“Medya tümüyle “Fransız kalıyor!”
Batur Fatih İLHAN – MEDYATAVA
[email protected] # twitter.com/baturf
Ülkemizin
demokrat ve muhalif kanaat önderleri arasında hayli nezih bir yeri
olduğunu düşümdüğümüz Prof. Dr. Emre Kongar'la; gün gelecek de oturup
iki arkadaş gibi dört başı mamur bir mülakat yapacağım, kulağıma,
mesleğe stajer olarak başladığım günlerde usulca fısıldansa, herhalde
bunun bir tür 'çaylak testi' olduğunu düşünürdüm.
Şimdi
bunu neden mi yazdım? Çünkü bugün görüştüğüm Prof. Dr. Kongar, ta o
günlerde -o zaman sık sık konuk olduğu NTV yayını bitip de- makyaj
odasına yollanırken, koridorda verdiğim selamları alır, üstüne bir de
hâl hatır sorardı (Beni, doğum günü olan her 13 Ekim'de kendisine yolladığım e-tebrik mesajlarımdan tanıyordu).
Yıllar
birbirini kovaladı, oldu 2011. Ben meslekte hep ısrar ettim. Emre
Kongar da REMZİ KİTABEVİ yayınları arasından raflara henüz çıkan 34.
eseri 'İçimizdeki Zalim'i, kaleme aldı.
Sordum? 'Mülakât imkânı var mıdır?' diye. Hemencecik 'Elbette!' cevabını aldım. Hakkında neler öğrendim, neler! Aşağıya değil ama buraya yazacağım. Kongar Hoca, “THE FUTURE SONUD OF LONDON”
dinleyen biriymiş. “THE MATRIX” filmiminin koyu bir hayranıymış.
Sabahları i-pod dinleyerek en az bir saat ritmik koşular yaparmış...
...Ve günü gelmiş, Batur'a röportaj vermiş...
Türkiye'de yetişen en büyük biliminsanlarından, uzman sosyolog, gazete köşe yazarı,
TV programcısı ve elbette milyonların sevgilisi,
Hocam, Emre Kongar'ı -büyük bir onurla- takdimimdir...
***
“'ZULÜM”, DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ ENGEL!”
Yeni
kitabınız 'İçimizdeki Zalim'de; acımasız ve haksız davranmayı, güçlü
bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü
durumu, kıygıyı, eziyeti ve efendim en nihayet, cefayı konu
ediniyorsunuz. Konu seçiminizin gerekçesi nedir? 280 sayfalık kitabınızı
hangi motivasyonla kaleme aldınız?
Kanımca
gerek insanlığın gerekse Türkiye’nin en önemli sorunu demokrasinin ve
insan haklarının kurumlaşması. Bu kurumlaşmanın önündeki en önemli engel
de “Zulüm”. Bu nedenle konunun hem bireysel hem de toplumsal ve siyasal
boyutlarına eğilmek, zulmün nedenlerini irdelemek ve onlarla mücadele
etmek için bu konuyu seçtim. Yani hem güncel, hem de yapısal bir sorun
olduğu için.
Bugün Türk medyasına bakınca gördüğünüz nedir?
Birkaç
cesur ve namuslu kalem ve kişi dışında medyanın hem yönetici hem da
yazar ve yorumcu düzeyinde zulme alet olduğunu, birbirlerini ve başka
insanları ihbar ettiğini, insan hakları ihlallerine çanak tuttuğunu ve
sık sık “nefret söylemi” kullandığını görüyorum.
Sizce medya, neye/kime ayna tutuyor?
Genel
olarak iktidarın istediği yönde kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Ayrıca
çatışma noktalarını da abartarak, düşmanlıkları körükleyerek tiraj ve
reyting almaya çalışıyor.
Siz medyada oluşturulan gündemlerle genelde hemfikir misiniz?
Esas
olarak iktidarın oluşturduğu veya oluşturmak istediği gündemi izlediği
için, elbette bazı konularda gerçek gündemi yansıtıyor. Ama temel
sorunlara ve süreçlere tümüyle “Fransız kalıyor!” Sorunların görüntüleri
üzerinde odaklaşarak esas sorunların üstünü örtüyor.
Kırgın ya da kızgın olduğunuz medya mensubu var mı?
Bana
haksızlık etmiş ve etmekte olanlar da dahil, kimseye kırgın ya da
kızgın değilim, Sadece gerçekleri saptıranlara, iftira atanlara,
haksızlık yapanlara acıyorum. Çünkü tarih ve vicdanlar önünde mahkûm
oluyorlar.
“ 'YORUM FARKI'NA ŞAKA YOLLU BİLE MÜDAHALE EDİLMİYOR! ”
Eve hangi gazeteler girer? Güne kimleri okuyarak başlarsınız?
Büyük
tirajlı gezeteler ve tabii yazarı olduğum CUMHURİYET. Okumaya
başlarken, gazete ya da yazar seçmem, gazeteler hangi sırayla duruyorsa,
o sırayla okumaya başlarım, çünkü hemen hemen hepsini okuyorum.
Evde/ofiste hangi hangi TV kanalları izlenir?
NTV;
CNNTÜRK, SKYTÜRK ve HABERTÜRK gibi kanalları izliyorum ama haberler
uzun sürdüğü için genellikle internet'ten izlemeyi tercih ediyorum.
Tabii STAR'da Uğur Dündar’a da bakıyorum.
“YORUM
FARKI”; bir NTV klasiği olarak 6. sezonu ile ekranlarda. Camiada çoktan
benzer programlar başladı bile. “YORUM FARKI” projesi kimin fikriydi?
“YORUM FARKI”nın kimseciklerden korkusu yok, bildiğini açıkça
haykırıyor. Bu iktidarı sağlayan NTV yönetimi midir?
Bizi
NTV yönetimi bir araya getirdi. Yani program tümüyle onların eseri.
Herhalde yapı iyi kurulduğu için, yani Kongar-Barlas seçimi iyi bir
seçim olduğu için yüksek reytinglerle sürüyor. Sanıyorum programın
tuzunu biberini Barlas’ın genellikle iktidardan yana olan yorumları
sağlıyor, çünkü ben herkesin gördüğü, toplumun tanık olduğu konulardaki
eleştirilerimi dümdüz sıralıyorum, Barlas’ın benim saptamalarım
karşısındaki savunmaları ilgi çekiyor sanıyorum. Evet programın
kimseciklerden korkusu yok. Şimdiye kadar altı sezondur, en ufak bir
müdahale veya sınırlama ile (şaka yollu bile olsa) karşılaşmadık.
2011 baharını idrak ederken, Türkiye’de ‘farklı olmak’ artık hangi kutba kaydı?
Bugün
Türkiye’de en tehlikeli konum, gerçekleri araştırmak irdelemek ve
muhalif olmak biçiminde tecelli ediyor. Baksanıza cezaevleri, işlerini iyi yapmaktan başka derdi olmayan gazetecilerle dolu.
Türkiye
Cumhuriyeti ile neredeyse yaşıt bir gazetenin yayın kurulu üyesi ve
kadim yazarlarındansınız. CUMHURİYET nasıl bir yükseklikte size göre?
Çok ortaklı yapısı var denilen, TSK güdümlü olduğu savlanan, Yunus
Nadi’nin mucidi olduğu CUMHURİYET, sizin için ne ifade diyor?
Cumhuriyet,
sahip olduğu tirajdan çok daha etkili bir gazete. Kimsenin de güdümünde
değil. Ama bilhassa eski çalışanlarında ne biçim bir kin ve garez
oluşmuşsa, İlhan Selçuk öleli neredeyse bir yıl oldu, bırakın ölmüş bir
kişi olmasını, hâlâ onun annesinin etnik kökeni üzerinden bile
saldırılar sürüyor! Bu kin ve nefreti anlamak olanaklı değil, bu beni
gerçekten korkutuyor.
“TUTUKLU GAZETECİLERİN DURUMUNDAN UTANIYORUM!”
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) verilerine göre, ülkemizde halen –aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık ve Mustafa Balbay-
gibi isimlerin bulunduğu 57 gazeteci cezaevinde. Bu rakam Türkiye'deki
basın özgürlüğü konusuna ilişkin olarak size ne düşündürüyor?
Utanıyorum!
Internet, dünyayı zeka küpü devasa bir beyine mi dönüştürdü? Nedir bu e-mucizenin tarifi?
Internet,
zekâsı olmayan bir yapı, milyarlarca bilgiyi sırtında taşıyan bir eşek
gibi (Aslında eşek bile internet’ten daha zeki ya… İşte okuma yazma
bilmediği için lafın gelişi öyle dedim.) Onu ancak insan zekâsı işlevsel
kılıyor: Hem iyi hem de kötü amaçlar için!
Medyada meydana gelen gelişmeleri internet ortamındaki sitelerden takip ediyor musunuz?
Her gün mutlaka MEDYAVA’ya ve ODATV’ye bakıyorum.
Türkiye Haziran’da yeni bir seçime gidiyor. Sonuçlar için öngörünüz nedir?
Kamuoyundaki
genel hava mevcut siyasal yapıda pek bir değişiklik olmayacağı
biçiminde ama her an sürprizlere hazır olmak gerekir.
Medya serüveniniz daha ne kadar sürer? Size göre gazeteciliğin sonu var mı?
Yazarlık ve biliminsanlığı, ölene kadar sürecek etkinlikler. Tabii insanın aklı fikri yerinde olduğu sürece.
“BİLİM ÜRETMEKTEN BAŞKA HEDEFİM OLMADI!”
Emre Kongar’ın tecrübelerini ilk elden aktardığı özel bir çırağı var mı?
Pek
çok genç arkadaş yetiştirdim, bir çoğu profesör, dekan, rektör oldu. Şu
anda böyle biri yok ama okurlarım ve izleyicilerim var, bana inanılmaz
itibar ediyorlar.
Bugün mesleğe başladığınız ilk güne dönebilseniz, neleri daha çok yapar ve neleri hiç yapmazdınız?
Her
şeyi aynen yapardım, çünkü benim hiçbir zaman kendimi yetiştirmekten ve
bilim yapmaktan başka bir hedefim veya uğraşım olmadı. Bütün
yaptıklarım içinde bulunduğum ortamın benden beklediklerine koşut oldu.
Emre Kongar’ın bir günü nasıl geçer?
Sabah
7:30-8:30 arası kalkarım. Mutlaka her gün bir saat spor yaparım. Daima
az ve sık yerim. Meyva ve kuruyemişi seviyorum. Sık check-up yaptırmam ama sağlığımı da ihmâl etmem.
Kendinizi 10 yıl sonra nerede ve hangi konumda görüyorsunuz?
Bugünkü
sağlığımda ve konumumda olabilmek benim için büyük bir mutluluk ve
başarı olur. Ben kendisiyle barışık ve kendinden memnun bir insanımdır,
bütün yaşamım boyunca da öyle oldum, hiçbir zaman geri dönmek istemedim,
ilerisi için hedefler koymadım.
MEDYATAVA okurları için, sizden bu görüşmelik son bir mesaj isetesem, dudaklarınızdan hangi kelimeler dökülür?
'İçimizdeki Zalim’i özellikle bütün anne-babaların ve öğretmenlerin okumasını öneririm; daha iyi bir dünya yaratmak için!
© MEDYATAVA-2011