Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

DEMOKRAT OLMAK ZORDUR

 

Sevgili okurlarım, dünyanın en zor işlerinden biri demokrat olmaktır.

Demokrat olmak her şeyden önce insanın kendine güvenmesini gerektirir.

İnsanın kendine güveni ise öyle Allah vergisi bir duygu değildir.

Kendine güven, önce ailedeki, sonra okuldaki eğitimle, daha sonra iş yaşamındaki izlenimlerle ve bu arada akıp giden günlük yaşam içindeki deneyim birikimiyle elde edilir.

Çeşitli iniş ve çıkışlarla dolu yaşam süresince başarı ve başarısızlıkların akılcı biçimde değerlendirilmeleri, insanın kendine güvenini oluşturan temel ögeler arasındadır.

Demokrat olmanın ikinci koşulu, insanın başkalarına güvenmesini gerektirir.

Diyelim ki siz uygar ve demokratsınız, ama etkileşimde bulunduğunuz öteki insanlar, özellikle de rakipleriniz demokrat mı?

Sizin düşüncelerinizin üzerine, karşı görüşlerle mi yoksa kaba kuvvetle mi geliyorlar, ya da gelecekler?

Ya yanınızdakiler?

Sizle aynı görüşleri, aynı eylemleri, aynı hedefleri paylaşanlar, sizin kadar demokrat mı?

"Başkalarının" demokratlığı, tabii sizin sorumluluğunuzda değil; ama onların demokrat olup olmaması sizin demokratlığınızı yakından etkiler:

Herkesin kaba kuvvet kullandığı bir ortamda siz demokrat olsanız ne yazar, olmasanız ne yazar; kaba kuvvet sizi, demokratlığınızla birlikte silip süpürür.

O halde demokratlığın önkoşulu, sizin kendine güveninizden de önce bir ortam sorunudur:

İçinde yaşadığınız ortam, yani toplum yeterince demokrat mıdır?

Bir toplumun demokrat olması için, o toplumun, totaliter ve otoriter tutumlardan arınmış, aydınlanmış, dinci, milliyetçi ve her türlü cemaatçi ideolojiden kurtulmuş, özgür ve bağımsız kişilik sahibi bireylerden oluşması gerekir.

İşte, bir insanın demokrat olabilmesi için kendine güvenmesi ve başkalarına güven duyması, ancak böyle bir demokratik ortam içinde anlam taşır:

Yani önce içinde yaşadığımız ortam yeterince endüstrileşmiş, dinsel totalitarizm ve milliyetçi faşizm tehlikelerini, aydınlanarak aşmış bir toplum niteliği taşıyacak, ondan sonra da insanlar kendilerine ve başkalarına güvendikleri ölçüde demokrat olacaklar.

Türkiye, demokrat olma sınırına çok yaklaşmıştır; ama bugün için demokrasiyi tam anlamıyla hazmetmiş olduğunu iddia etmek de olanaksızdır.

Bu nedenle ülkemizde demokrat olmak, demokratikleşmelerini tamamlamış olan öteki toplumlara göre çok daha zordur.

* * *

Türkiye'de toplumsal önderler, özellikle de siyasal liderler, topluma yön veren kişiler olarak sadece demokrasiye inanmak değil, aynı zamanda topluma örnek olacak demokratik davranışlar da sergilemek zorundadır.

Türkiye, demokratikleşme sürecini böylece çok daha hızla ve çok daha kolaylıkla tamamlayacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin ön koşullarını önce Bağımsızlık Savaşı, sonra da Atatürk Devrimleri ile sağlamış olan partidir.

Demokrasiye doğru önemli bir başka adım olan çok partili düzene geçiş kararını da Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü'nün vermiş olması, bu partinin Türkiye'nin demokratikleşme sürecindeki tarihsel yerini bir kez daha perçinlemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin birinci genel başkanı Mustafa Kemal Atatürk, Bağımsızlık Savaşı'nı yapan lider kadrosu içinde, Cumhuriyet'e inanırken tek başınaydı.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü, kendi partisinin lider kadrosu içinde çok partili demokrasiye inanan tek kişiydi.

Türkiye bugünlere, bu iki yalnız liderin, liderlik vasıfları, kendilerine güvenleri ve demokrasiye olan inançlarıyla geldi.

Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional