Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ

 

 

Saat sabahın üçü. Adam sarhoş. Dalıyor mahalleye, patlatıyor narayı.

"Dur yahu, herkesi uyandıracaksın" diyorsunuz. Yanıt harika: "Demokrasi var abi!"

Adam otomobilini kaldırıma park ediyor. Tam evinizin girişinin önüne. Hem yayaların geçişini, hem de evinize girişi önlüyor.

Uyarıyorsunuz. Yanıt aynı. "Demokrasi var!"

Daha da kötüsü, devletin bir kurumundaki bir tiyatro galasına gidiyorsunuz. Otomobilinizi, uygun bir yere park ediyorsunuz. Başınızda bir "değnekçi".

"Park parası peşin Abi!" Devletin örgütlediği olayda, mafya denetimi. Sokağı parsellemiş. Sizden resmen haraç alıyor.

Kızıyorsunuz.

"Çıkınca veririm" diyorsunuz. Çıktığınızda arabanızın çamurluğunu tekme ile çökertilmiş buluyorsunuz. (Bu olayı aynen ben yaşadım.)

Oysa, sırf kavga çıkmasın diye, "vermem" bile dememişsiniz. Sadece park parası ödemenin mantıksal sonucunu, yani bekçinin çıktığınızda orada olmasını sağlamaya çalışmışsınız.

* * *

Türkiye'de onbir-oniki milyon aile var yaklaşık olarak.

Bunların üçte ikisinde çocuklar dayakla büyüyor.

Yarısında ise eş dövmek olağan.

İlk ve orta öğretimde "dayak" hala etkin bir "terbiye" yöntemi.

Ezbercilik, tek kitaba bağlılık, soru sormanın, araştırmanın, tartışmanın yasaklanması gibi, "manevi dayak" da "fiziksel dayağı" destekliyor, pekiştiriyor ve etkinleştiriyor.

* * *

Askerler darbe yapmışlar. Bazı siyasetçilere yasak getirilmiş.

Anayasa değişikliği gerekli. Meclis bu yetkiye sahip. "Hayır" diyorlar. "Halka soralım. Halk neylerse güzel eyler!"

Propaganda serbest. Siz sırf demokrasi uğruna, vicdan uğruna, bilime ve tarihe uygun olduğu için "Demokrasilerde bu yasak olamaz" diyorsunuz.

Yanıt "seçimle" hükümeti kurmuş iktidar partisinin gazete ilanlarıyla geliyor: "Demokrasilerde çoğunluğun dediği mukaddestir. Siz ne derseniz o olur. Bakmayın bu sözde politikacılara ve onların kuyrukları olan bilimadamlarına, siz ne derseniz demokrasi odur" diyorlar.

Yani, Türkiye"de çoğunluk oldukları için kahverengi ve siyah gözlüler, mavi ve yeşil gözlülerin öldürülmesine karar verseler, bunun adı da "demokrasi" olacak.

* * *

Her tanımın bir "gereklilik koşulu" vardır, bir de "yeterlik koşulu".

"İnsan canlı bir varlıktır" tanımı, "gereklilik" koşuluna sahip, "yeterlik koşulundan ise yoksundur. Bu eksikliği onu "yanlış" bir tanım yapar: Bu tanım ile, insanı hayvandan ayıramazsınız.

Bu tanımda "yeterlik" koşulu, "düşünen ve konuşan" olma niteliğidir.

Demokrasinin "gereklilik" koşulu da "çoğunluk yönetimi" olmasıdır.

Ama çoğunluğa dayalı diktatörlükler tarihte pek çoktur. Hatta diktatörün "seçilerek" göreve geldiği yönetimler bile vardır.

Demokrasinin "yeterlik koşulu" insanların temel hak ve özgürlükleridir. Onu, öteki rejimlerden ayıran özellik, budur.

Demokrasilerde "mukaddes" yani dokunulmaz olan kavram, "temel hak ve özgürlüklerdir". Çoğunluğun bile, özüne dokunamayacağı "temel insan hak ve özgürlükleri".

* * *

Demokrasi kültürünün temelinde esas olarak "kendime istediğim özgürlükleri başkasına da tanımak gereklidir" anlayışı yatar.

Demokrasi kültürünün temelinde, önce "kendine saygı" sonra bu saygının "insana saygı" biçimine dönüşmüş hali yatar.

Önce ailede, sonra kitle iletişim araçlarında (yani moda deyimle "medyada"), sonra okulda, bu ilkenin uygulanması ve öğretilmesi gerekir.

Konu derin. Sapmalar ve saptırmalar çok. İlerde yeniden bu konuya döneceğim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional