Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

F KLAVYE FIRTINASI

 

 

Bir yazarı en mutlu eden olaylardan biri, kimsenin dikkat etmediği sanılan, gayet gündelik, çok sıradan sayılabilecek ama aslında çok önemli olan bir konuda yazdığı yazıya beklenmedik yoğunlukta olumlu ve olumsuz tepkilerin gelmesidir.

Böylece kimsenin dikkat etmediği sanılan, gündemde olmayan ama gerçekten önem taşıyan bir konunun yakalanmış olduğu fark edilir.

Toplumun gündeminde olmayan ama çok önem taşıyan bir konuyu gündeme taşıyabilmiş olmaktan başka daha ne mutlu edebilir bir yazarı?

Benim "F Klavye'nin Önemi" yazım da böyle bir sonuç doğurdu.

Demek kimsenin fark etmediği sanılan bu sorun hakkında çok duyarlı bir çok kesim varmış ve güzel bir konu yakalamışım.

"Bir çok kesim varmış" diyorum, çünkü gelen yansımaların bir bölümü, ötekilere oranla çok küçük de olsa, olumsuz tepkiler.

Yani bu konuyla ilgili olan kesimler birden çok.

Öyle anlaşılıyor ki, "F klavye" konusunda en azından iki taraf var:

"F klavye"den yana olanlar ve "F klavye"ye karşı olanlar.

Bir de "konuyu önemsiz görenler" var ki, bunlar gerçekten olayın öneminin mi farkında değiller, yoksa "F klavye"ye karşı olanların safında yer alıyorlar ama açıkça durum belirtmek ve tavır koymak yerine "Yahu bu kadar önemli sorun varken şimdi bu F klavye konusu da nereden çıktı" diyerek konunun gündemden düşmesini mi sağlamak istiyorlar çok emin değilim.

Yollanan mektuplar içinde Şampiyon Daktilo Kursları'nın hocalarından ve daha önemlisi bu kursların kurucusu olan İhsan Yener'den gelenler de var.

Tahmin edersiniz ki bunlar "olumlu yansımalar".

Bir okurum, A. D. (iznini almadığım içini adını belirtmiyorum, zaten gerçek isim olup olmadığından da emin değilim) müthiş bir zeka ile çok güzel bir eleştiri yazmış.

Sayemde klavyenin ne olduğunu, ve "F klavyenin önemini" öğrendiğini belirterek benle "matrak geçiyor". (Okurlarım bu argo tabir için beni mazur görsünler ama yapılan işi bundan daha güzel anlatan bir deyim bulamadım).

Bir kişi, beni "dinozor" diye nitelemiş ve "F klavyenin" modasının geçtiğini söylemiş (ki bunun ne büyük bir yanlış olduğunu ilerde belirteceğim).

Yazımın bu kadar ateşli bir tartışma başlatmış olmasının ardında mutlaka başka ögeler var diye düşündüm ve konunun uzmanlarıyla görüştüm.

Gerçekten de ortaya ilginç bir sonuç çıktı.

Olayın bu kadar ilgi çekmesinin ardında "diz üstü bilgisayar" (nam-ı diğer laptop) ithalatçıları varmış.

Diz üstü bilgisayarların klavyelerini "F Türkçe" yapmak maliyeti arttırdığı için buna karşıymışlar.

Bu firmaların (hangileri olduğunu bilmiyorum) 70 milyon nüfuslu bir pazarın gereklerini dikkate almak yerine, kendi standartlarını empoze etmek istedikleri anlaşılıyor.

Ayrıca masa üstü bilgisayarların klavyeleri açısından da "F Türkçe" klavyeler, uyduruk "Q Türkçe" klavyelerden biraz daha pahalıymış ve zor bulunuyormuş.

"Q Türkçe" klavye konusundaki bilinçsizlik ve vurdumduymazlık en önemli sorun olarak görünüyor:

Bakın bu konuda İhsan Yener ne diyor:

"Türk dilinin özelliklerine göre on parmakla-bakmadan klâvye kullanma yöntemi için çok verimli bir Standart Türk Klâvyesi 1955 yılından beri resmen varolduğu halde, İngiliz dili için 130 yıl önce (on parmak yönteminin bilinmediği çağlarda) belirlenen (ve Türkçe'deki binlerce sözcüğün yazılmasına olanak vermeyen) American Standard Code for Information Interchange (ASCII) klâvyeyi Dünya standardı zanneden ve buna eklenen, Türkçe'ye has 7 harfin, en kullanışsız yerlere bilinçsizce yerleştirilmesiyle oluşturulmuş klâvyeyi de Q Türkçe standardı olarak kabullenen kullanıcıların bu hususta bilinçsiz oluşları, bilgisayar kullanımındaki verimsizliğin en büyük etkeni olmaktadır."

Bu konuya gelecek hafta devam edeceğim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 18 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional