Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

"YAZILI BASIN" VE REKLAM TARTIŞMALARI

 

Geçen haftalarda bu sütunda iki tartışma başlatmıştım.

Birinci tartışma konusu, "Yazılı basın" denir mi sorusu eksenindeydi.

İkinci tartışma ise, Özgür Kız'ın oynadığı Turkcell reklamındaki sevimli hayvanın, türünün saptanmasına yönelikti.

Her iki konuda da okurlarımdan ve uzmanlardan yardım istemiştim.

Okurlarımdan ve uzmanlardan pek çok yanıt geldi.

Önce birinci konudaki düşünceleri aktarayım:

Okurlarım, benim "'Basın' teriminin anlamı değişmiştir, artık bu terim, genel anlamda 'medya' karşılığı kullanılıyor, dolayısıyla 'yazılı basın' denebilir" görüşüme karşılık, genel olarak, 'basın' sözcüğünün 'yazılı' anlamını da taşıdığı, dolayısıyla, 'yazılı basın' denmesinin uygun olmayacağı kanısında buluştular.

Bu görüşü yansıtan okurlarım genellikle uzmanlardan oluşuyor; içlerinde Adil İzci gibi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri olduğu gibi, pek çok emekli öğretmen ve yazar da var.

Bu mektuplardan birini, emekli öğretmen Turgut Çelik'in yazdıklarını geçen hafta yayınlamıştım.

Değerli bilişim uzmanı ve Hürriyet'in köşe yazarı Yurtsan Atakan da bir mektup yollayarak, önce: "Ben 'yazılı basın' yerine 'basılı medya' terimini tercih ediyorum. Böylece 'basılı medya', 'elektronik medya' ayrımı da daha iyi yapılmış oluyor. Ne de olsa 'elektronik medya' da yazılı değil mi? En azından şimdilik..." demişti.

Sonradan ben, 'medya' terimini de, yabancı olduğu için tercih etmediğimi söyleyince, "'Medya' yerine 'yayın' demeye ne dersiniz: 'Basılı yayın', 'elektronik yayın', 'görüntülü yayın' vs..." biçiminde bir mektup daha yolladı.

Okurlarımdan Atay Sözer'in de katıldığı bu öneri hiç kuşkusuz, en az benimki kadar, belki benimkinden daha da geçerli.

Bu konuyu, ilerde yeniden tartışmaya açmak üzere, (kendi görüşümü de koruyarak) şimdilik kapatıyorum.

Bu arada zaman içindeki en güzel çözümü Türkçemizin o kendi içindeki "deha"sının oluşturacağına inandığımı da vurgulamalıyım.

Gelelim, Turkcell reklamındaki sevimli hayvanın kuzu mu, oğlak mı olduğuna:

Fahrettin Koyuncu ve İbrahim Karaca gibi bazı okurlarım, bir reklam filmini tartışmanın bana yakışmadığını belirten mektuplar yolladılar. Çünkü onlara göre bu tartışma, reklamların toplum üzerindeki yozlaştırıcı etkisine katkıda bulunuyordu.

Sehap Önder, her zamanki titizliğiyle, reklamın başındaki ve sonundaki havyanla, tepede görüntülenen hayvanın farklı olduğunu saptamış.

Okurlarımın çoğunluğu, başta ve sonda gösterilen hayvan yavrusunun oğlak değil, kuzu olduğu görüşünde.

Tepede görüntülenen hayvanın ise keçi olduğunda hiç kuşku yok; ben filmi dondurarak da baktım, hayvanın boynuzları açık seçik görünüyor.

Sorun, başta ve sonda çekimi yapılan hayvanın türünün saptanmasında ortaya çıkıyor. Okurlarımın ezici çoğunluğunun kararına (ve benim de gözlemime) karşı, birkaç okurumla birlikte, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Hayvan Yetiştirme Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı da, bu sevimli yavrunun oğlak olduğu kanısında.

Yani bu reklamda, aynı hayvan yerine farklı iki hayvanın kullanıldığında ve bunlardan birinin boynuzlu bir keçi olduğunda hiç kimsenin kuşkusu yok.

Tartışma, ilk ve son bölümlerdeki yavrunun oğlak mı, kuzu mu olduğu konusunda.

Ben elimdeki bilgileri okurlarıma aktardım.

Başka yapabileceğim bir şey yok.

Bu arada hayvanın türü hakkında, kayınvaldesiyle takım elbisesine iddiaya giren okuruma da, her durumda kayınvaldesine bir takım elbise almasını, böylelikle eline geçen 'iyi bir damat olduğunu kanıtlama' fırsatını derhal kullanmasını öneririm.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional