bu "antagonizm" yani düşmanlık, uzlaşmaz bir çelişkiyi mi yansıtıyordu?

Sonuç, bu sorunun yanıtını veriyor: Hayır.

DYP-REFAH ortaklığının, hükümet güvenoyu alamasa bile, gerçekleşmiş olması, "milli burjuvazi var mıdır, uluslararası sermaye ile çelişkileri uzlaşmaz mıdır, hangi parti kimin temsilcisidir" gibi soruları, güncel olarak gündemin dışına çıkarmıştır.

Aferin iki lidere: Bir kez daha "siyasetin" aslında bir "çıkar" oyunu olduğunu ve Türkiye'deki çarpıklığın, "bireysel ve partisel menfaatlerin", "toplumsal çıkarların" önüne geçmesinden kaynaklandığını en çarpıcı biçimde hepimize gösterdiler.

* * *

Türkiye'de kendilerini "sol" diye niteleyen aydınlar, yani kimi zaman "enteller" diye toplumdan kopuk olmakla toptan suçlanan "entellektüellerin" hiç olmazsa sol kesimi, neden biraraya gelemez? Bırakın "ortak" olmayı, neden doğru dürüst bir "diyalog" bile geliştiremezler aralarında?

İşte, Yunus Nadi ödüllerinin dağıtıldığı gecede, usta sinemacı Ali Özgentürk, renk ve çizgi sihirbazı Mehmet Güleryüz, duygulu ve duyarlı şair Özdemir İnce, ünlü romancı Orhan Pamuk ile sohbet ederken bunları düşündüm.

İnsan, toplumsal çirkinlikler ile bireysel güzellikleri eşzamanlı yaşayınca aralarındaki çelişkiyi vurgulamadan edemiyor.

O gece, bu dört kişi aralarında ne mi konuştular? Mehmet Güleryüz'ün Ankara Sheraton'daki seramiklerinin güzelliğini ve göz hizasından yüksek olduğu için, yeterince dikkat çekmediğini.

* * *

Bu tatlı diyalog nasıl gerçekleşti?

1) Bu insanlar "sol bir genel şemsiyenin", Cumhuriyet'in, altında biraraya gelmişlerdi.

2) Her bir alanda tek bir "usta" vardı.

3) Sohbet oldukça "teknik" bir konudaydı.

* * *

"Acaba" diyorum, "Acaba, solda, aydınların bir diyalog başlatmasının önkoşulları çok mu zor?"

Yoksa sol kesimdeki aydınlarımız arasında benim göremediğim uzlaşmaz çelişkiler mi var?

"Soruyu niçin, politikacılara değil de aydınlara yönelttin?" diye sual edecek olursanız, "Çevrenize bakın, anlarsınız" derim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024

Valid HTML 4.01 Transitional