Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 
Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Cilt 3 Kapak


TÜM SEÇKİN

KİTAPÇILARDA

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı

3. CİLT
Karşı Devrim Yanılsaması
2002-2019

Remzi
Kitabevi

Kitabın kapağını görmek için resme tıklayınız.

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Kutulu

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı (Kutulu Takım)


Kongar.org Google+ Sayfası
Resmi twitter hesabı:
Resmi Facebook hesabı:

GÜNCEL,(1) 13 Ocak 2025

Açılım Karşıtlığının 4 Nedeni

Bu siteyi izleyenler, zaman zaman çok önemli gördüğüm haber metinlerini ve/veya köşe yazılarını "Tarihe Bir Not Düşmek İçin" alıntıladığımı bilirler.

Bugün size Kürt kökenli ve Sosyalist bir yazar olan Mehmet Ali Güller'in, geçen Cumartesi günü, 11 Ocak 2025 tarihinde, Cumhuriyet'te yayınlanan, köşe yazısını sunmak istiyorum.

(Siyahlar ve italikler benim. E.K.)

* * *

"Açılım Karşıtlığının 4 Nedeni

Bazıları Kürt etnik kimliğime işaret ederek 'Neden Kürtlerin yakaladığı bu fırsata karşı olduğumu' sorguluyor, bazıları da sosyalist kimliğime işaret ederek 'biz solcuların barışa karşı çıkmaması gerektiğini' söylüyor!

Hatta bazı aydınlarımız da beklenenin tersine, Devlet Bahçeli 'nin öncülüğündeki bu açılımın kolaylaştırılması için çaba gösterilmesini savunuyor!

Bir sosyalist ve Kürt kökenli Türk olarak Erdoğan-Bahçeli'nin Öcalan açılımına neden karşı olduğumu dört maddede açıklayayım:

1) İKTİDARIN GÜVENİLMEZLİĞİ

Bir kere 22 yıllık uygulamalarından hareketle, bu iktidarın hiçbir politikasına güvenmiyorum. 22 yılda onlarca kez görüldü; her politikalarının altında bir ajanda, bir başka hedef var. (Bugün de barış ve silah bırakma adı altında içeride 'yeni anayasa ile Erdoğan'a sınırsız başkanlık' sağlama, dışarıda 'Irak ve Suriye Kürtleriyle Türkiye'yi genişletme' hedefi var.)

Ayrıca Erdoğan 22 yılda 22 çeşit siyasi aktörü, çeşitli biçimlerde kullandı: Batıcı liberalleri, sol liberal aydınları, Kürt örgütlerini, bazı Alevi örgütlerini, MHP'den BBP'ye Türk-İslam milliyetçilerini, VP'den DSP'ye ulusalcıları, azınlıkları, sanatçıları, futbolcuları vd..

Erdoğan bugün de Öcalan açılımı için Bahçeli'yi koçbaşı yapmış görünüyor; sonucuna göre pozisyonunu elbette güncelleyecektir.

Bu şartlarda, DEM Parti aktörlerinin kendilerini ikinci kez Erdoğan'ın kullanımına açmış olması, artık siyaset biliminin konusu olmanın ötesindedir.

2) DEMOKRATİKLEŞME HAYALİ

Erdoğan ve Bahçeli'nin merkezinde olduğu bir politikadan, demokratikleşme çıkmasını beklemek, en hafifinden siyasi saflıktır.

Erdoğan'ın muhaliflerini toptan terörist ilan ettiği günler daha dündü. Bahçeli'nin HDP'nin kapatılmasını istemesi daha dündü. Bahçeli'nin HDP'yi kapatmayan Anayasa Mahkemesi'nin kapatılmasını istemesi daha dündü. DEM'li belediyelere kayyum atanması daha dündü.

Siyasal İslamcılıktan demokratikleşme beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır. Siyasal İslamcılıkta demokrasi, iktidara götüren bir tramvaydır, iktidar durağına gelinince inilir!

3) KOMŞULARLA SAVAŞ RİSKİ

Bu açılımın hedefi barış değildir; tersine aslında savaşın tohumlarını ekiyorlar.

Çünkü "Irak ve Suriye Kürtleri Osmanlı'daki gibi Türklerle yaşamak istiyor" diyorlar, bu Araplarla savaş tohumudur.

Çünkü 'Esad sonrası konjonktürde İran'a karşı Türk-Kürt-Arap ittifakı' diyorlar, bu Farslarla savaş tohumudur.

Yani Türk-Kürt barışı diye sunulan, aslında Ortadoğu'da yeni savaş riskidir.

4) PKK'NİN SİLAHI ABD'NİN SİLAHIDIR

Kimi ülkelerin terörle nasıl masaya oturduğu, uzun müzakerelerle nasıl barış getirdiği anlatılıyor medyada. Doğru ama arada büyük bir fark var.

O örgütler, son tahlilde o ülkenin sorunuydu, konusuydu. Ancak PKK, biraz da Türk devletinin yanlış politikaları nedeniyle, sadece Türkiye'nin konusu olmaktan çoktan çıkmış durumda.

PKK, 90'lara kadar Türkiye'nin konusuydu, 2003'e kadar bölgenin konusuydu, ABD'nin Irak'ı işgaliyle birlikte uluslararası bir konuya dönüştü. Yani bırakın konunun ülke düzleminde olmasını, artık bölge düzleminde bile değildir; uluslararası düzlemdedir.

Hatta PKK'den silah bırakmasının istenilebileceği adres bırakın İmralı'yı, Kandil bile değildir; doğrudan Washington'dur!

PKK'nin elindeki silah ABD'nin silahıdır. Dolayısıyla Türkiye PKK'nin silahlarını teslim almak istiyorsa ABD'yle müzakere, hatta mücadele etmelidir.

ABD'yle müzakere/mücadele edebilmek için de Türkiye'nin güçlü bir müttefik ağı inşa etmesi gerekiyor. Bunun için de önce 'Irak ve Suriye Kürtleriyle Türkiye'yi genişletme' hayalinden çıkılmalıdır."

* * *

Güller'in bir Kürt ve bir Sosyalist yazar olarak yazdığı bu makale ile benim Cumhuriyet'teki dünkü yazım, birlikte okunmalıdır diye düşünüyorum.

Bu nedenle 12 Ocak Pazar günü yayınlanan kendi yazımı da burada alıntılıyorum!

* * *

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMAZ!

Bugünkü yazımın başlığının anlamı"Senin yaptığın plan, her zaman gerçekleşmez","Olaylar her zaman senin istediğin gibi olmaz" demek.

* * *

Artık seçmen nezdinde iyice yıpranmış olan Erdoğan/AKP/Bahçeli/MHP iktidarının başlattığı "Yeni Süreç"te "evdeki hesap çarşıya uyacak mı"?

* * *

Önce iktidarın "evdeki hesabına" bakalım:

1) Yitirilen seçmen çoğunluğunu Kürtlerin desteğiyle yeniden kazanmak...

2) Erdoğan'ın zaten Anayasa'ya aykırı olan 3. kez Cumhurbaşkanlığı'nı olanaklı olduğu ölçüde uzatmak...

3) Ülkeyi her konuda iflas ettirmiş olan "Şahsım Devleti Rejimi"ni kurumlaştırmak ve yerleştirmek...

4) Bütün bu süreci "Yeni Bir Dinci Anayasa" yaparak sonlandırmak ve başarıyı mühürlemek!...

5) Bu dört hedef için Emperyalizmle ve PKK ile Suriye üzerinden uzlaşma aramak!

* * *

Emperyalizmin "evdeki hesabı" nedir?

1) Türkiye'nin Ortadoğu'da Bağımsız ve Özgürce davranan güçlü bir "Ulusal Devlet", bir "Bölgesel Güç" olmasını ve Emperyalizmin etkisinden çıkmasını önlemek...

2) Bunun için Atatürkçü/Kemalist ideolojiyi çökertmek; onun karşıtlığını besleyen dinciliği, mezhepçiliği, ve ayrılıkçı ırkçılığı desteklemek...

3) Ortadoğu'da İsrail'in güvenliğini sağlamak için bağımsız bir Kürt Devleti kurmak...

4) Bunun için Irak'taki, Suriye'deki, Türkiye'deki, İran'daki Kürtleri birleştirmek...

5) Bu projenin karşısında olan yönetimleri istikrarsızlaştırmak veya iktidardan düşürmek; Türkiye'yi kullanmak ve Suriye'yi biçimlendirmek...

6) Trump'ın özel pragmatizmi olarak, ABD dışındaki savaş ve çatışmaları, yine ABD'nin çıkarlarını gözetecek biçimde, ama yerel güçlerin kendi kaynaklarıyla halletmelerini sağlamak!

* * *

Kürtlerin "evdeki hesabı" nedir?

1) PKK, PYD, YPG'in hesabı, Irak'taki gibi bir Kürt Devleti'ni, Suriye'de ve Türkiye'de de kurmak...

2) DEM Parti'in hesabı, kendi hedeflerini (bu hedefler her ne ise) gerçekleştirmek için, mevcut "Şahsım Devleti Rejimi" içinde, hem Kürtleri temsil eden bütün legal ve illegal örgütler, hem iktidar, hem muhalefet, hem kendi seçmeni, hem de genel seçmen nezdindeki meşruiyetini ve desteğini güçlendirmek

* * *

Peki "çarşı" ne diyor?

"Bu hesapların hiçbiri tek başına tutmaz"diyor!

CHP'nin, MHP'nin ve hatta AKP'nin ve DEM'in bile tabanlarına, hele hele öteki muhalif partilerin seçmenlerine kulak verin, duyarsınız!

* * *

Peki ben ne diyorum?

Çarşı'ya göre bu hesaplar tutmayacağı için:

Bağımsızlığı, Özgürlüğü, Eşitliği, Kardeşliği, Dayanışmayı, Adaleti, Barışı...

Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti'ni...

Türkiye Cumhuriyeti'ni...

Savunmaya devam diyorum.

* * *

CHP'nin bu iktidarın "Yeni Bir Anayasa" girişimine katılmayacağını belirtmesi doğru bir yaklaşımdır.

Dilerim, "Barış Aldatmacası" yanılsamasına katılıp, bu konudaki tutumunu değiştirmez!

 


İstanbul On Kapak NUTUK - Emre Kongar Seçkisiyle

KİTAPÇILARDA

DİREN - Demokrasi İçin Manifesto Tarihimizle Yüzleşmek-Kapak ABD'nin Siyasal İslam'la Dansı-Kapak

Hoş geldiniz

Oğlum bu siteyi oluştururken, benden siteye girenler için bir "hoşgeldiniz" iletisi istedi. Ben de ona bir değil dört ileti verdim:

  1. "Yaşamın iki anlamı vardır: Sevgi ve üretim. Severek üretmek, üreterek sevmek"  (Yaşamın Anlamı, s.62)
     
  2. "Ben yazılarımı, bütün yaşamımla bile bu dünyada hiç bir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum." (Demokrasi ve Laiklik, s.87)
     
  3. "Her medya patronu ancak, gazetesindeki ya da kanalındaki en terbiyesiz medya mensubu kadar terbiyelidir". (Cumhuriyet, 13 Nisan 2000, Medya Notu)
     
  4. "Bütün insanları çok seviyorum. Gençleri daha çok seviyorum. En çok da okurlarımı ve öğrencilerimi seviyorum."

(1)Eski "Güncel"ler için Güncel Arşivi'ne bakınız.

Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Cumhuriyet Gazetesi Remzi Kitabevi Tele1 Televizyonu Koln Kutuphane StoryTel

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 13 Ocak 2025

Valid HTML 4.01 Transitional