Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 
Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Cilt 3 Kapak


TÜM SEÇKİN

KİTAPÇILARDA

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı

3. CİLT
Karşı Devrim Yanılsaması
2002-2019

Remzi
Kitabevi

Kitabın kapağını görmek için resme tıklayınız.

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Kutulu

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı (Kutulu Takım)


Kongar.org Google+ Sayfası
Resmi twitter hesabı:
Resmi Facebook hesabı:

GÜNCEL,(1) 3 Şubat 2025

Teğmenler Olayı.

30 Ağustos'taki Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çatarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyen beş teğmen ile üç disiplin amirinin TSK'den ihraç edilmesi, AKP iktidarının, karşıdevrim sürecinde yeni bir aşamaya geçtiğini vurguluyor.

Her ne kadar bu kararı alanlar "Sorun Atatürk'ün askerleriyiz denmesi değil, disiplinsizlik" diyorlarsa da, soruşturma ve kovuşturmanın Erdoğan'ın uyarısı üzerine başlaması, kamuoyunda "Ordudan Atatürkçülüğün tasfiyesi" olarak algılandı.

Bu konuda Sosyal Medya'da yayınlanan Türkiye Barolar Birliği'nin bildirisi şöyle:

CUMHURÍYET'E BAGLILIĞIN VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E VEFANIN CEZALANDIRILMASI KAMUOYU VICDANINDA YOK HÜKMÜNDEDIR

30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin sona ermesinin ardından, gelenekselleşmiş subay yeminini eden ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyen teğmenler ile disiplin amirlerine, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ayırma cezası verilmesi hukuka aykırıdır ve kamuoyu vicdanında yok hükmündedir.

TSK'nin itibarinin zedelenmesine neden oldukları ileri sürülen subayların, resmi tören sonlandıktan ve devlet protokolü törenden ayrıldıktan sonra, henüz bir yıl öncesine kadar resmi törenin parçası olan subaylık yeminini etmeleri, iddia edildiği gibi TSK'nin itibarını da zedelememiş; bilakis subayların Cumhuriyet'e, Atatürk'e bağlılıklarını, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne sadakatlerini göstererek TSK'ya duyulan güveni artırmıştır.

Verilen hukuka ve vicdana aykırı cezaların idari yargı organları tarafından ortadan kaldırılacağından kuşku duymamakla birlikte, daha fazla gecikme yaşanması hâlinde kamuoyu vicdanında açılan derin yaranın telafisinin olmayacağı açıktır.

Bu sebeple disiplin cezasının yürütmesinin de durdurulmasa gerekmektedir.

Ulusumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'e vefanın cezalandırılmasına yönelik bu tavrı kabul etmediğimizi ve hukuki süreci sonuna kadar tereddütsüz bir şekilde takip edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Saygılarımızla.

Türkiye Barolar Birliği

* * *

Olay medyaya ilk yansıdığında AKP Sözcüsü Ömer Çelik 3 Eylül'de Teğmenlere arka çıkmış ve soyla medya hesabından şöyle demişti:

"'Acaba eski Türkiye'deki hareketlilikler mi oluyor' diyerek demokratik uyarıda bulunan, meşru hükümete ve siyaset zeminine dönük hassasiyetleri hatırlatan vatandaşlarımızın yaptığı uyarılar saygıdeğerdir.

Kuşkusuz burada bu çocukların sevincine iyi niyetle katılan vatandaşlarımızın bu sevince katılmaları da saygıdeğerdir.

Onun dışında Silahlı Kuvvetlerin bu genç mensupları üzerinden bir vesayet üretmeye çalışanların da, Silahlı Kuvvetlerin bu genç mensuplarına hakaret edenlerin de yaptıkları asla kabul edilecek bir şey değildir.

Bir sıkıntı varsa demokratik denetim mekanizmaları işletilmektedir. Demokrasimizi, milli iradeyi korumak ve her türlü vesayete karşı koymak noktasında ilk günkü kararlılığımız neyse bugün daha fazla kararlıyız."

Olayın üstünden sekiz gün geçtikten sonra Erdoğan imam Hatipliler Kurultay'ında, "Birkaç tane kendini bilmez kılıç çekiyor. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlar temizlenecek." dedi.

Erdoğan 26 Eylül'de New York'ta da "Bu işin içerisindekiler kimlerse bunların hak ettikleri cezayı almasını temin edeceğiz" dedi.

Cezalar açıklandıktan sonra da, iktidar sahipleri, sözcüleri ve çevreleri, "cezanın Atatürk sözlerinden dolayı değil, disiplinsizlikten dolayı verildiği" konusunda açıklamalar yaptılar ve herhangi bir disiplinsizlik söz konusu olmadığı için, elbette kimseyi inandıramadılar.

* * *

BBC'nin konu hakkındaki geniş haber metni şöyledir:

Kılıçlı yemin töreni: Teğmenlerin TSK'dan ihraç edilmesine tepkiler ne oldu?

Mezuniyet törenlerinde subay yeminini okuyan beş teğmenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilmeleri kararının ardından tepkiler devam ediyor.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), beş teğmene ve üç disiplin amirine Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma (ihraç) cezası verildiğini açıklamıştı.

Teğmenlerin avukatları hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini duyurdu.

MSB açıklamasında, "Önceliği müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; disipline aykırı hiçbir eylem, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır" ifadesine yer verildi.

Teğmenler, 30 Ağustos 2024'teki mezuniyet töreninde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek "subaylık yemini"okumuştu.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları teğmenlere disiplinsizlik nedeniyle soruşturma açıldığını söylemiş, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Atatürk'le hiçbir sorunu olamaz" demişti.

Teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar, 16 Ocak'ta Yüksek Disiplin Kurulu'nda (YDK) yaptıkları savunmalarda yemini okuyamayacaklarına dair bir emir olmadığını savunmuşlardı.

TSK'dan ihracı istenen teğmenlerin savunması: 'Kimse subay andını okumayacaksınız diye bir emir vermedi'

Teğmenlerin avukatları 31 Ocak'ta kararın açıklanmasının ardından yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, teğmenlerin yargılanmasının tarihe "bir emre itaatsizlik yargılaması olarak değil, gerçekte olduğu gibi "Mustafa Kemal'in askerlerinin" yargılanması olarak" geçeceği yorumunu yaptı.

Avukatlar, kararın askerlere resmi olarak tebliğ edilmeden basın açıklaması olarak kamuoyuna duyurulmasını "devlet geleneklerine aykırı bir tutum ve büyük bir ciddiyetsizlik" olarak eleştirdi.

Ortak açıklamada, "Vicdanlarda şimdiden mahkum olmuş haksız karara karşı hukuksal mücadelemiz tereddütsüz bir şekilde devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.

İhraç kararına tepkiler

Teğmenlerin ihraç kararına muhalefet partilerinden eleştiriler geldi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ihraç kararı için "kışlaya siyaset sokan Atatürk düşmanı zihniyetin dile gelmiş halidir" ifadesini kullandı.

Özel, "Atatürk'ün kurduğu orduda, 'Mustafa Kemal'in askeriyiz' demek suç değildir. Suç olan Atatürk'ün askerlerini Atatürk'ün ordusundan tasfiye etmektir" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu teğmenlerin yemin ettiği metnin altına imza atarak sosyal medya hesaplarından paylaştı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Teğmenlerimizin yanındayız, yalnız bırakmayacağız" dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" paylaşımı yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, "AK Parti, Atatürk'e bağlılık yemini etmeyi disiplinsizlik saydırtarak 5 teğmen ve 3 subayı Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç ettirdi. Bu utançla yaşayın!" dedi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB), sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, teğmenlerin TSK'dan ihraç edilmesini "Cumhuriyete bağlılığın ve Mustafa Kemal Atatürk'e vefanın cezalandırılması" olarak değerlendirdi ve karar için "hukuka aykırıdır ve kamuoyu vicdanında yok hükmündedir" ifadesini kullandı.

Uçum: Kasti bir çarpıtma

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, dile getirilen tepkilerde "kasti bir çarpıtma" olduğunu savundu.

Uçum,"Dört yüze yakın olduğu söylenen yeni mezun teğmen'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dedi. Bunların beşine ve disiplinsizlikle ilgili görülen üç sıralı amire ayırma cezası (ihraç) verildi. Gerçek buyken ayırma sebebi 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganıdır demek, kasti bir çarpıtma anlamına gelir" ifadelerini kullandı.

Uçum yazısında şunları kaydetti: "Eğer 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ifadesi, ayırma cezasının sebebi olsaydı dört yüze yakın yeni mezun teğmene soruşturma açılması ve hepsinin ihraç edilmesi gerekirdi. Demek ki sorun Mustafa Kemal'in askerleriyiz demek değil, ısrarlı emre itaatsizlikten kaynaklanan disiplinsizliktir."

Bahçeli: İsabetli bir karar

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin sosyal medya hesaplarından yaptığı yazılı açıklamada karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve kararın "doğru ve isabetli" olduğunu söyledi.

Herkesin bu karara saygı duyması gerektiğini belirten Bahçeli, "Karışık, karanlık ve kaotik Türkiye şartlarını ikmal ve inşa etmek için pusuda bekleyen demokrat maskeli darbe severler aklını başına almalıdır" dedi.

Bahçeli aynı açıklamada CHP ve bazı medya organlarına da şu sözlerle eleştirilerde bulundu:

"Türk askerinin arkasına saklanıp üç beş kendini bilmezin korsan metnini silah gibi kullanan CHP'sinden satılmış kimi medya organlarına, kiralık kalemlerden iç işgal cephesine tahkimat yapan alçaklara kadar "Mustafa Kemal"in askeriyiz sözünün cezalandırıldığını iddia etmeleri hem şeref mahrumu bir iftira hem de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi ve tarihi dokusuna dış bağlantılı operasyondur."

Ne olmuştu?

30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin bazıları, resmi törende askerlik yeminini ettikten sonra ayrıca toplandı.

Yaklaşık 400 teğmenden oluşan grup kılıç çattı ve hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek dönem birincisi Ebru Eroğlu liderliğinde "subaylık yemini" okudu.

Bu görüntüler sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı, ardından siyasetin gündemine yerleşti.

MSB kaynakları, basına verdikleri geçmiş demeçlerde soruşturmanın okunan metnin içeriği ve atılan sloganla ilgili olmadığını belirtmiş, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Atatürk'le hiçbir sorunu olamaz" demişti.

Meselenin "emre uyulmaması"olduğunu ifade eden MSB kaynakları, "Burada sorgulanan, disiplinsizlik ve bunun hangi motivasyonla yapıldığıdır" ifadelerini kullanmıştı.

MSB kaynakları ayrıca öğrencilerin metni okumak için yedi kez başvuruda bulunduğunu, ancak izin verilmediğini de vurgulamıştı.

Teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz"dedikten sonra tekrarladığı yeminin sözleri şöyle:

"Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!"

Teğmenler ifadelerinde ne söylemişti?

Yemine liderlik eden Ebru Eroğlu, savunmasında subay yeminini resmi törende okutma talebini "silsileyi bozmadan sıralı amirlerine ilettiğini" ancak kendilerine Harp Okulları yönetmeliğinin değiştiği ve bu sebeple tören esnasında andı okuyamayacaklarının tebliğ edildiğini söyledi.

Eroğlu, yazılı ifadesinde "Biz de bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde bu emrin hilafında hareket etmedik, böyle bir girişimde dahi bulunmadık" dedi.

TSK'dan ihracı istenen teğmen ayrıca şu ifadeleri kullandı:

"Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar. Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim."

Teğmen Talip İzzet Akarsu ise savunmasında şunları söyledi:

"Olay tören bitiminde gelenekselleşmiş kılıç çatma esnasında yaşanmış bir olaydır. Biz verilen emre itaat ettik. Törenden sonra subay andı okunmayacağına dair bir emir verilmemişti. Bizim devletin veya TSK'nın itibarını sarsmak gibi amacımız asla olamaz."

Teğmen Batuhan Gazi Kılıç ise andı mezuniyet töreninden sonra okuduklarını ve hiçbir emre karşı gelmediklerini ifade etti.

Kılıç, "Bize kimse tören bittikten sonra subay andını okumayacaksınız diye bir emir vermedi. Bu nedenle subay andını okumanın disiplinsizlik olacağını hiç düşünmedim ve okunan anda iştirak ettim" dedi.

Teğmen Deniz Demirtaş, kılıç çatma sırasında teğmenlerin oluşturduğu halkanın dışında olduğunu söyledi.

Teğmen Serhat Gündar ise kılıç çatma ve subay andının okunmasının yarısına yetişebildiğini kaydetti ve "Disiplinsizlik kastım yoktur" dedi.

* * *

Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan haber de şöyle:

Emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok, teğmenlerin TSK'den ihraç edilmesine tepki gösterdi.

Üçok, sorumluluğu olduğunu düşündüğü 3 yetkili isim için "Gördüğümüzde sırtımızı döneceğiz" açıklaması yaptı.

Emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok'tan 'teğmenler' tepkisi: 3 isim verdi, 'sırtımızı döneceğiz' dedi!

Teğmenler Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar, Deniz Demirtaş, Batuhan Gazi Kılıç ile alay komutanı vekili Albay Alper Topsakal Tabur Komutanı Yarbay Halit Türkoğlu ve Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk'ün TSK ile ilişiği kesildi.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamada, "Beş teğmene Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma cezası verildi" denildi. Teğmenlerin avukatları ise hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini duyurdu.

Emekli askeri hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, teğmenlerin TSK'dan ihraç edilmesinden sonra sorumluluğu olduğunu düşündüğü 3 yetkili isim için "Gördüğümüzde sırtımızı döneceğiz" açıklaması yaptı.

Albay Ahmet Zeki Üçok, şunları yazdı:

" Milli Savunma Bakanı Yaşar GÜLER, Genelkurmay Başkanı Org.Metin GÜRAK, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Serdar BAYRAKTAROĞLU, Mustafa Kemal'in askeri teğmenlerimize sahip çıkmadığınız için; Sizleri gördüğümüzde #SırtımızıDöneceğiz"

* * *

Milli Savunma Bakanlığı'nın bu kararı gerek Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde, gerekse Erdoğan/AKP iktidarının tarihinde unutulmaz bir leke olarak kalacaktır!

 


İstanbul On Kapak NUTUK - Emre Kongar Seçkisiyle

KİTAPÇILARDA

DİREN - Demokrasi İçin Manifesto Tarihimizle Yüzleşmek-Kapak ABD'nin Siyasal İslam'la Dansı-Kapak

Hoş geldiniz

Oğlum bu siteyi oluştururken, benden siteye girenler için bir "hoşgeldiniz" iletisi istedi. Ben de ona bir değil dört ileti verdim:

  1. "Yaşamın iki anlamı vardır: Sevgi ve üretim. Severek üretmek, üreterek sevmek"  (Yaşamın Anlamı, s.62)
     
  2. "Ben yazılarımı, bütün yaşamımla bile bu dünyada hiç bir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum." (Demokrasi ve Laiklik, s.87)
     
  3. "Her medya patronu ancak, gazetesindeki ya da kanalındaki en terbiyesiz medya mensubu kadar terbiyelidir". (Cumhuriyet, 13 Nisan 2000, Medya Notu)
     
  4. "Bütün insanları çok seviyorum. Gençleri daha çok seviyorum. En çok da okurlarımı ve öğrencilerimi seviyorum."

(1)Eski "Güncel"ler için Güncel Arşivi'ne bakınız.

Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Cumhuriyet Gazetesi Remzi Kitabevi Tele1 Televizyonu Koln Kutuphane StoryTel

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 3 Şubat 2025

Valid HTML 4.01 Transitional